15 Haziran 2017'de başlayan 9 Temmuz 2017'de biten, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu öncülüğünde başlatılan Ankara'dan İstanbul'a kadar adalet talebiyle gerçekleşen sivil yürüyüşe (adalet yürüyüşü) çok olumlu yaklaşmıştım.

İyi Parti'nin meclise girebilmesi için CHP'den milletvekili transferi, akabinde 13 Kasım 2021'de "helalleşme" yolculuğu ile atılan adımlar Kılıçdaroğlu'nun gerçek bir demokrat olduğunu kanıtladı.

"Helalleşme" konusunun "Bu ülkenin makus talihini değiştirmek, bu ülkeyi barıştırmak arzusunda olduğunu" söylediğinde, artık CHP'de yeniden yapılanma olduğu sözlerinin söylemde kalmayacağını ortaya koydu.

Nitekim CHP lideri Kılıçdaroğlu, 3 Ekim'de helalleşme siyasetinde kıymetli bir adım atarak başörtüsü meselesini kapatacak bir çözüm önerisinde bulundu.

Önerisinde özetle şöyle dedi:

"Bu ülkenin yaraları var. Bu yaraları kapatmak cesaret istiyor, cüret istiyor, gönül istiyor, gözü peklik istiyor. Bazen oy kaybetmeyi göze almak gerekiyor. Bu yaralardan biri de başörtüsü mevzusu. Artık bu meseleyi sonsuza kadar kapatmanın, toplum olarak aşmanın, geride bırakmanın zamanı. Konuyu, devlet ciddiyetiyle çözme ve siyasilerin iki dudağının arasından çıkarma zamanı. Evrensel hukuk ilkeleriyle uyum içinde bir kanuni çerçeve oluşturduk. CHP grubu eksiksiz, amasız, fakatsız ve yüreklice bu kanunun arkasında duracaktır. Kadınların giyim kuşamını siyasetin tekelinden çıkarıyoruz. Bu hakkı yasal güvenceye alacağız; bunu bir tartışma konusu olmaktan çıkaracağız."

CHP liderinin önerisi bir samimiyet turnusolu. Kendisini yürekten tebrik ediyorum. İnanıyorum ki bu sorunu ortadan kaldırarak kadın hakları ve eşitsizliğini de çözecek.

Bu öneri ile "temel hak ve özgürlük" olan başörtüsü üzerinden siyasetin bitmez tükenmez sömürüsünün ve başörtüsü üzerinden oy toplama projelerinin önüne geçecek.

"Bunlar gelince başörtüsünü yasaklayacaklar" propagandasını da boşa çıkararak din istismarını da ortadan kaldıracak.

Seçim zamanında meydanlarda ellerinde Kur'an-ı Kerim, dillerinde "başörtülü bacılarım" şovlarına da rastlanmayacak.

Laikliğin katı olarak düşünülmesine yeni bir anlayış getirip; din, devlet ve toplum açısından değerlendirip, CHP kanadından yapılmasıyla klasik CHP zihniyetini yıkıp imaj kazandırarak CHP'ye normalleşme yolu da açılmış olacak.

Kılıçdaroğlu CHP'nin ezberini ve hatta iktidarın da ezberini bozarak, CHP'yi ideolojik bir parti olarak konumlandırmayı da sonlandıracak.

Kılıçdaroğlu siyaset yapma usullerini değiştirerek ve gerçekten cesur bir adım atarak, geçmişte yapılan hatalara sünger çekerek, siyasette çok daha belirleyici bir rol üstleniyor.

CHP liderinin bu tavrı parti teşkilatlarından tabana doğru yansıyacak ve zihinlerden topluma doğru özgürlük ve demokrasi alanını hızla genişleterek daha hür yaşama imkanı verecektir.

En önemlisi de 21. Yüzyıla gelmeyi hala başaramamış bazı zihniyetlerin, başörtüsünü yasal güvenceye alınmasıyla laikliğin elden gitmeyeceğini de kanıtlayarak laiklik kavramının daha anlaşılır ve doğruluğunu da ispatlayacaktır.

CHP'nin bu samimi teklifine Ak Partili siyasetçilerin nasıl karşılık vereceği de onların siyaset ve politikasının çizgisini belirleyecektir.

Umuyorum ki ülkemizde kutuplaşmanın olmadığı, rasyonel politikaya yöneldiğimiz günler gelecektir.