Eeeeeyyyyy milleeeeet!

Nasılsınız?..

İyi misiniz?..

Depremle aranız nasıl?..

Büyük depremden bu yana ne yaptınız?..

Ne tedbir aldınız?..

Hıııı!..

“Hiçbir şey yapmadık” dediğinizi duyuyorum…

Amaaaan oldu bitti değil mi nasıl olsa!..

Ne gerek var tedbire-medbire!..

İşimizi Allah’a havale ediyoruz ya, yeter…

Devlet mi?..

Hahhahha!..

Onlar da vatandaştan beter…

Kandırmaca, aldatmaca, cekler, caklar, ciyaklar!..

7.4’ün ardından tam 20 sene geçmiş, ne yapılmış?..

Sıfıra sıfır elde var sıfır…

Vatandaş yine kaderiyle başbaşa…

Yollar yok, iletişim yok…

Panik çok...

Bilinçsizce, ne yapacağını bilmeden sağa sola savrulan insanlar…

Büyük deprem yakın, yine her kafadan bir ses çıkıyor…

Devletin ileri gelenleri birbirini yiyor!..

Peki ya tedbir?..

Geçin bunları…

5-10 bin kişiye 50-60 bilemedin 100 metrekare toplanma alanı…

Onun da yerini bilen yok!..

Neyse vatandaş olarak bütün bunlara müstehaksınız!..

Onu baştan söyleyeyim…

Çünkü bütün bunlara zamanında sesinizi çıkarmadınız, meydan meydan dolaşıp siyasilerin yalanlarını dinlediniz, onları alkışladınız avuçlarınız patlayıncaya kadar…

Ekranlara kuruldunuz gelin-kaynana programlarını, aptal aptal dizileri, yemek programlarını izlediniz…

Ne dert var, ne tasa!..

Deprem olduğu zaman da;

Eşhedü enlâ ilâhe illallah!..

Eeeeeyyyyy milleeeeet!..

Bu kardeşinizi iyi dinleyin;

Söylediklerimde zerre kadar hile hurda yok…

Sözde yazılı ve görsel basının yalanlarına kulaklarınızı tıkayın…

Şu anda moda…

Biliyorum; ama…

Sizden ricam;

Artık yeteeeeer!..

Şakşakçı olmayın!..

Yalakalık yapmayın!..

Kapatmayın gözlerinizi doğruya…

Gören gözlere kör demeyin…

Hak yemeyin…

Haram yemeyin…

Gitmeyin din tacirine; haramı helal yapar bir uyduruk fetva ile…

Eeeeeyyyy bu Cumhur’un Reisi,

Bakanı,

Bakmayanı,

Ne işe yaradığı belli olmayan yan gelip yatan milletvekili,

Bu cennet vatan, uçurumun kenarına gelmiş…

Birbirinize kinle, nefretle söylemleri bırakın...

Birlik olunması gereken bir zamanda hala siyasi bölücülük yapmayın…

Etmeyin, tutmayın, bu milleti uçurumdan atmayın…

Sizin gündeminizde;

Ocağına ateş düşen aileler…

Terör…

Deprem…

Çöken ekonomi…

Yanan mutfak…

Evine ekmek götüremeyen baba…

Üniversiteyi bitirip iş bulamayan üniversiteli...

Emeklinin perişan hali...

Kredi kartı mağdurları...

İntiharlar...

Aile içi geçimsizlikler...

Boşanmalar...

Şiddetler...

Katliamlar...

Tecavüzler...

Sokak çocukları...

Tinerciler...

Gaspçılar...

Soyguncular…

Suriyelilerin işgal ettiği Türkiye…

Olsun...

Abarttığımı sanmayın haaa!..

Çıkın sokağa korumasız, tebdili kıyafet, tek başınıza anlarsınız...

İyi gözlemleyin insanları lütfen...

Yüzü gülen bir insan görebilecek misiniz, otobüslerde, minibüslerde, tramvayda, trende veya metrobüslerde!..

Asık suratlar, düşünceli kafalar...

Açıklandı işte;

Türkiye, sefalette dördüncü sırada...

TÜİK verilerine göre işsizlik almış başını gidiyor...

Keza, enflasyon da öyle...

Dolara ve Euro'ya endeksli bir yaşam...

Sonra da kafanızı alın iki elinizin arasına bir düşünün;

“Yönettiğimiz Türkiye bu halde mi” diye!..

Evet evet eğer doğru baktıysanız, Türkiye bu halde eeeyyy bu ülkenin yöneticileri!.

Üç gündür Türkiye’nin aynası İstanbul’u gezip, insanlarını gözlemledim...

Şimdi değerli dostlar; bu ülkeyi yönetenler, yönetmeye talip olanlar, bu kardeşiniz ne desin;

Bu manzara iyi bir Türkiye manzarası mı?..

Memnunsanız mübarek olsun!..

Ders alınır mı?..

Bilmem...

Hayırlı günler diler, vatandaş Halis Güler...

Selamlar, sevgiler...