CiddiGazete- AKP Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, A Haber Ankara Temsilcisi Murat Akgün'ün gündeme ilişkin sorularını cevapladı.

Türk Tabipleri Birliği (TTB) Başkanı Şebnem Korur Fincancı’nın, 20 Ekim 2022 tarihinde, PKK/YPG silahlı terör örgütünün sözde yayın organına yaptığı açıklamada, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) kimyasal silah kullandığını iddia etmesi üzerine, “terör örgütü propagandası yapmak” suçundan gözaltına alınmasını değerlendiren Numan Kurtulmuş şunları söyledi:

FİNCANCI'NIN GÖZALTINA ALINMASI

“Türkiye'de vatandaşlarımızın siyasi görüşleri farklı olabilir. Legal örgütlerin üyeleri olabilirler. Sonuçta Türkiye'de hepimizin bazı ortak değerleri var. Bunlardan bir tanesi de TSK'dır.

Bu iftirayı Türkiye düşmanları yapsa, dikkat almaz geçersiniz ama sonuçta Türkiye’nin önemli bir meslek kuruluşunun başkanının böylesine bir iftiranın tarafı olması, TSK'yı yıpratmaya kalkması asla kabul edilemez. Bu makul değil, yasa dışı bir tavır değil, aynı zamanda Türkiye'nin bütünlüğüne karşı saldırıdır. TSK'yı bu iftiralarla yıpratmak kime hizmet edecektir? Kabul edilemez. Zaten soruşturmalar başlamış durumda. Bunlardan sonra nihai bir karar verilecektir.”

Numan Kurtulmuş’un açıklamalarından öne çıkanlar özetle şöyle:

BAŞÖRTÜSÜ TEKLİFİ

“Fiilen Türkiye'de başörtüsü yasağının artık uygulamada olmadığı aşikardır. Türkiye'de başörtülü subaylarımızın olduğu, başörtülü hakimlerimizin olduğu, başörtülü valilerimizin olduğu bir döneme geldik çok şükür.

Ama sonuç itibarıyla CHP'nin Sayın Genel Başkanı hiç de gündemde değilken, mevzubahis değilken, bir gece yarısı bir tweet atarak, ‘Hadi bir kanun teklifi yapalım’ dedi.

Madem bu konuda samimiler, biz de diyoruz ki, bunun en üst hukuk normu olan anayasayla çözülmesi gerekir.

Hazırladıkları kanun metni de zaten sıkıntılı bir metindir. ‘Üniformanın gerektirdiği şartlar dışında’ diyor. Şimdi yarın bir gün başka bir iktidar gelir, örnek olsun diye söylüyorum, ‘Başörtülü bir polis memurunun olması mümkün değildir. Çünkü üniforma bunu kapsamıyor’ derse, bunu nasıl uygulayacağız ya da bu uygulamadaki zulmü nasıl ortadan kaldıracağız?

Samimiyseniz buyurun bir anayasa değişikliği yapalım. AK Parti hükümeti anayasa değişikliğini hazırlamıştır. Meclis'e gelsin, bütün partilerin bir samimiyet sınavından geçeceğini açıkça söylemek lazım.

ANAYASAL GÜVENCE

Burada bu mesele sadece AK Parti'nin meselesi değil, CHP'nin de İYİ Parti'nin de diğer partilerin de meselesidir. Türkiye'de başörtüsü meselesi derken birçok kimse için belki bu tanımlamadan ibaret ama binlerce insanın hayatını mahvetmiş, mesleklerini elinden almış, memuriyetten atmış bir zulümden bahsediyor. Bu zulüm döneminin bir daha Türkiye'de hortlamaması için bunu anayasal bir güvence altına alınması en tabii olandır.

Madem CHP böyle bir konuyu gündeme getirdi hadi buyurun hodri meydan, hep beraber en üst hukuk normu olan anayasa değişikliği ile bu işi çözelim ve bir daha hiç kimsenin aklına başörtüsüyle uğraşmak, başörtüsünü yasaklamanın gelemeyeceği, böyle bir şeyin düşünülemeyeceği bir Türkiye inşa edelim.

TAKVİM VE REFERANDUM

Burada CHP'ye de görev düşüyor. Sayın Akşener'in dünkü söylediklerinden sonra da İYİ Parti de bu başörtüsü meselesinde önemli bir sınavla karşı karşıya kalacaktır. Buyursunlar parlamentoda hep beraber en yüksek ittifakla başörtüsü konusundaki anayasal değişikliği yapalım. Bir de başta MHP olmak üzere diğer partilerle de bir müzakere süreci olur.

Burada mühim olan niyettir. Bizim bu anayasa değişikliğinin yapılması konusundaki niyetimiz sahihtir. Amacımız bu yasağın tamamıyla gündemden kalkmasıdır. İzlediğimiz yöntem hukukidir. Önümüzdeki günlerde belli bir takvim içerisinde bu gündeme gelir ve ümit ediyorum ki parlamentodan rahatlıkla geçirilebilecek toplumun çok geniş kesimlerinin üzerinde ittifak edeceği bir konu olur. Çünkü varsayalım ki eğer bu konu referandumla halka sorulursa şundan eminiz, halkımızın büyük bir kısmı bu ayıbın ortadan kalkması için anayasa değişikliğine destek verecektir.

'İKİ SANDIK OLACAK' İDDİASI

Bu anayasa değişikliği ile seçim meselesini birbirinden ayrı konular olarak ele almak lazım. Takvim nasıl denk gelir? Referanduma gider mi? İnşallah referanduma gitmeden bu iş geçer ama referanduma giderse dediğim gibi milletin buraya çok büyük bir destek vereceği aşikardır.

