Hazine ve Maliye Bakanı Berat Bakanı Albayrak, NTV'de katıldığı programda gündemdeki gelişmeleri değerlendirdi.

ABD'nin Türkiye'ye yönelik yaptırım kararına değinen Albayrak, son dönemdeki gelişmelere ilişkin sürecin duygusallıktan ari, rasyonel bir akılla yürütülmesi gerektiğini söyledi.

Albayrak, "Devlet olmak ve devlet aklını temsil etmek böyle olur. İki ülke ilişkilerinin tarihi geçmişi var. Güçlü tarihi bağlarını, NATO ittifakı ve stratejik müttefiklikle birleştiren iki ülkenin ilişkilerini bu çerçevede değerlendirip yönetmek gerekir. Türkiye olarak biz hep bu akılla süreçleri yürütmeye çalışıyoruz. Son dönemdeki gelişmeler, farklı siyasi söylemler ne şekilde olursa olsun, devlet ağırlığını hiçbir zaman elden bırakmamak lazım" diye konuştu.

DİPLOMATİK AKIL

Albayrak, iki ülke arasında problemler olabileceğine ancak hep diplomasinin üstün gelmesiyle ilişkilerin devam edeceğine dikkati çekerek, benzer özellik gösteren Türkiye-AB ilişkilerinde de her zaman diplomatik aklın kazandığını hatırlattı. Albayrak, ABD ilişkilerinde de aynı durumun geçerli olduğunun altını çizerek, "Bugün aramızdaki ilişki gergin olabilir, yarın düzelebilir. Hep bu usulü gözeterek, bunu unutmadan yürütmek lazım. Son dönemki dalgalanmaların akabinde biz hep bunu üstün tutmaya çalıştık" ifadesini kullandı.

DOĞRU İLETİŞİM

Albayrak, iki ülke ilişkilerinde araya bazı kanallar ve söylemler girdiği zaman farklı yorumların yapılabileceğine dikkati çekerek, "Devletler hep bu ciddiyette olduğu zaman, ipler hiçbir zaman kopmaz. ABD ve Kuzey Kore görüştü. Toplum ve kamuoyu şunu bilmeli, hepten kopmak ve hepten yakınlaşmak noktasında değil, bu iletişimin doğru şekilde yürütülmesi önemli. Aynı evin içindeki iki kardeş bile aynı konuda anlaşamayabiliyor, 40 yıllık karı koca, eşler bile her konuda anlaşamıyorlar, bazen tartışıyorlar, sonra barışıyorlar. Böyle bakmak lazım” dedi.

MANİPÜLASYON VE SPEKÜLASYON

Spekülasyonlarla ilgili uyarıda bulunan Albayrak, konunun ciddiyetle ve devlet aklıyla yönetilmesi gerektiğini söyledi. Albayrak, gelişmeler üzerinden piyasaya dedikodu mahiyetinde söylemlerin yansıtıldığına dikkati çekerek, "Medya ve piyasa camiasında manipülasyon ve spekülasyon özelinde, ortalığı karıştırmaya yönelik söylemler eskiden beri vardı. Bunlara itibar edilmemesi lazım" dedi.

MERKEZ BANKASININ STRATEJİSİ

Para politikasına ve Merkez Bankasının son dönemde izlediği stratejiye de değinen Albayrak, Bankanın bilgiye güçlü erişimi olduğunu ve bağımsızlığını da biraz buradan aldığını söyledi.

Kurumun analiz yeteneğine işaret eden Albayrak, "Sahip olduğu data ve analiz kadrosu birleştiğinde ekonomiyle ilgili tespitlerde bulunuyor, şöyle olursa, böyle olursa diye. Son açıklamaya bakıyorsunuz, Orta Vadeli Program'daki (OVP) kararlılık, mali disiplindeki süreçler, bunların etkisi... Nitekim bugün bakıyorsunuz Merkez Bankasının haklı çıktığı bir resim var" diye konuştu.

