Değerli dostlar;

Hainimiz var mı?..

Hem de çok...

Vatanseverimiz var mı?..

O da çok...

Milliyetçisi var mı?..

Var...

Milliyetsizi var mı?..

Var...

Türkçüsü var mı?..

Var...

Türk düşmanı var mı?..

Var...

Hakiki Müslümanı var mı?..

Var...

Ya din taciri?..

Olmaz mı?..

En çok da ondan var...

Sahtekarı, namussuzu, arsızı, hırsızı...

Velhasılı ne ararsan var bizde...

Sanki iliklerimize işlemiş...

Şimdi size yine Osmanlı dönemine götüreceğim...

Oynanan oyunları, düzenbazlıkları, istememezlikleri, gammazlamaları gözler önüne sermek için...

Bakın değerli dostlar;

Osmanlı tarihinde çok büyük başarılara imza atmalarına rağmen kelleleri uçan sadrazamları, paşaları biliyor musunuz?..

Belki yüzlerce kellesi uçan sadrazam, paşa var da şu üç sadrazamı hemen herkes bilir...

Çorlulu Ali Paşa...

Beyazıt ile Çemberlitaş arasındaki binlerce yerli ve yabancı turistin uğrak mekanı...

Nargile içmek, çınar ağaçları ve tarihin gölgesinde keyif çatmak için bulunmaz bir yer...

Yüzlerce hayrata imza atmıştır Çorlulu Ali Paşa...

Camiler, hanlar, kütüphaneler, tekkeler, çeşmeler...

Amma velakin o nargile keyfi yapılan medresenin içinde sadece bir kellesi vardır padişah İkinci Mustafa’nın damadı Çorlulu Ali Paşa’nın...

O günün düzenbaz şeyhülislamları ve paşalarının kışkırtması ile 1711’de Midilli’de kafası kesilir ve padişah Üçüncü Ahmed’e sunulur...

Vücudu Midilli’de, kafası fotoğrafladığım işte bu kabirdedir.

Bir diğer kafası kesilen paşa, Merzifonlu Kara Mustafa Paşa...

Hani şu meşhur 2. Viyana Kuşatması’nda bozguna uğrayan Osmanlı ordusunun başındaki Merzifonlu...

Hani şu, 15 Mart 2019 Cuma günü Yeni Zelanda’da müslümanları camide katleden keferenin silahının üzerine “1683 Vienna” yazısını yazdığı işte o ağır yenilginin paşası Merzifonlu...

İşte o Merzifonlu Kara Mustafa Paşa’nın medresesi İstanbul’da Beyazıt ile Çemberlitaş arasında, kellesi Edirne’de, vücudu ise Belgrad’da...

Padişah 4. Mehmed’in emriyle Belgrad’da kafası kesilir, kesik başı bal dolu bir çuvala konur ve Edirne’de padişaha sunulur...

Padişah 4. Mehmet de aşağıda şu fotoğrafladığım Sarayiçi’ndeki Adalet Kulesi’nin önündeki bu sütuna koyarak Merzifonlu’nun kafasını teşhir eder...

Şu anda virane olan saray restorasyonda. Tel örgüler arkasından Adalet Kulesi’ni ve önündeki “İbret Taşı"nı çekebildim...

Daha önceleri üzerinde “İbret taşı” olarak yazılı olan bu taşın üzerindeki yazı sökülmüş.

Fotoğrafı çekerken orada demlenmekte olan iki keyif adamı geldi...

Sordum, “Nerede bunun kitabesi” diye…

Güldü...

"Beyim, gelen turistlere Osmanlı’yı şirin göstermek için bu kitabeyi söktüler!.." dedi...

Hem garip, hem gülünç!..

Tarihin ne ise o...

İnkar, kendini kandırmaktır...

Eveeet, gelelim cellattan başını kurtaramayan bir başka Paşa’ya...

Mahmut Paşa...

Hani şu İstanbul Eminönü’nden Kapalıçarşı’ya doğru çıkarken günde onbinlerce insanın alış veriş için akın ettiği çarşı var ya, hah işte oranın asıl sahibi Mahmut Paşa...

Devlet için büyük başarılara imza atar, uzun yıllar Fatih Sultan Mehmet’in sadrazamlığını yapar...

Ancaaaak ne var ki, Fatih’in oğlu Şehzade Mustafa, Paşa’nın hanımı ile ilişkiye girince ipler kopar, Paşa hanımını boşar, Şehzade Mustafa’ya da diş biler...

Fatih’in emri ile boşandığı karısı ile tekrar evlense de bir daha onunla olmaz...

Araya fitne fesat girer, zaferlerde baş rol oynayan Mahmut Paşa gözden düşer, bu arada Şehzade Mustafa ölür…

Fatih’e oğlunun ölümünden Mahmut Paşa’nın sorumlu olduğunu, onu zehirlettiğini söylerler...

Paşa, Yedikule Zindanları’nda 50 gün kalır...

Daha sonra da Fatih’in emri ile zindanda celladın elinde can verir...

Mezarı da bugün Türkiye’nin hemen her yerine, ticareti ile hayat veren Mahmut Paşa Çarşısı’nın hemen üst tarafında yer alan Nuruosmaniye Camii’nin biraz aşağısında bulunan Mahmut Paşa Camii’ndeki türbededir. Bugün cami tadilatta olduğu için sadece dışarıdan görüntüleyebildim. Sağdaki çinili kubbe Mahmut Paşa’nın türbesidir...

İşte böyle sevgili dostlar...

Bugün de sizlere Osmanlı döneminde başları kesilen 3 ünlü paşayı, fotoğraflayabildiğim kadarıyla anlatmaya çalıştım...

Ama gerçek şu ki; başta şeyhülislamlar olmak üzere, paşalar, kadılar, şehzadeler, kadınlar yani devletin bütün üst düzey yöneticileri, hatta sıradan askerler, özellikle yeniçeriler hep entrikanın içinde olmuşlar...

Haaa unutmadan, hani Genç Osman’ın tecavüz edilerek ve başı kesilerek katledildiğini yazmıştım ya, işte o utanç verici olayda tecavüz ve baş kesme olayının paşası olan kefere Sadrazam Kara Davut Paşa da Yedikule’de başı kesilen sadrazamlardan...

Eveeet dostlar;

Ders alır mıyız?..

Bilemem...

Hayırlı günler diler, vatandaş Halis Güler...

Selamlar, sevgiler...