Bunun takvimi başka bir takvimdir, seçim takvimi başka bir takvimdir.

Biz burada iyi niyetle, samimiyetle bu sürece destek arayacağız. Sürecin sonunda da inşallah Türkiye için tarihsel anlamda büyük zulümlerin izlerini taşıyan bu başörtüsü meselesi gündemden kalkmış olacaktır.

'ALTILI MASA'NIN ADAYI

Adaylarını ne zaman açıklayacaklarını ve kimi aday yapacaklarını tespit etmek bize düşmez. Ama siyaset nihayetinde yarıştır. Şu anda bizim adayımız bellidir. Bence esas meselesi sadece adayı tespit edememek değildir. 6 tane farklı parti, siyasi geçmişleri farklı, Türkiye'nin geleceğine ait vizyonları farklı, neredeyse hiçbir ortak noktaları olmayan bir oluşum var. Bunlar bir araya gelecek ve ortak vizyon çevresinde toplanacaklar. Bunları bir arada tutan şey, Erdoğan karşıtlığı.

Bence altılı masa da dememek lazım, 6+2 diyebiliriz. HDP ve FETÖ... Bunları da işin içine katabiliriz. Ama en azında artık herkes biliyor. HDP'nin desteği olmadan 6'lı masanın çıkaracağı adayın yarışa ortak olması mümkün değildir.

Esas mesele temel konularda nasıl hareket edecekleridir. Temel konularda aralarında ciddi farklılıkların olduğunu bildiğimiz bir 6'lı masa var. Türkiye gelecek vizyonunu merak ediyor, doğal olan da budur. Yaptıkları ve yapacakları belli olan Erdoğan, AK Parti ve Cumhur İttifakı var. Diğer tarafta ne yapacağı belli olmayan, fikirleri ortak noktada buluşmayan bir koalisyon var.

Başkanlık sistemine geçişteki amaç Türkiye'yi yönetilemeyen ülke konumundan çıkarmaktı. Tekrar bu arkadaşlar koalisyon mantığıyla yöneteceklerini söylüyorlar.

Zorlukları aday belirleyememek değil, istikamet belirleyememektir. Savruldukları görülüyor. Kılıçdaroğlu'nun adaylık pozisyonundan geri adım atacağını sanmıyorum.

AKP’NİN 'VİZYON BELGESİ' TANITIMI

Zihniyet devrimiyle 20 yılda başarı ortaya koyduk. AK Parti'ye 1 kez bile oy vermiş olanların oranı yüzde 68'dir. ‘Türkiye Yüzyılı’ yeni bir döneme başlangıçtır. Bir siyasi parti vizyonu değil, Türkiye'nin milli bir vizyonudur. Büyük bir heyecan oluşturduğunu şimdiden görüyoruz. Muhtevası itibarıyla muhteşem bir şölen olacak.

(Muhalif gazeteci ve isimlerin tanıtım törenine davet edilmesi) AK Parti kapsayıcı, kuşatıcı özelliği sayesinde bugünlere geldi. Böyle büyük bir şölen yapılıyor, ‘Vizyon Belgesi’ kamuoyu ile paylaşılacak. Bize destek vermeyebilirler. Çağırılabilecek en geniş davetli grubunu davet ettik. Çok güçlü bir katılım olacak.

TOGG FABRİKASININ AÇILIŞ TÖRENİ

(Muhalefet liderlerinin TOGG Gemlik fabrikasının açılışına davet edilmesi) Davet samimiyetle yapılmıştır. Gelip gelmemek muhataplarının işidir. Gelirlerse ne ala, en güzel şekilde ağırlarız. Türkiye otomobilini 30 sene, 50 sene önce halletmeliydi.

Devrim arabalarının nasıl baltalandığı, Vecihi Hürkuş'un, Nuri Demirağ gibi isimlerin yaptıklarının nasıl engellendiğini konuşmalıyız. Devrim arabalarının yapılması gerçekleşseydi Türkiye'nin en az bilinen 2-3 otomobil firması olurdu.

İhanetlerin olduğu bir Türkiye sanayileşme tarihi olduğunu görüyoruz. Tüm bariyerler aşılarak, bürokratik oligarşinin direnmesine rağmen Türkiye belli bir noktaya gelmiştir. Savunma sanayii yüzde 75 yerlilik oranına ulaşmıştır. Ciddi bir mesafe katedilmiştir. TOGG'un üretimi de sanayileşmemiz için önemlidir. Takdirle karşılanmalıdır.

İSVEÇ, NATO VE PKK KONUSU

Bunu uygulamada göreceğiz. Hem İsveç hem Finlandiya şunu gördü, Türkiye blöf yapmıyor. Türkiye'nin terörle mücadelesi hayatidir. Türkiye terörle mücadeledeki önceliklerinden vazgeçmeyecektir. İsveç'in sözleri olumlu sözlerdir ama biz uygulamaya bakacağız. PKK, İsveç sokaklarında eylemlerine devam edecek mi, etmeyecek mi? Pratik tarafa bakacağız. Türkiye bir söz söylediğinde asla geri adım atmaz.

YENİ DESTEK PAKETLERİ

Vatandaşımızı enflasyona ezdirmeyecek teşviklerin ortaya konulması amacımızdır. Her alanda olabilecek her imkanla vatandaşımızın alım gücünü artıracak adımlar atmaya devam edecek. Asgari ücret de buna dahil. Bu istikamette devam edilecektir. Türkiye kürsel krizden en az zararla çıkacak sayılı ülkelerden olacaktır.”