İnsan bazen durup geriye bakmalı, kendi özeleştirisini yapabilmeli, değilse gözleri bağlı dolap beygiri gibi aynı küçük dairenin içinde döner durursunuz. Gelişme ve olgunlaşmanın ilk adımı işte bu dönüp geriye bakmalarla atılır.

Ulvi Bayraklı milyonların yaşadığı bir dönüşümü özetlemiş:

"Gençlik yıllarımda ilk önce şuna bakardım: 'Sağcı mu solcu mu?'

Sonraki yıllarımda 'Dindar mı değil mi?.. Laik mi degil mi?' diye bakmaya başladım.

Şimdilerde ise 'Dürüst mü değil mi?.. Vicdanlı mı değil mi?.. Ahlaklı mı değil mi?' diye bakıyorum.

Hayat bana böyle öğretti.

Kendi adıma mutluyum huzurluyum..."

Bu dönüşümü yaşamamış milyonlar da var. Kimi "Nazım Hükmet gomonisttir, haindir" diyor, kimi de "Necip Fazıl dindardır, kutup yıldızımızdır" diyor.

Bu işin zamanlaması da çok önemli. "Demir tava geldi, kömür tükendi, akıl başa geldi ömür tükendi demiş eskiler. Ömür tükenmeden aklı başa getirmek gerekir.