Değerli dostlar;

Bugün gelin sizinle şöyle bir Türkiye-Amerika ilişkilerini konuşalım ha!..

Ne dersiniz!..

Nereden çıktı, bu kadar açlık, yokluk, yoksulluk, zam furyası varken diyeceksiniz…

Anlatayım…

Kanıma dokundu arkadaş, şu kefere Amerika başkanı Tramp’ın (Serseri) twitterı…

Şu alçakça tehdite bakın ya;

"Türkiye, benim büyük ve emsalsiz bilgeliğimle sınırları aşmak olarak değerlendirdiğim bir şey yaparsa, Türk ekonomisini yıkıp yok edeceğim daha önce yaptım…”

Vay vay vay…

Sömürge ülkesine bile böyle bir meydan okunamaz…

Nereden buluyor bu cüreti!..

Şuradan;

1940’lardan sonra bakın neler oldu?..

Vecihi Hürkuş ve Nuri Demirağ’ın uçak fabrikaları kapatıldı…

Şakir Zümre’nin silah fabrikası kumbara ve soba fabrikasına dönüştürüldü…

Top, havan, uçaksavar mermi ve uçak bombaları imal edilen fabrika, sahibi Nuri Killigil Paşa ile birlikte havaya uçuruldu…

Veeee işteeeee;

Gazi Mustafa Kemal’in bizlere vatan bıraktığı Türkiye Cumhuriyeti’nin bağımsızlığının Ata’nın vefatından sadece 9 yıl sonra kefere emperyalistlere teslim edildiği an…

Tarih 12 Temmuz 1947…

İsmet İnönü Cumhur’un Reisi…

Recep Peker Başbakan…

Daha sonra Başbakanlık koltuğuna oturan Hasan Saka Dışişleri Bakanı…

Hasan Saka, Marshall yardımı denilen o lanet olası anlaşmaya imzayı atar…

Türkiye’nin de istiklaline son verir adeta…

Daha sonra da Demokrat Parti dönemi ve Amerikan oyuncağı olmuş bir Türkiye…

Nato’ya giriş…

Müstemleke muamelesi…

Bitti mi, tabii ki bitmez…

Asıl oyun bundan sonra başlar...

Darbeler…

Başbakanı asmalar…

Türk gençliğini birbirine kırdırmalar…

Hükümetler kurdurup, hükümetler devirmeler…

Kendisine uşak yaptığı generaller…

Ekonomimizi istediği gibi yönlendirmeler…

Eğitim sistemini emrine alması…

Mezhep çatışmaları…

Türk-Kürt ayrımcılığı…

Terör örgütlerini maddi-manevi destekleme…

İktidara gelen bütün cumhurbaşkanı veya başbakanların Amerika’ya gidip icazet alması…

Askerimizin başına çuval geçirilmesi…

Paşalarımızın öldürülmesi…

Siyasetçilerimizin katledilmesi…

Bilim adamlarımızın öldürülmesi…

Gazetecilerimizin havaya uçurulması…

Fetöş ile kurguladığı darbe oyunu…

Daha daha yüzlerce sinsi planlar…

Say say bitmiyor değil mi?..

Eeeee;

Ayıdan post, gavurdan dost olmaz demiş atalar…

Doğru da demişler…

Ammaaaa;

Bizi yönetenler ne yapıyor?..

Hamasi nutuk!..

Halka oynuyorlar...

Çıkıyorlar meydanlara, kürsülerden bana Amerika’yı şikayet ediyorlar…

Bana niye şikayet ediyorsunuz beyler!..

Sizin muhatabınız bu halk mı, Amerika mı?..

Beyler, size piyon ve benim vatanıma sömürge muamelesi yapan Amerika’ya ve başkanı Tramp’a (Serseri’ye) dikleşin…

Hem de yüzüne...

Yapın, yapın da alnınızdan öpelim…

Zoruma gidiyor dostlar zorumaaaa…

Türk Milleti bunları hak etmiyor ammaaaa;

Ders de almıyoruz…

Bundan sonra alınır mı?..

Bilmem…

Hayırlı günler diler, vatandaş Halis Güler…

Selamlar, sevgiler...