Bugün 25 Kasım 2020... Babam Başbuğ Alparslan Türkeş'in doğumunun 103. yıl dönümü... Ruhu şad, mekanı cennet olsun...

"İyi ki doğdun" cümlesinin hakkını veren bir hayat ve sonunda ölümsüzlüğü kazanmış büyük insan Başbuğ Alparslan Türkeş...

Kelimelere sığmayan, ya da kelimelerle ifade etmesi zor ve dünyada iz bırakmış, gönülleri fethetmiş bir insan, bir ömür...

Ne mutlu ki bana böyle bir insanın kanını taşıyorum...

Ve biliyorum ki babamı en mutlu edecek doğum günü hediyesi, onu dilim döndüğünce anlatabilmek olacaktır. Bu vesile ile yazımda kısaca babamın sahip olduğu yüce hasletlerden biri olan "vefa" duygusunu dile getirmek istiyorum.

-

Babam Alparslan Türkeş çok vefalı bir insandı...

Hayatına girmiş, bir şekilde tanımış olduğu her insan, onun icin çok değerliydi. Hepsinin ayrı yeri vardı onda ve hepsi ile de farklı iletişim yolları kurardı.

Her kişiye nasıl hitap edeceğini, etkili iletişimi nasıl sağlayacağını çok iyi bilirdi...

Büyük-küçük demez, herkesin iyi gününü, kötü gününü paylaşırdı.

Rutin ziyaretlerde bulunur ya da kendisi ağırlardı. Özel günlerde (bayram, Ramazan, hastalık vs) muhakkak ya arar, ya gider, ya hediye gönderirdi çevresine...

Herkesin kendisine karşı yaptığı en ufak bir şeyi bile unutmaz ve karşılıksız bırakmazdı... Bu kadar çok gönlü fethetmesinde ve ölümsüzleşmesinde bu özelliğinin payı çok büyük bence...

Her zaman "İnsanın Allah'ın yarattığı en yüce varlık olduğunu vurgular; ve ona bu yüce yaratılışına göre davranılması" gerektiğini söylerdi. Kimseyi aşağıladığını, küçük düşürdüğünü, hakaret ettigini görmedim.

Biz ailesi ve onun evlatları olan tüm ülkücülere de Başbuğ’un özelliklerine sahip olmak ve yaşatmaya calışmanın düştüğüne inanıyorum...

Her zaman hem ailemize, hem çevremize hem de davamıza ve en önemlisi de Başbuğumuza "vefalı" olalım, olalım ki hem yüce davamızı hem de yüce milletimizi en üst yerlere taşıyalım...

İyi ki doğdun, iyi ki bu dünyadan geçtin Başbuğum...

Evlatların seni çok özledi...

Bir kez daha sonsuz saygı ve özemle anıyoruz...