CiddiGazete- Ankara'da öldürtülen Ülkü Ocakları eski genel başkanı Sinan Ateş cinayetiyle ilgili iddianame mahkeme tarafından kabul edildi.

22 tutuklu sanığın yargılanması için mahkemeden gün beklenirken, 145 sayfalık iddianame için de tepkiler ve sorular gelmeye başladı.

Tetikçiyi İstanbul'dan Ankara'ya taşıyan çakarlı minibüsün ruhsat sahibi tutuklanırken, cinayetin ardından aynı ismi Ankara'dan İstanbul'a getiren "çakarlı" Audi'nin plakası ve ruhsat sahibi iddianameye yazılmadı.

Sözcü'den İsmail Saymaz, tetikçi Eray Özyağci'yi cinayetin ardından Ankara'dan İstanbul'a kaçıran isimlerin kullandığı Audi marka "çakarlı" aracın kime ait olduğunu sordu.

İddianamede suikastte kullanılan diğer otomobil ve motosikletin ruhsat sahibi ile plaka bilgileri yer alırken, tetikçiyi İstanbul'a kaçıran Audi marka siyah renkli çakarlı araç hakkında detay belirtilmedi.

İsmail Saymaz'ın "Sinan Ateş'in tetikçisini taşıyan çakarlı Audi kimin?" başlıklı yazısı şöyle:

Sinan Ateş'i öldüren tetikçi Eray Özyağcı, cinayet mahallinden Vedat Balkaya'nın kullandığı motosikletle kaçtı.

Eski Ülkü Ocakları Genel Merkez yöneticisi Tolgahan Demirbaş’ın aracıyla beklediği Konya - Haymana yolundaki benzinliğe gittiler.

Yarım saat sonra Demirbaş'a ait 06 BSG 441 plakalı aracın yanında durdular. Motosikletten koşarak inen Özyağcı, kaskını yol kenarına atıp araca bindi.

Demirbaş, tetikçiyi Gölbaşı Gökçehüyük'teki çiftliğe bıraktı.

Hızla Ankara'ya döndü.

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı Emre Yüksel ile buluştu.

Onun 34 CYR 469 plakalı aracını alarak, çiftliğe döndü.

Yüksel de "Audi marka siyah bir araçla" Demirbaş'ın peşinden gitti. Çiftliğe yakın bir mevkide Demirbaş'ı ve tetikçiyi alıp İstanbul'a doğru yola çıktı.

SİYAH AUDİ, PTS'LERE TAKILDI

"Audi marka siyah araç" Ankara-İstanbul yolculuğundaki her bir adımında Plaka Tanıma Sistemi'ne (PTS) takıldı.

Vize randevusu almak bile hayal Vize randevusu almak bile hayal

İddianamede gün gün saat saat yazılı.

Misal...

30 Aralık'ta saat 18.34'te Gölbaşı'na seyrediyor.

Saat 19.27'de Eskişehir yönünde ilerliyor. Önde iki kişi var.

Saat 21.08'de Sakarya’ya giriyor.

Saat 22.36'da Bolu'da çorbacıda duruyorlar. Aracı Yüksel kullanıyor.

Saat 23.16'da Yüksel ve Demirbaş yola çıkıyor.

Saat 23.27'de Bolu Highway Outlet adlı dinlenme tesisine giriyorlar. Demirbaş şoför koltuğuna geçiyor. Yüksel, marketten alışveriş yapıyor. Yakıt alıyorlar.

31 Aralık'ta saat 00.29'da Kocaeli'ni geçiyorlar.

Saat 01.07'de Çamlıca gişelerine giriyorlar.

Saat 02.01'de Avrupa Yakası'na geçerek, Barbaros Bulvarı ve Levent'te dolaşıyorlar.

Saat 02.50'de Anadolu Yakası'na dönüyorlar.

Gece Kurtköy'deki Tevetoğlu Oteli'nde konaklıyorlar.

DÖNÜŞTE ÇAKAR TAKTILAR

Saat 09:56'da Ankara’ya geri dönüyorlar.

İddianameden:

"31.12.2022 günü saat 13:25'de siyah renkli Audi marka aracın Çamlıca Gişeler Ankara İstikameti kameralarındaki görüntüsünde, ön kısmında iki kişinin olduğu, önünde mavi kırmızı çakar renklerinin olduğu..."

