Adaylarını büyük oranda belirleyen partiler “seçim bildirgelerini” hazırlamaya başladı.

Her ne kadar yerelin dinamikleri dolayısıyla her bir bölgenin kendine özgü yapısı olsa da sandığın doğası gereği genel bir bildirgenin yayınlanması adetten.

Hatta yereldeki aktörlere yol gösterici olması dolayısıyla da politik harita niteliğinde…

Sistemin değişmesi, yerelde ilk kez bu denli açık ittifakların oluşmasından kaynaklansa gerek, partiler seçim bildirgelerine geçmişten daha fazla önem veriyor.

Hatta üzerinde oldukça yoğun çalışıyor…

Özellikle de CHP…

Her ne kadar tamamlanmamış olsa da CHP’nin Seçim Bildirgesi’nin ana çerçevesi ortaya çıkmış…

Yerelin yol, su, kanalizasyon, çöp gibi temel hizmetlerinin yanına yeni unsurlar eklenmiş…

Şunu baştan belirteyim ki, “aile sigortası”, “emeklilerin maaş artışı” gibi her seçim vaatlerde ön alan, hatta öteki partileri de kendine çeken CHP bu kez farklı bir alana yönelmiş.

Seçmenin doğrudan cebine, cüzdanına hitap eden hedefler belirlemiş…

HALK MARKETLERİ

Kooperatifler kurarak oluşturulacak gıda marketlerinden, enerji üretim tesislerine kadar uzanan geniş bir yelpazede yeni alanlar yaratmış.

Bir anlamda halkın çok daha ucuz ve sağlıklı gıda alabileceği market sistemine yönelmeyi öncelikleri arasına almış.

Aslında yakın geçmişte buna benzer uygulamalarla karşılaşılmış, ancak uluslararası market zincirlerinin baskın gelmesi nedeniyle belediyeler bu alandan çekilmişti.

Bunlara, tanzim satış adı altında hizmet verenlerle birlikte, Çankaya Belediyesi tarafından yıllar önce kurulan sonradan özelleştirilen market zinciri de örnek gösterilebilir.

Yeni sistem için örnek gösterdikleri Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin faaliyetine devam eden Ege Et market zinciri…

Halkın sağlıklı ve çok daha ucuz gıdaya ulaşımını sağlayacak market zincirlerini belediyelere yaymakta kararlı.

UCUZ GIDA VE ENERJİ

CHP Seçim İşlerinden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun “Halkla birlikte üretip, paylaşan bir belediyecilik anlayışını öngörüyoruz” dedi.

Toplumun, enerjiden gıdaya, giyimden temel ihtiyaçlara kadar taleplerini karşılayacak, kooperatifçiliği yaygınlaştıran bir belediyecilik anlayışı ile hareket edeceklerini belirtti.

İlginç örnekler de verdi…

Aydın Büyükşehir Belediyesi’nin kurduğu Ege Et’in üreticiden tüketiciye kadar uzanan bir kooperatif sistemi içinde hareket ettiğini ve halka en ucuz ve sağlıklı eti yedirdiğini belirtti.

Denizli’nin Bozkurt Belediyesi’nin de kurduğu temiz enerji sistemini de örnek gösterdi, “İlçenin 20 bin nüfusuna en ucuz elektriği sunabiliyor” dedi.

KATILIMCI BELEDİYECİLİK

“Katılımcı belediyecilik” olarak tanımladıkları sistemi bütün belediyelere yayacaklarını söyledi.

Belediyeciliğin sadece yerel hizmetlerle kalmayıp, eğitim, sağlık, bakım gibi alanlara da yayılması konusunda karar almışlar.

Bu kapsamda kreşlerle birlikte, sabah evden alıp, akşam tekrar bırakılan yaşlı bakım evleri; tazelenme merkezleri de kuracaklarını belirtti:

“Sabah işine giden evlatlar, evdeki yaşlı ebeveynleri için gözleri arkada kalmayacak, sabah evden alıp, akşam bırakıldıkları, sağlık hizmeti dahil her türlü olanağın sunulduğu yeni bir sisteme geçiyoruz.”

İSTİHDAM DA YARATACAK

Bir diğer hedeflerinin güvenli kentler yaratmak olduğunu belirtti, toplu taşımanın önemine dikkat çekti.

Bunu yaparken ekonomik krizin aile bütçelerine yarattığı etkiyi azaltma görevi üstleneceklerini; kooperatif sistemi ile de istihdam da yaratan belediyeleri yaratacaklarını söyledi.

Yol, su, kanalizasyon, çöp gibi hizmetlerin teknoloji sayesinde bütün belediyelerde standart hale geldiği bir dönemde yeni bir belediyecilik anlayışına tanıklık edileceğe benziyor.

İLAÇ GİBİ GELİR

CHP bu anlamda “yerelde geçimi” kolaylaştırmayı hedeflemiş bulunuyor…

Marketçilik, kooperatifçilik gibi belediyelerde bugüne kadar alışık olmadığımız bir yöne gidilmesinden dolayı eleştirilebilir.

Ancak ekonomik sıkıntının en yoğun olduğu dönemlerde sağlanan olanaklar seçmen zihninde kalıcı hale gelir…

Hele ki marketlerin ekonomik krizi fırsat bilip, acımasızca enflasyonun iki katı fiyatlarını yükselttiği dönemlerde ilaç gibi gelir…

Daha da önemlisi bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler ilkesine dayalı piyasayı da haddi olan yere getirir…