CiddiGazete- Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, CHP'li 10 büyükşehir belediye başkanını Başkent'te ağırladı.

"Büyükşehir Belediye Başkanları Ankara Buluşması" adı altındaki etkinlik, Anıtkabir ziyaretiyle başladı.

Büyükşehir belediye başkanları daha sonra Sheraton Otel'deki toplantıya geçti.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, toplantının açılış konuşmasında kritik mesajlar verdi. Haksızlıkların ve yanlış uygulamaların karşısında yer alacaklarını belirten Yavaş, "Burada altını çizerek vurgulamak isterim ki, bizler büyükşehir belediye başkanları olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da haksızlıkların karşısında olacağız. Dayanışma içerisinde bir bütün halinde hareket edecek, süreci yakından takip edecek ve asılsız ithamların karşısında tek vücut olarak yer almaya devam edeceğiz. Ülkemizin yegâne temel taşı millet iradesi ve demokrasidir. Millet iradesi ve demokrasinin olduğu yerde bu iradeye karşı yapılan haksızlıkların ve yanlış uygulamaların karşısında yer alacağımızı peşinen beyan ediyoruz" dedi.

Mansur Yavaş'ın konuşmasından satır başları şöyle:

- Bugün burada, "Kızılca Gün" diye adlandırılan, istiklal meşalesinin yakıldığı günün, Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün Ankara’ya gelişinin 102. Yıl dönümünde, Büyükşehir Belediye Başkanları Ankara Buluşmasında sizlerle bir arada olmaktan, sizleri ağırlamaktan mutluluk duyuyorum. Bu anlamlı günde hepiniz Cumhuriyetin Başkenti Ankara'mıza hoş geldiniz, şeref verdiniz.

- Bundan tam 102 yıl önce bugün, Mustafa Kemal Paşa ve temsil heyeti, tarihimizin dönüm noktası olan en önemli ziyareti kentimize yaptı. Paşa’nın Ankara’ya gelişi sürecinde yakılan sinsin ateşi etrafında toplanan binlerce seymen ve halk, adeta kurtuluşu temsil ediyor, yanan ateş ise hürriyet ateşini hatırlatıyordu. O gün geldiğinde, 27 Aralık 1919’da ise Orta Anadolu'dan Ankara'ya akın akın gelen vatan sevdalıları, Paşa'yı 35 bin kişi ile karşıladı.

- Bu karşılama ve irade, evet, bir yandan bizlere daha o günden kurtuluşu ve kuruluşu müjdeliyordu. Ancak bir yandan da kurtuluş ve kuruluşun ardından sonra gelecek nesillere, bizlere ve bizden sonraki nesillere çok önemli sorumluluklar yüklüyordu.

- İşte bu anlamlı günün yıl dönümünde, 11 büyükşehir belediye başkanımızla Ankara'da buluşmaktan ve bize yüklenen sorumluluk gereği birlik ve beraberlik içerisinde çalışmaktan dolayı büyük mutluluk duyuyorum. Yerel yönetimler, halkla birebir temas eden, onlara en yakın devlet kurumlarıdır.

- Bizler de bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da halkımızla el ele, gönül gönüle, sadece gerçek ihtiyaçları önceleyerek, çözümler sunarak, üreterek, kaynaklarımızı etkin ve doğru kullanarak hizmet etmeye devam edeceğiz.

"İFTİRA VE KARALAMA İÇEREN SEÇİM KAMPANYALARINI HEP BİRLİKTE YAŞADIK"

- Hatırlarsınız, seçim öncesinde "iki koyun güdemezler", "topal ördek olurlar", "sosyal yardımı kesecekler", "faturalarınızı pkk'lılar getirecek", "su sayaçlarınızı dhkpc'liler okuyacak" gibi iftira ve karalama içeren seçim kampanyalarını hep birlikte yaşamıştık. Hatta Ankara'da "Belediye her aya eksi 50 milyon lira ile başlıyor, yönetemezler" gibi korkutma, sindirme ve baskılama siyaseti de izlenmişti.

- Seçim bitti, millet iradesi tecelli etti ve işte buradayız. "Yönetemezler" denilen belediyelerin nasıl daha iyi yönetilebileceğini, halkımızın asli ihtiyaçları doğrultusunda projeler üretilebileceğini, halkın vergilerinin doğru yerlerde ve şeffaflıkla harcanabileceğini hep birlikte yaşıyoruz.