Albayrak, "Merkez Bankası faiz artırsaydı bu gündemde pek işe yaramayacaktı belki, öyle mi?" sorusuna karşılık, "O anlamda başarılı oldu belki, öyle de yorumlanabilir. Ne deniyor, 'Arada bir marj ve makas var.' Merkez Bankası kararında diyor ki, 'Burada para politikasıyla ilgili sürecin yanında mali politikaları, disiplini de görmemiz lazım. Bununla ilgili adımların ekonomiye, piyasalara etkisini gözlemleyerek bakacağız.' Herkesin bir ödevi, bu ekonomik planda bir sorumluluğu var. OVP noktasında bizimle paydaşların, ilişkili bakanlıkların, kurumların, hazinenin, maliyenin görevi var" değerlendirmesinde bulundu.

ENFLASYON VE FAİZ

Öncelikli hedeflerinin enflasyon ve faiz düşüşü olduğunu vurgulayan Albayrak, şöyle devam etti:

"Hem enflasyon hem de faizin tekrar zapturapt altına alınıp tek haneli rakamlara düşürülmesini hedefliyoruz. 2019 yılı itibarıyla inşallah tek haneli rakamları göreceğiz. Hatta 2018 sonu itibarıyla düşüş trendini güçlü şekilde göreceğiz. Çok somut adımlar atmaya başladık. Bundan daha güçlü adımlar atma süreci devam edecek. Kamudan başlayarak cari harcama, tasarruf, mali disiplin sürecinin adımlarını zaten piyasa görüyor, görmeye devam edecek."

EKONOMİK DÖNÜŞÜM SÜRECİ

Piyasalara yönelik bugünden yarına tespitlerde bulunmanın doğru olmayacağını dile getiren Albayrak, şunları söyledi:

"5 yıllık öyle güçlü bir resim çizeceğiz ki bunun adımlarını OVP açıklandığında, attığımız adımlar noktasında ve tüm bu adımların senkronize, koordine, uyumlu şekilde ulaşmaya çalıştığımız büyük, güçlü ekonomi hedefiyle ne kadar uyumlu olduğunu herkes görecek. Fiyat istikrarı açısından enflasyonun dizginlenip aşağı düştüğünü, büyümeye pozitif etkisini, faizlerin düşüp konuttan tüketime, reel sektör harcamalarına kadar güçlü etki yapacağını herkes görecek. Türkiye'nin bu trendi, hem yatırımcısına hem de Türkiye'de yerleşik 81 milyon Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının refah düzeyinin, zenginliğinin gelişmesine katkı sağlayacak. Reel sektör de bundan nasiplenecek. Borçlanma maliyetleri, yatırım noktasındaki maliyetler, enstrüman çeşitliliği, vadelerin uzaması, faizlerin düşmesi istihdama da etki yapacak. Bundan zerre şüphemiz yok."

Albayrak, OVP'ye ilişkin sorulara, "Eylül ayında program açıklandığında art niyetli olmayan herkes, bugüne kadarki OVP'lerin hiçbirine benzemeyen, çok daha sağlam, üretime dayalı, büyüme odaklı, büyük ve güçlü Türkiye hedefini sağlam şekilde destekleyecek bir ekonomi dönüşüm sürecini görecek" yanıtını verdi.

SERMAYE PİYASALARI

Albayrak, sermaye piyasalarına yönelik hedeflere ilişkin de bilgi verdi.

Sektörün insan kaynağı kalitesinin artırılmasından finans sektöründe sermaye piyasalarının payının yukarıya çekilmesine uzanan bir dizi konu üzerinde durduklarını dile getiren Albayrak, "Türkiye'ye bugünkü tablo yakışmıyor. Mevzuat değişimi, yasal dönüşüm, kurumlar arası koordinasyon, gerekiyorsa birleşme dahil çok detaylı bir çalışma yapıyoruz. Piyasa ve pazar genişlemesiyle ilgili çok güçlü adımlar atacağız. Yüzde 5'ler, 8'ler Türkiye'ye yakışmıyor" ifadesini kullandı.

Bu konudaki gerçek dönüşümü önümüzdeki sürecin olmazsa olmazı, ekonominin en önemli ayaklarından biri olarak gördüklerini vurgulayan Albayrak, "Sihirli kelime uyum. Tek sesli, güçlü, bir hedefe hareket eden, herkesin aynı amaca, hedefe birlikte yürüdüğü, enerjisini buraya harcadığı senkronize, güçlü, koordineli bir ekonomi yönetimine emin adımlarla yürüyoruz." dedi.

