MUHARREM İnce’nin cumhurbaşkanlığı adaylığının siyasette pek çok beklentiyi farklılaştırdığını biliyoruz.

Cumhur İttifakı ya da iktidar cephesi, rakip olarak çok açık biçimde Kılıçdaroğlu'nu istiyordu.

Şaşırdılar ancak dağılmadılar.

Daha önce de söylediğim üzere Cumhurbaşkanı Erdoğan, seçim kampanyasını “2002 seçimlerinin kodlarına” döndürdü. 2002’de Erdoğan çok açık biçimde “ikili bir siyaset” istiyordu.

Sağda tek parti, solda tek parti.

Sağı tek partide, solu tek partide konsolide etmek.

Böylelikle Türkiye’nin değişmez denklemi yerini bulacak, sağ kazanacaktı.

Bu yüzden sürekli CHP’yi hedef aldı ve son kez olarak Baykal’la bir televizyon tartışmasına katılıp, “Tek rakibim Baykal” mesajını verdi.

Barajın da yardımıyla umduğundan öte bir Meclis çoğunluğuyla iktidar oldu.

Sonrasında da hep buna oynadı.

Risk gördüğü anda sağı birleştirecek adımlar attı. Has Parti’nin, Demokrat Parti’nin genel başkanlarını alarak sağı hep tek elde tuttu.

Son olarak da Bahçeli’yi yanına aldı.

Şimdi de aynı şeyi yapıyor ve İnce, Kılıçdaroğlu’na oranla daha dişli bir aday olsa da Türkiye’nin sağ-sol dengesizliğine oynuyor.

Bu durumdan en fazla rahatsız olan ise İYİ Parti oldu.

İnce adı ve Erdoğan’ın tavrıyla CHP konsolide olunca, İYİ Parti’nin ve Meral Akşener’in canı sıkıldı.

Ve bence kampanyaların seyri önümüzdeki günlerde değişecek. Bunun sinyallerini de görmeye başladım.

İYİ Parti, ilk turda CHP’yi hedefe almak zorunda olduğunu gördü ve Akşener’in kampanyası “CHP’ye yüklenmek” üzere yön değiştirecek.

Çünkü Akşener gördü ki, Erdoğan’la hesaplaşabilmek için 2. tura kalmak zorunda ve eğer bir 2. tur olacaksa, öncelikle İnce’yi geçmesi lazım.

Önümüzdeki günlerde Meral Hanım’ın CHP ve İnce eleştirileri artarsa kimse şaşırmasın.

*********** 

BAHANE

ADAMIN biri “seks” üzerinden siyasi mesaj vermiş.

Demiş ki: “Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanı seçilinceye kadar eşlerimiz bize haram olsun.”

Bu laf üzerine Hürriyet Gazetesi’ndeki iki yazar, sevgili arkadaşım ErtuğrulÖzkök ve Ahmet Hakan, adamcağıza veryansın etmişler.

Bence gereksiz bir tutum, lüzumsuz bir ciddiye alma.

Çünkü bana sorarsanız, bu lafı söyleyen adam aslında siyasi bir mesaj vermiyor, mesajı “eve yönelik”.

Belli ki, adamcağız eşiyle cinsellik yaşamak istemiyor.

Ya sıkılmış ya da bu gereksinimini dışarıda hallediyor.

Ancak eve de bir şey söylemesi lazım.

“Canım istemiyor” dese ayıp olacak.

“Beni artık etkilemiyorsun” dese hakaret olacak.

“Kusura bakma, dışarıda bir sevgilim var” dese kıyamet kopacak.

O da şahane bir bahane bulmuş, “Tayyip Bey seçilene kadar bana haram” diye ağır bir yemin ediyor.

Böylelikle kurtuluyor.

En azından 24 Haziran’a kadar rahat.

24 Haziran’dan sonra ya yeni bir bahane bulacak ya da Erdoğanseçilmesin diye dua edip oyunu Millet İttifakı’na verecek.

*********** 

BEKLEYİN, 24’ÜNDEN SONRA ADALET GELECEK

EZHEL adında bir sanatçı, “uyuşturucu kullanımını özendirmek”suçlamasıyla tutuklandı.