PLAKA SAKLANDI

"Çakarlı siyah Audi PTS"lere girdiği, çorbacının ve benzinliğin kameralarına yansıdığı halde iddianamede plakası yazılmıyor. Aracın kime ait olduğu açıklanmıyor.

Demirbaş, ifadesinde sadece "Emre Yüksel beni arayarak, 'Gel İstanbul'a gidelim' dedi. Beni bir araçla aldı" diyor.

Yüksel de "Bana resimlerde göstermiş olduğunuz araçla Demirbaş'ı çiftlik yolunda bir yerden aldım, İstanbul'a doğru yola çıktık" demekle yetiniyor.

İkisi de araç hakkında bilgi vermiyor.

Ya "çakarlı siyah Audi"nin kime ait olduğu sorulmamış...

Ya da sorulmuş ama verdikleri yanıt iddianameye konmamış!

ÜÇ İHTİMAL

Araç iki ülkücüye ait olmadığına göre kimindir?

Aklıma şu ihtimaller geliyor:

1- Milletvekili dokunulmazlığına haiz bir araç olabilir. Çünkü Demirbaş'ın eski MHP Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'un da kaldığı evde gözaltına alındığı iddia ediliyor. Kılavuz'un adı iddianamede geçmiyor.

2- Bir kamu kurumuna ait olabilir. Tetikçi Özyağcı, suikast için İstanbul'dan Ankara'ya iki özel harekat polisinin eskortluğunda götürülmüştü.

3- MHP'ye ya da Ülkü Ocakları'na tahsisli araç olabilir.

"PLAKA BELLİ, SAVCI BİLİYOR"

Sanıklar arasında, Sinan Ateş suikastini sekiz ay soruşturduktan sonra tutuklanan Ankara Emniyeti Cinayet Büro Amiri Mustafa Ensar Aykal da var.

Aykal, ifadesinde, tüm delilleri kendisini topladığını belirterek, "Demirbaş’ın yakalanması ve telefonuna el konulmasında görevimin gereğini yerine getirdim" diyor.

Aykal'ın avukatı Aziz Bingöl'ü aradım.

"Çakarlı siyah Audi araştırıldı mı?" diye sordum.

Şöyle yanıt verdi:

"Plakayı öğrendiler. Aracın kime ait olduğunu tespit ettiler ve savcıya bildirdiler."

Buna rağmen savcılık iddianamede aracı tarif etmekle yetinip plakasını saklıyor.

Niçin?

Aracın sahibi kim?

Plakası kimin üzerine kayıtlı?

Bu sorunun yanıtı bizi, iddianamede karartılan siyasi bağlantılara ve kayrılan faillere bir adım daha yaklaştırabilir.

MHP'Lİ AVUKAT AYNI DAKİKAKALDA AYNI TESİSTE DURMUŞ

Eski Ülkü Ocakları Genel Başkan Yardımcısı ve Avukat Serdar Öktem de tutuklular arasında.

Öktem, azmettirici Doğukan Çep'in 2014'te uyuşturucu çetelerine karşı mücadele eden Hasan Ferit Gedik'i öldürmesine ilişkin davada avukatlığını üstlenmişti.

İddianameye göre Öktem, suikast günü Bursa'dan Ankara'ya gidiyor.

Tesadüf (!) bu ya...

Tetikçinin taşındığı araçla aynı saatlerde İstanbul'a doğru yola çıkıyor. Onlarla aynı dakikalarda Bolu'daki dinlenme tesislerinde duruyor.

İddianameden:

"31/12/2023 tarihinde saat 00:41'de Öktem'in Highway Alışveriş Merkezi’nde görüntülendiği..."

Bir tesadüf (!) daha!

Öktem, 1 Ocak 2023'te Ankara'da saat 15:17'de Eskişehir Yolu yönünde tetikçinin taşındığı "siyah renkli Audi"nin bir saniye arkasındayken PTS'ye takılıyor.

3 ve 4 Ocak'ta da siyah Audi'nin birer saniye arkasında gittiği tespit ediliyor.

Öktem, geçirdiği Covid nedeniyle hiçbir şey hatırlamadığını söylüyor. "Geçirdiğim ağır Covid sonrası unutkanlık yaşadığım için hatırlamakta güçlük çekiyorum" diyor...