“TEHDİTLERDEN BÜYÜK FIRSATLAR VAR"

Küresel ekonominin büyük tehditlerle karşı karşıya kaldığını ancak Türkiye için tehditlerden daha büyük fırsatların olduğunu belirten Albayrak, "Türkiye'nin, bulunduğu coğrafya, stratejik konumu, küresel ekosistem içinden aldığı pay itibarıyla çok büyük fırsatları var. Bu dönemi güçlü ve kararlı bir ekonomi yönetimiyle birlikte güvenlik, dış politika, savunma ve bütün alanlarla birleştirdiğimizde Türkiye, inanılmaz bir fırsat penceresiyle karşı karşıya" değerlendirmesinde bulundu.

Albayrak, katıldıkları bütün küresel toplantılarda ve ülkelerle birebir görüşmelerde bu fırsatların kendilerine önerilen iş birliği ve bu noktada atılacak adımlarda görüldüğünü vurguladı. Bakan Albayrak, G20 özelinde ve katılım sağlanan diğer programlarda Türkiye'nin doğu ve batıyla daha güçlü bir şekilde ortaya konulacak bir ekonomi diplomasisini eş güdümlü yürüteceğini söyledi.

Çin ve Hindistan'ın gayrisafi milli hasıla olarak ekonomik büyüklüğünün 2030 yılına gelmeden G7 ülkelerinin toplamını geçeceğine dikkati çeken Albayrak, şu ifadeleri kullandı:

"Bu iki ülkenin nüfusu dünyanın yarısı ama Türkiye'nin 170 milyar dolarlık ihracat paketinin içinde bu iki ülkenin piyasa pazar payı yüzde 2-3'lerde. Bu tarafa dönerken pergelin ayağını açarak doğudan batıya ekonomik iş birliğine, Afrika piyasasıyla Avrupa'daki çok kritik stratejik ortağımız olan ülkelerle birebir iş birliği yaparak üçüncü ülkelerde ortak pazarlara girelim istiyoruz, bunun görüşmelerini yapıyoruz. Çünkü Türkiye hareket kabiliyeti, girişimci özel sektörü, ekonomik ve sektörel altyapısıyla güçlü ve rekabetçi bir ülke. Maliyet ve kalite avantajını birleştirdiğimizde küresel ticarette çok stratejik avantajımız var. Bunu sanayi dönüşümüyle de güçlendireceğiz. Sanayi ve Teknoloji Bakanımız ile de konuştuk, katma değerli ürün, kilo bazlı ağırlıklı ihracat rakamını dönüştürecek ve batıdan doğuya sanayi üretim dönüşümünü güçlü bir şekilde ortaya koyacak teşvik politikasını önceliklendirecek destek politikaları, mikro hibe destekleri gibi bu çerçevedeki alt kırılım detaylarının hepsine çok ince çalışılıyor."

“RAHATIZ, İYİ OLACAK”

Türkiye'nin önünün çok açık olduğunu belirten Albayrak şöyle devam etti: “Piyasa algısı açısından da onu söylüyorum. Bugün bakıyorsunuz enflasyon rakamı açıklandı, beklentilerin altında, pozitif bir süreç. Önümüzdeki süreçte yıl sonuna kadar daha da olumlu gelişecek. Çünkü biz bununla ilgili tedbirleri çok güçlü alıyoruz. Temmuz ayında gıda eksi 0,28'de, çok olumlu bir adım. Önümüzdeki dönemde Hal Yasası, bununla ilgili adımlar olacak. Ticaret Bakanlığımız sürpriz çalışmalar yapıyor, önemli adımlar atacak. Biz önemli adımlar atıyoruz, atacağız. Türkiye, belki 10 yıllardır konuşulan bu yapısal süreçleri geride bıraktığı bir döneme girecek. Tüm paydaşlarımızla çok güçlü, uyumlu bir iletişimle bu sürece başladık, çok rahatız ve daha da iyi olacak."