- Üstelik bu hizmetler yapılırken, tüm belediye başkanlarımızın kendi şehirlerinde kimseyi ayırt etmeden, kimsenin kimliğine bakmadan, kentlilerin tamamına bir bütün olarak doğru çalışmaları sunduğunu ve kentteki tüm katmanlarla buluşulduğunu gözlemliyoruz.

"OY MAHALLİNE GÖRE HİZMET ANLAYIŞI ORTADAN KALKTI"

- Büyükşehirlerimizdeki en büyük değişim ve hizmet de bu oldu. Ayrımcılığın, kutuplaştırmanın, hatta kimi illerde fitne ve dedikodunun olduğu iklimden çıkıldı; vatandaşlarımız huzur içinde yaşamanın konforuna erişti. Bir grubu kötüleyen, diğer partiliyi dışlayan, oy mahalline göre hizmet yapılan anlayış ortadan kaldırıldı.

- Vatandaşlarımız alıştıkları torpil ve adaletsizlik kavramlarından arınmaya başladı. Sadece Ankara’da, barınma sorunu yaşayan 6 bin üniversite öğrencimizi ağırlarken hiçbirinin kimliği, memleketi, oy verme tercihleri, düşünceleri irdelenmedi; tüm başvuran üniversite öğrencilerine "vatandaşımız" ve "geleceğimiz" olma özellikleri ile geçici barınma imkânı sağlandı.

- Belediyelerin en çok sorumlu olduğu iki alan su ve ulaşımdır. Bizlerin 11 Büyükşehirde uyguladığımız bu alandaki politikalar da tüm vatandaşlarımızın malumudur. Ucuz ve temiz su kullanımını, ucuz ulaşımı temel bir insan hakkı olarak gördüğümüzü daha önce defalarca belirttik. Kentlerimizde bir yandan uzun yıllar ihmal edilen altyapı çalışmaları ve temiz su erişimine öncelik verirken bir yandan da bu erişimi düşük ücretlerde tutmaya özen gösteriyoruz.

- Ankara'da yıllarca halka pahalı su satıldığı ve buradan elde edilen gelirlerin hangi hayali projelere harcandığını yıllarca takip ettik. Şu an geldiğimiz noktada ise suyu maliyetine vatandaşa sunan bir belediyecilik anlayışının hâkim olduğunu, vatandaşlarımızın tüm giderleri ve faturaları artarken su faturalarının nasıl temel haklar düzeyinde olduğunu görmekteyiz.

- Ulaşımda da yine Büyükşehir Belediyelerimiz elini taşın altına koymuş, ulaşımı sübvanse ederek maliyetlerin birçoğunu vatandaşlarımıza yansıtmamıştır. Ara vermeksizin artan maliyetlerle Ankara’da ulaşımın 6,5 lira olması gerekirken, son yapılacak olan fiyat artışında maliyetlerin büyük kısmı vatandaşlara yansıtılmamış, bu rakamın çok altında bir ücretle ulaşım hizmeti sağlanması kararı alınmıştır.

- Özellikle pandemi döneminde halkımız, devletin var olduğunu, yanında olduğunu, dara düşenlere destek olduğunu, Büyükşehir Belediyelerimizin yaptığı çalışmalar ve hizmetlerle yakından hissetti. Güneşin, onun önünü kapatan gökdelenlerden daha kıymetli olduğunu; insanın, betondan daha değerli olduğunu; yeşilin, plastiklerden daha bereketli olduğunu herkes tecrübe etti. Bu durum, Büyükşehir Belediyesi yönetimlerimize artan bir şekilde devam eden destek ile gözlemlenmektedir.

"TOPLUMSAL HUZUR SAĞLANDI"

- Bu çalışmalar, kentlerimizde toplumsal huzuru sağlamakta kalmadı, bir duyguyu daha ön plana çıkardı: "Güven." Pandemi döneminde Büyükşehir Belediyelerimizin yaptığı dayanışma çağrılarına 81 ilden ve yurt dışından yüzbinlerce vatandaşımız karşılık verdi. Su, iftar, gıda, ulaşım bileti, nakdi destek gibi birçok alanda yapılan kampanyalarda Türkiye tek yürek oldu, Büyükşehir Belediyelerimiz aracılığıyla yüz milyonlarca liralık dayanışma sistemi, sosyal yardım alan ailelerimize aktarıldı. Burada parasal karşılığı olmayan, parayla kimsenin satın alamayacağı tek olgu, işte Belediyelerimize duyulan bu güvendir.

