Bayram deyince sizin aklınıza ne geliyor?

Benim aklıma yeni alınan giysiler, muhteşem bir kahvaltı, bayram harçlığı, sayısız misafirler, ziyaretler, neşe ve bereket geliyor...

Öncelikle herkesin bayramını kutluyorum...

Yaşadığımız şu zorlu günlerde iyice birbirimizi özlemiş ve aile ile arkadaşlar ile beraber yaptıklarımızın kıymetini anlamışken, bayram kavramı daha da bir önem kazandı sanki...

Ne mutlu Ramazan ayına kavuşup, bu ayın gerekliliklerini yerine getirip bayram kutlayanlara...

Her Müslüman Türk ailesinde olduğu gibi Türkeş ailesinde de Ramazan ayı coşku ile idrak edilir, iftar davetleri verilir, iftar davetlerine gidilir, mümkün olduğunca ibadet yapılır ve bayramın gelmesi heyecanla beklenir.

Bayram yaklaştıkça, bayram temizliği başlar. Bayram sofrası hazırlıkları yapılır ve tabi ki kardeşim ve bana bayramlıklar alınırdı. Ayrıca, babam Alparslan Türkeş ile annem Seval Hanım, bayram hediyeleri ve bayram kartları hazırlardı. Kısacası bizim evde de bayramların (hem dini, hem milli) önemi büyük, kutlaması coşkulu olurdu.

Babam Türkeş'in çok önemli özelliklerinden biri de çok vefalı ve ince düşünceli olması idi. Bayramdan bir hafta önce bayram ziyaretlerine başlardı. Öncelikle, vefat etmiş dava arkadaşlarının ailelerine, devrin yaşı büyük siyasetçilerine, kendi yaşına yakın dostlarına, ya ailece giderdik ya da kendisi gider bayramlarını kutlar ve çeşitli hediyeler verirdi. Ayrıca, bulunduğu şehirdeki ülkücü şehitlerin ailelerini, tespit ettiği kimsesizleri, yetimleri ziyaret eder, onlara da bayram hediyeleri verirdi.

Bayramdan bir gün önce de (arife günü) kabir ziyaretleri yapardık. Bayramlarda, özellikle bayramın ilk günü Ankara’daki evimizde olurduk.

Bayram sabahı erken kalkılır, babam ve erkek kardeşim, Ankara'da bulunan dayılarım, eniştelerim hep beraber Bayram Namazı'na giderler, evde de annem ve ben bayram kahvaltısı hazırlar, bayram kıyafetlerini giyip erkeklerin namazdan dönmesini beklerdik. Bu arada şunu da belirtmem gerekir ki; evimizin kapısı her zaman herkese açıktı (hala da açıktır).

Gelen her kim olursa olsun, misafire hizmeti evdeki yardımcıların yanı sıra annem ve ben yapardık. Annemin yemekleri çok güzeldir. Bizlere, misafirlere annem hep kendi eli ile yemek yapardı. Hatta o kadar ki; babamın günlük rutininde öğle yemeklerini bile annem hazırlar, görevli ülküdaşlarımızla MHP genel merkezine gönderirdi.

Dönelim bayram sabahına...

Namaz sonrası erkekler eve gelir, evdeki yardımcılar dahil olmak üzere kahvaltı sofrasına oturulur ve çok güzel sohbetlerle keyifli bayram kahvaltısı edilirdi. Daha sonra bayramlaşma töreni başlardı. Küçükler, büyüklerin ellerini öper ve bayram harçlığı ya da bayram hediyeleri verilirdi.

AHMET KUTALMIŞ BENİM ELİMİ ÖPERDİ

Öyle ki, kardeşim Ahmet Kutalmış benden bir yaş küçük olmasına rağmen, babam benim elimi ona öptürür ve hatta benim ona harçlık veya hediye vermemi teşvik ederdi. Ve böylece tüm bayram sürecek bayram ziyaretleri de başlardı.

Evdeki bayramlaşma töreni bitince Babam, genel merkeze gider, orada bayramlaşma yapardı. Bayramın ikinci gününden, bayram bitene kadar biz de evdeki misafir durumuna göre Ankara’da yaşayan ablamlara, dayımlara, teyzemlere, eşe-dosta giderdik. Çok keyifli, eğlenceli, maneviyat dolu sohbetler gerçekleşirdi. Bazen bayramın ikinci ya da üçüncü günü şehir dışına giderdik.

Gittiğimiz yerde de hem parti il ya da ilçe merkezinde, hem o bölge insanlarla bayramlaşma/bayram ziyaretleri olurdu. Olur da bayramın ilk gününden bir başka şehire gitmiş olsak dahi (otelde bile kalıyor olsak) bu bayram sabahı törenleri hiç şaşmazdı.

Şunu da belirtmek isterim ki; babam 1980 darbesi sonrası yaşadığı tutukluluk döneminde bile bu bayram ritüellerini yaşatırdı.

Anneme tutukluluk dönemini beraber yaşadığı arkadaşları, orada görevli olanlar için bayram hediyeleri sipariş eder ve orada da bayram kutlardı.

Tüm bu yaşadıklarım benim için unutulmaz ve çok güzel günlerdi ki hala Ramazan ayı ve bayramlar gelince içimde çocuk gibi aynı coşkuyu yaşıyorum...

Babam Alparslan Türkeş'in yokluğu böyle günlerde kendini daha da çok hissettiriyor ama yaşattığı güzel anları hatırlamak içimdeki burukluğu biraz olsun alıyor.

Bugünkü yazımı babamın yazdığı bir bayram mesajı ile noktalamak istiyorum:

Cenab-ı Allah’tan Aziz milletimizi ve tüm insanlığı içinde bulunduğumuz çağın bu büyük bunalımından kurtararak; ilim, ahlak ve iman yüceliği vermesini, helal rızıkla rızıklandırarak haktan, adaletten ayırmamasını, sabırla ümitle, Hak yolunda çalışmayı nasip etmesini ve böylece insanın yaratılış gayesine denk bir düzen içerisinde iki cihan mutluluğuna ulaştırmasını diler ve Ramazan Bayramınızı bu içten duygularla kutlar; selamlarımı, sevgilerimi ve saygılarımı sunarım.

Alparslan TÜRKEŞ MHP Genel Başkanı