Nasıl özendirmiş bilmiyorum.

Şarkısını dinlemedim.

Zaten kendisinden de haberim yoktu.

Ancak böyle bir suçlamayla birinin tutuklandığına ilk kez şahit oluyorum.

Adaletin geldiği nokta bu.

Uyuşturucu satıcıları ortalıkta cirit atarken, okul önleri uyuşturucu satıcısı kaynıyorken, AK Parti’nin en güçlü olduğu bölgelerde dahi torbacılar sokaklara egemen olmuşken, uyuşturucu satıcılarına kimse dokunmazken, uyuşturucu kullanma yaşı ilkokul düzeyine inmişken, uyuşturucu tacirleri neredeyse promosyon kampanyaları yaparken bunlara dokunulmazken, bir şarkıcı son derece sübjektif bir bakış açısıyla içerde.

Adaletin geldiği nokta bu işte.

Allah’tan tüm partiler söz verdi, seçimden sonra adalet gelecekmiş.

İnşallah.

Maşallah.

*********** 

MARANKİ ORMANA NE GÖMDÜ DERSİNİZ!

BELGRAD Ormanı’na silah gömmüş havası yaratan “çakma” profesör Ahmet Maranki, sıkışınca tüm benzerleri gibi çark etti.

“Belgrad Ormanı’na gömdüğümüz şey öfkemizdi” demiş.

Aferin.

Yıllarca “çakma” doktorluğunu yutturan adam, “Bunu da yuttururum elbet” diye düşünmüştür haklı olarak.

Yutar mıyız?

Ben yutarım.

Çünkü Maranki gibi biri Belgrad Ormanı’na silah gömdüyse eğer emin olun ki, o silahlar da “çakma” dır.

Ancak bu açıklama ve bu kıvırmayla anlıyoruz ki, Maranki Belgrad Ormanı’na aslında “haysiyetini” gömmüş.

Gömdüğü yeri bulabilirse gidip çıkarmasını tavsiye ederim.

Biraz kirlenmiş, biraz çamura bulanmış olabilir.

Ama yine de hiç yoktan iyidir.

*********** 

FENERBAHÇE’DE İMKÂNSIZ KOALİSYON KURULMUŞ

FENERBAHÇE’deki başkanlık seçimi, ilginç bir koalisyon oluşturdu.

İktidarın, Aziz Yıldırım’ın bir dönem daha başkan kalmasını istediği bir sır değil.

AK Parti’nin seçim kampanyasını yürüten Faruk Acar’ın, Aziz Yıldırım’ın yanında yer alması bunun en açık göstergesi.

Ve Aziz Yıldırım’ı destekleyen bir diğer grup ise Fenerbahçe Spor Kulübü üyesi “Ulusalcılar”.

Aslında AK Parti karşıtı olan bu isimler, nasıl oluyorsa Aziz Yıldırım’ın yanında yer alıyorlar.

Gerekçeleri ise “FETÖ ile mücadele eden Aziz Bey’i yalnız bırakamayız”.

Oysa kendisine operasyon yapan FETÖ’cü savcıları kulübe üye yapan sanki Aziz Yıldırım değilmiş gibi. Belli ki, Aziz Bey de “kandırılmış”.

Ama önemli olan dün değil bugün.

Ve bunun sonucunda da böyle bir koalisyon.

*********** 

CEHALETİN DİZİLERİ

HAKİKATEN kafayı üşüttük iyice.

Diriliş Ertuğrul dizisinde kötü bir karakter olarak yansıtılan bir Selçuklu vezirine ait olduğu gerekçesiyle, 100 yıldır Anadolu’nun bir köşesini süsleyen ve dizi başlayıncaya kadar “kutsal bir mekân” olduğu varsayılan Selçuklu Kümbeti’ne bir grup fanatik genç saldırmış.

Artık inançlarımızı, sevgilerimizi, tarihimizi ve tarihe yaklaşımımızı diziler belirlemeye başladı.

Cehaletin bundan daha açık bir göstergesi olamaz.

*********** 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Seçimlerde kişilere değil, geleceği bağlılık gösterdiğimiz zaman.