CiddiGazete- Altınbaş Üniversitesi Öğretim Üyesi Uluslararası İlişkiler Uzmanı Dr. Bahadır Kaynak, Rusya'nın Ukrayna'nın doğusundaki Donbas'a özel askeri operasyon başlatmasına istinaden önemli değerlendirmelerde bulundu. Dr. Bahadır Kaynak, "Donetsk ve Luhansk eyaletlerinin kontrolünden, şu anda Rus yanlısı grupların kontrol ettiği alanların genişletilmesine kadar varan bir durumla karşı karşıyayız. Dahası Kiev ve Harkiv gibi büyük şehirlere de yönelik saldırıların da gerçekleşmesi Ukrayna'nın askeri alt yapısının da hedeflendiğini gösteriyor. Bu aslında Putin’in birkaç gün önce dünya kamuoyuyla paylaştığı Ukrayna'nın egemenlik haklarını sorgulayan pozisyonunun bir devamı olarak görülebilir. Aynı zamanda başta Fransa Cumhurbaşkanı Macron ve Alman Şansölyesi Scholz'un da gerçekleştirdiği görüşmelerde sonuç alınamadığını da gösteriyor. Sonuç olarak Putin, askeri gücünü kullanarak Ukrayna'yı dize getirme seçeneğine yöneliyor" dedi.

Putin’in konuşmasıyla başlayan sürecin yeni bir "soğuk savaş"ın başlama vuruşunu olduğuna işaret eden Bahadır Kaynak, Ukrayna'da patlayan bombaların da bu durumu teyit ettiğini belirtti. Mevcut olayların küresel siyasetteki gerilimin kısa vadede tırmanması olarak değerlendirmeni doğru olmayacağını söyleyerek, “Batı ittifakında saflar sıklaşacak, yine Soğuk Savaş’ta olduğu gibi uzun ve sabırlı bir çevreleme manevrası başlayacaktır. Bu elbette son otuz yıl içerisinde kurulan iş birliği atmosferinin donmasına ve hatta gerilemesine de yol açacaktır" ifadelerini kullandı.

"PUTİN'İN KENDİ DEMİR PERDESİ VAR"

"Putin'in önceki gün yaptığı sıra dışı açıklamalarında tarihsel olaylara atıfta bulunarak, bugün Ukrayna olan topraklar üzerinde hak iddia eden genel bakışa sahip olduğu açıkça görülmüştü" diyen Bahadır kaynak, Ukrayna'nın Rusya'nın bir parçası olduğunu ve orada sentetik olarak oluşturulmuş yapay bir devlet olduğunu ve Ukrayna'nın egemenlik haklarının Moskova'nın iznine tabii olduğu mesajını uluslararası ilişkiler normlarına aykırı olarak dile getirdiğini belirtti.

Dr. Bahadır Kaynak, "Soğuk savaş döneminde nasıl Doğu Avrupa ülkeleri Sovyetler Birliği'ne tabii uydu ülkeler halindeydi. Moskova'nın sözünden dışarı çıkmamaları bekleniyordu. Bunu sağlayabilmek için de Kızıl Ordu başlarında sopayla bekliyordu. Macaristan ve Çekoslovakya'da yapılan müdahaleler bunlara tarihsel örnekler. Tabi şimdi artık bu ülkeler, Avrupa Birliği üyesi NATO üyesi. Ama görünüyor ki Putin'in kendine göre demir perdesi var. Bu eski Sovyet cumhuriyetleri dediğimiz coğrafyadaki ülkelerin egemenlik hakları konusunda birtakım rezervleri var" dedi.

Tarihsel bağların günlük siyasete bu kadar alet edilmesinin de dünyayı kan gölü haline getirecek tehlikeli bir bakış açısı olduğunu söyleyen Kaynak, "O zaman biz de 'Niye Musul, Türkiye topraklarında değil? Batı Trakya niye bizim değil' diyerek saldırgan bir tutum mu sergileyelim? Bu günümüzde olmaması gereken bir durum" değerlendirmesini yaptı.

"NATO'NUN UKRAYNA'YI SAVUNMA YÜKÜMLÜLÜĞÜ YOK"

Dün akşam başlayan sıcak çatışma karşısında ise NATO'nun, üyesi olmadığı için Ukrayna'yı savunma gibi bir yükümlülüğünün olmadığını ifade eden Dr. Bahadır Kaynak şöyle dedi: "5. Madde burada çalıştırılamaz. Aslında Putin'i cesaretlendiren de bu. Baltık Cumhuriyetleri için böyle bir şey söz konusu olamazdı mesela. Hatırlayın 2015'te uçağın düşürülmesi olayında Türkiye'yle de gerilim yaşanmıştı. Rusya'yı o dönemde durduran doğrudan silahlı misilleme yerine ekonomik yaptırımları tercih etmeye yönlendiren, Türkiye'nin NATO üyesi olmasıydı. Görüldüğü gibi Rusya'yı Ukrayna'ya silahlı müdahaleden geride tutacak güç yok."

