CiddiGazete- SODİMER Başkanı Prof. Dr. Levent Eraslan'ın salgın döneminde öğrencilerin yaşadıklarıyla ilgili Milliyet'te yayımlanan yazısı şöyle: Okulların uzaktan eğitim sistemine geçmesiyle birlikte eğitim kurumları, öğretmenler ve velilerin yanı sıra öğrenciler de süreçten fazlasıyla etkilendi. Eğitimin dijital platformlarda gerçekleştirilmesi teknolojik cihazlara, internet bağlantısına ve altyapıya ulaşmakta güçlük çeken öğrenciler için fırsat eşitsizliğini beraberinde getirdi.

Ülkede 1.5 milyon öğrenci dijital eğitime erişim sağlayamadı. Bölgesel teknik altyapı yetersizliğinin yanı sıra öğrencilerin sosyo-ekonomik düzeyi de bu sayının artmasında etkili bir rol oynamaktadır. Maddi yetersizlikler sebebiyle dijital eğitimin olmazsa olmaz bileşenleri olan tablet, bilgisayar, telefon gibi teknolojik cihazlara sahip olamayan ya da kırsal bölgelerde ikamet ettiğinden internet altyapısına sahip olmayan öğrenciler dijital eğitim sürecine katılamadılar. Okulların pandeminin başından beri kapalı kaldığı göz önüne alındığında ise öğrenme kayıplarının her geçen gün artması söz konusudur. Bu dijital eşitsizliğin öğrenme kaybına ve daha sonra da gerekli tedbirler alınmazsa öğrenme yoksulluğuna neden olacağı çok açıktır.

Dijital eğitime erişim sağlayabilen öğrenciler ise öğretmenleri ile dijital eğitim kapsamında, teknolojik araçlardan faydalanarak dijital iletişim platformlarında iletişime geçen ve derslerini bu platformlarda yürüten öğrenciler ise bugüne kadar yaşamadıkları bir sürecin parçası haline geldiler. Öğrenciler; dijital eğitim platformlarına, stabil bir internet bağlantısına, dijital eğitime uygun tablet, bilgisayar ve telefon gibi teknolojik cihazlara sahip olsa da bazı sebeplerle dijital eğitim sürecine etkin bir şekilde katılamamaktadır. Dijital eğitim sürecine etkin şekilde katılım sağlayamayan çocukların yaşadığı başlıca problemler şunlardır:

MOTİVESYON VE ADAPTASYON

Teknolojik bir dünyanın içine doğan ve teknoloji ile iç içe büyüyen neslin dijital cihazlar hakkında öğretmenlerinden daha bilgili olması şaşırılacak bir sonuç değildir. Fakat dijital eğitime geçiş dönemine kadar teknolojik cihazları oyun, eğlence ya da sosyalleşme amacı ile kullanan öğrencilerin bu cihazları bir eğitim aracı olarak içselleştirmesi öğrenciler için zor bir süreçtir. Öğrencilerin dikkati derste kolaylıkla dağılabilmekteyken, birçok öğrenci odaklanma problemi yaşamıştır.

ÖLÇME-DEĞERLENDİRME

Dijital eğitim sürecinde eş-zamanlı olarak öğretmenler, okul psikolojik danışmanları ve diğer eğitim personelleri ile bir arada olamadıkları için formal ve informal değerlendirme süreçlerinde eksiklik yaşıyor. Öğrencilerin akademik gelişimlerinin takip edilmesindeki önemli olan başarı sınavları dijital eğitim sürecine hızla dahil ve/veya entegre edilemedi; bu nedenle öğrencilerin akademik gelişimleri ve öğrenme kayıpları efektif bir biçimde tespit edilemiyor. Bu durum ise hem öğrencilerin hem de öğretmenlerin, öğrenciler için akademik gelişim takibini zorlaştırmış ve gerekli desteklerin sağlanmasını engelleyici bir faktör oluşturmuştur.

Bunun yanı sıra genellikle öğretmenler ve okul psikolojik danışmanları tarafından yürütülen informal değerlendirme süreci özellikle gözlem yönteminin kullanılamaması dolayısıyla son derece işlevsiz bir hale gelmiştir. Öğrencilerin davranış, tutum ve ilişkilerinin uzmanlar tarafından gözlemlenememesi, öğrencilerin psiko-sosyal gelişimleri hakkındaki ipuçlarının kaçırılmasına neden olmuştur. Dolayısıyla sosyal, psikolojik ve akademik gelişmelerinde yaşanılan sorunlar, sorunların nedenleri ve sonuçları tespit edilemedi. Bu durum ise öğrencilerin gelişimleri üzerinde belli oranda geri dönülemeyecek sorunlar yaşanmasına neden olmaktadır. Yaşadığı sorunlar tespit edilemeyen, dolayısıyla önleyici ve krize müdahale çalışmalarına dahil edilemeyen öğrenciler dijital eğitime katılım ve adaptasyon süreçlerinde çeşitli zorluklarla karşı karşıya kalmıştır.

DİJİTAL BECERİ EKSİKLİĞİ

Pandemi döneminde okulların kapatılmasıyla dijital eğitim dönemi başlamış, milyonlarca öğrenci bu sürece dahil olmuştur. Teknoloji ile iç içe büyüyen ve dijital yerliler olan öğrenciler de dijital eğitim süreçlerinde birtakım sorunlar yaşamıştır. Öğrenciler dijital dünyaya her ne kadar hâkim olsa da bu platformların eğitim amacıyla kullanılması konusunda yeterli bilgi ve beceriye sahip olmayabilirler. Eğitim platformlarına dönük dijital becerilerin eksikliği de dijital eğitim sürecini olumsuz yönde etkileyen bir unsurdur. Ayrıca evlerde birer eğlence aracı olarak kullanılan tabletler, bilgisayarlar ve hatta televizyonların bir anda öğrenme aracına dönüşmesi de öğretmen, aile ve çocukların görece olan uyumunu da zorlaştırmıştır.

Dijital eğitim sürecinde öğrencilerin yaşadıkları zorluklar ve geleceğin eğitimini bekleyebilecek sorunlarla baş edilmesi için Millî Eğitim Bakanlığı tarafından yeni öğretim ve ölçme değerlendirme programları Talim Terbiye kurulu aracılığıyla oluşturulmalıdır. Bununla beraber süreç içerisinde makro anlamda Millî Eğitim Şurası, Eğitim Bilim Kurulu ve İl Eğitim Kurulları gibi orta vadede çeşitli kurumları oluşturması gerekir. Bu yapıların bugünün eğitim durumunu, ihtiyaçlarını en gerçekçi şekilde analiz ederek her öğrencinin bir eğitim kademesi içindeki kazanımlarını elde etmesini sağlayacak bir strateji geliştirmesi gerekir. Bununla birlikte öğrencilerin sosyal ve gelişimsel ihtiyaçlarının analizi ve gerekli psiko-sosyal destek programlarının oluşturulması oldukça önemlidir.