- "En çok oy veren yerden" değil "ihtiyacı olan yerden" başlamak,

- "Çılgın ve hayali projeler" değil "doğru ve ihtiyaca yönelik projeler" üretmek,

- "Göstererek ve görüntü maksatlı" değil "gizleyerek ve dayanışma maksatlı" çalışmak, bizlerin pusulası haline gelmiştir.

- Bir örnek vermek gerekirse, 1994 yılından beri sosyal yardımların uygulanma biçimi, bir kişiyi zengin edecek şekilde ürünler alıp, kapı kapı koli atmaktı. Bu çalışma biçimi hem kültürümüze, inancımıza ve değerlerimize aykırıydı hem de yardım alan aileleri mahallelisi ve komşusu önünde rencide ediyordu.

- İşte bizler bu görüntüleri ortadan kaldırmaya başladık. Kart sistemi ile uygar ve inancımıza uygun bir sosyal yardım sistemi kurduk. Artık bir tüccar alınan ürünler nedeniyle zengin edilmiyor, kentteki yardım ekonomisi esnafların tamamına dağılıyor. İhtiyaç sahibi vatandaşlarımız, kendine verileni değil, yalnızca gerçek ihtiyaçlarını alıyor. Buzdolabını tamir ettiren, evladına çikolata alan, eczaneden ilaç alan birçok örnekle karşılaştığımız oluyor. Üstelik dağıtım masrafları da ortadan kalkmış oluyor.

- Kartı sadece sosyal yardım alanlar değil, herkes kullanabiliyor ve kartlardan harcama yapıldıkça elde edilen komisyon belediyeye geliyor, bu paralar yine sosyal yardım alan ailelerimiz için harcanıyor.

- İşte 11 büyükşehir belediyesi olarak bizler, insanı, halk sağlığını ve kentlilerin, yaşadığı kentten mutluluk duymasını önceleyen projelerimizle çalışmaya devam edeceğiz. Çok çalışmaktan, üretmekten ve birbirimizi sevmekten başka çaremizin olmadığına yürekten inanıyoruz.

"HAKSIZLIKLARIN KARŞISINDA OLACAĞIZ"

- Kentlerimizde sağlanan bu güven duygusu ve huzur iklimine rağmen, belediye başkanlarımız hakkında son günlerde çok ağır sözler söylenmekte ve açıklamalar yapılmaktadır. Bu konuda detaylı açıklamamızı yarın ki deklarasyonumuzda detaylı olarak vurgulayacağız ancak burada altını çizerek vurgulamak isterim ki, bizler büyükşehir belediye başkanları olarak, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da haksızlıkların karşısında olacağız.

- Dayanışma içerisinde bir bütün halinde hareket edecek, süreci yakından takip edecek ve asılsız ithamların karşısında tek vücut olarak yer almaya devam edeceğiz. Ülkemizin yegâne temel taşı millet iradesi ve demokrasidir. Millet iradesi ve demokrasinin olduğu yerde bu iradeye karşı yapılan haksızlıkların ve yanlış uygulamaların karşısında yer alacağımızı peşinen beyan ediyoruz.

- Daha önce yaptığımız toplantılarda olduğu gibi, bu toplantının da iş birliğimiz, gelecek vizyonumuz ve proaktif sosyal belediyeciliğimize katkı sunmasını temenni ediyor, toplantı sonuçlarının kentlerimize, vatandaşlarımıza ve ülkemize güzellikleri getireceğini yürekten inanıyorum.

- Bu anlamlı buluşma vesilesiyle, başta büyük önder Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları olmak üzere, tüm kurtuluş kahramanlarımızı ve şehitlerimizi saygı, minnet ve rahmetle yâd ediyorum. 11 büyükşehir belediye başkanımızı Cumhuriyetimizin Başkenti Ankara'da, 27 Aralık Atatürk'ün Ankara'ya gelişinin 102. yıl dönümünde, böyle özel bir günde ağırlamaktan dolayı büyük mutluluk duyduğumuzu bir kez daha ifade etmek istiyorum.