Dr. Kaynak, "Zaten ABD'de de Ukrayna'nın savunması için askeri bir tedbir almayacaklarını açıkça ifade etti. Öte yandan BM üyesi bir ülkenin egemenlik haklarının açıkça ihlalinin önemli sonuçları olacağını bekleyebiliriz. ABD ve İngiltere'nin ekonomik yaptırımlar konusunda en baştan beri daha hevesli olduğunu biliyoruz. Kıta Avrupası Rusya'yla olan kapsamlı ilişkileri sebebiyle daha güvercin bir pozisyon almıştı. Son birkaç gündür yaşanan gelişmeler Batı ittifakında Anglosakson dünyası ile Kıta Avrupası arasında makasın kapanmasına ve Moskova’ya net bir yanıt verilmesine yol açacaktır. Dolayısıyla askeri olmasa bile, başta ekonomik açıdan can acıtıcı önlemlerin kademe kademe yürürlüğe konmasını bekleyebiliriz. Elbette bu tedbirler Avrupa ülkelerinde de kayıplara sebep olacaktır ancak Rusya’nın tavrı Almanya ve Fransa’ya başka bir seçenek bırakmamaktadır" şeklinde konuştu.

"ÖZELLİKLE ALMANYA'NIN EKONOMİK YAPTIRIMLARI RUSYA'YI YIPRATIR"

Ukrayna'nın askeri gücünün dünyanın ikinci en büyük askeri gücünden Rusya direnmesi uzun vadede çok mümkün olmayacağı değerlendirmesini yapan Bahadır Kaynak, "Putin'e cevabın askeri değil, Batı'nın ekonomik olarak dolaylı yaptırımlar üzerinden etkili olacaktır. Dalga dalga, kademe kademe bir uygulamanın başladığı görünüyor. Rusya'yı etkileyecek olan Avrupa'yla arasındaki bağın kopması. Amerika Birleşik Devletleri ile İngiltere bu maçta biraz geride. Hatta belli açılardan da istifade etmeleri de söz konusu olabilir. Ama Rusya'nın bilhassa Almanya ve kıta Avrupası ile önemli ekonomik bağları var. Gazprom'un en büyük doğalgaz müşterisi Almanya. Almanya ilk tepki olarak Kuzey Akım 2'nin sertifikasyonu durdurarak verdi. Yani kendine de zarar bu nedenli önemli bir karar verdiyse canına tak etmiş demektir. çünkü Putin'in söylediği şeyler müzakere masasında ele alınabilecek bir şey değildi" dedi.

"RUSYA İÇİN EKONOMİK ÇEMBER DARALIYOR"

"Tüm Batı ülkelerinden arka arkaya başta Almanya olmak üzere Avrupa Birliği, İngiltere ve ABD yaptırımlarını açıklamaya başladı" diyen Kaynak, "Son olarak Avustralya, Japonya ve Kanada'dan da yaptırım açıklamaları geliyor. Rusya'nın 'Biz yaptırımlara alışığız' diyerek tedbir aldığını ve rezervlerinin 600 milyar doları geçtiğini biliyoruz. Buna rağmen bunlar karşısında etkilenmemesine imkân yok. Dünyadaki küresel piyasalardan bu kadar yalıtılmayı, kopmayı Rusya'nın uzun vadede kafasında bulundurduğunu düşünmüyorum" İfadelerini kullandı.

Bu yaptırımların bizim için de en önemlisinin Kuzey Akım 2 Sertifikasyonun durdurulması olduğuna değinen Bahadır Kaynak şöyle dedi: "Tamamen iptal edilmesi gözden çıkarılması söz konusu olamaz. Uluslararası ilişkilerde bu sert pozisyonların kalıcı olmadığını, tekrar bir pazarlık masasına dönülmesi ve bunun aktive edilmesi durumu söz konusu olabileceğini bilmemiz gerekir. Çünkü Avrupa Birliği'nin Rusya'dan doğalgaz ithalatı 120 milyar metreküpü ise neredeyse bunun yarısı kadar bir potansiyeli olan kapasitesi olan bir yatırımdan bahsediyoruz. 10 milyarlarca dolarlık paralardan bahsediyorum günün sonunda hiç kimse için tek seferde gözden çıkarılacak paralar değil."

"SAVAŞ DURUMU, TÜRKİYE'Yİ SEÇİM YAPMAYA ZORLAYACAK"

Ukrayna-Rusya krizinden en çok etkilenen taraflardan birinin de Türkiye olduğunu vurgulayan Dr. Bahadır Kaynak, Türkiye'nin kendi çıkarları açısından Rusya ve Ukrayna arasındaki anlaşmazlığın bir çatışmaya dönüşmemesi için haklı olarak çaba sarf ettiğine dikkat çekti.

Dr. Bahadır Kaynak, savaşın Türkiye'ye yansımasını şöyle değerlendirdi: "Rusya ile Türkiye'nin enerjiden, ticarete ve turizme kadar birçok alanda partnerliği söz konusu. Bir kere doğalgaz üzerinden enerji bağımlılığımız var. Nükleer enerji santrali gibi büyük bir ortak yatırımımız var. Tabii S400'lerde olduğu gibi daha sofistike silah sistemlerinin alımı söz konusu. Öte yandan Ukrayna, Türkiye’nin geleceği açısından birçok planlama yaptığı ülkelerden bir tanesi. Pasaportsuz girebildiğimiz bir ülkeden bahsediyoruz. Her şeyden önce ticaret alanında iş birliği söz konusu. Şimdi tabi savaş, Türkiye'yi bir tercih yapmaya zorlayacak. İki tarafla birden ilişkilerini bozabilecek sıcak bir nokta."