ORTA VADELİ PROGRAM

Türkiye'nin günlük politikalarla yönetilmemesi gerektiğini söyleyen Albayrak, ülkenin yapısal ekonomik dönüşüm açısından çok güçlü bir süreci başlattığını dile getirdi.

Albayrak, önlerinde 5 yıllık güçlü ve istikrarlı bir dönem olduğuna işaret ederek, Orta Vadeli Program (OVP) hazırlıklarına başladıklarını, ilk toplantılarını bu hafta yaptıklarını hatırlattı.

Albayrak, OVP konusunda isim ile ilgili önerilere açık olduklarını ifade etti.

Türkiye olarak sürdürülebilir sağlıklı büyümeyi, bütçe disiplini, dengeli mali disiplin ve para politikası ile eşgüdümle yürütmek durumunda olduklarını belirten Albayrak, hiçbir dönemde olmadığı kadar güçlü ve koordineli bir yapı ortaya çıkacağını, bunun adımlarını atmaya başladıklarını söyledi.

Bakan Albayrak, şöyle devam etti:

"Çok daha güçlü, çok boyutlu, farklı kesimlerin de işin içinde olduğu, sadece kalkınma, hazine, merkez ve maliye paydaşları değil, reel sektörün, akademisyenlerin, ekonomistlerin de olduğu, farklı paydaşların işin içine girerek, katkı koyarak çok daha gerçekçi, ayakları yere daha sağlam basan bir OVP'den bahsediyoruz.

Burada 4 unsur bizim için önemli. OVP üzerinde farklı paydaşların da olduğu katılımcı bir düzeyde yoğun bir çerçeveyi ortaya koymamız gerekiyor. İkincisi 'Yeni Türkiye ve Yeni Ekonomi' vizyonu dediğimiz resmin çok güçlü bir şekilde ortaya konulması gerekiyor. Üçüncüsü küresel değişim ve dönüşümü doğru okuyan, bunu bu plana doğru bir şekilde angaje eden küresel dili yakalaması gerekiyor. Dördüncüsü, belki de en önemlisi çok net ve somut hedefleri destekleyecek, politikaları takip edilebilir, ölçülebilir şekilde ortaya konulması gerekiyor. Bu planın ruhunu üfleyecek en önemli şeylerden biri de 'uyum' bunu hayata geçirmek gerekiyor."

Albayrak, OVP için yapılan ilk toplantıya ilişkin, "Alt gruplar belirlendi. Dört alt grubun dışında ilk defa yeni bir beşinci grup oluşturduk. Tüm grupların temsilcileri ilk toplantılarını bu hafta yaptılar. Hızlı bir şekilde koordinasyon açısından süreç başladı. Diğer paydaşlarla da toplantılarımıza önümüzdeki haftadan itibaren hızlıca başlıyoruz. Makroekonomik tahminlerle alakalı grup çalışmaları hemen başladı. Tedbirlerle, yeni politikalarla, dönüşümle ilgili, alt gruplarla ilgili süreci kurumların en uzman ve kaliteli arkadaşların da bulunduğu ekiplerle başlatmış olduk. İlk toplantılarla katılım düzeyine dayalı bilgiler, yorumlar, teşhisler, tedaviler, tespitler gelmeye başladı" dedi.

BAKANLIKLARDA TASARRUF SÜRECİ

Geçen süreçte mali disiplin ve bütçe disiplini, fiyat istikrarı anlamında çok güçlü adımlar attıklarını dile getiren Albayrak, alınan kararlar doğrultusunda uygulama açısından tüm bakanlıklarda cari harcamalar noktasında yüzde 30'a varan tasarruf sürecini başlattıklarını bildirdi.

Albayrak, Hazine iç borç çevirme oranındaki düşüşün olumlu yansımasının piyasayı okuyan kişiler tarafından çok net bir şekilde görüldüğünü ifade ederek, Hazine'nin ağustos ayında 2,3 milyar lira daha az borçlanacağını söyledi.

"Finansal istikrar ve makroekonomik tedbirlerle ilgili hiçbir şekilde boşluk bırakmayacağız" diyen Albayrak, inandırıcı, güçlü ve kararlı adımlar atacaklarını belirtti.

Albayrak, kaynak ve alternatif enstrüman çeşitliliğine yönelik çalışmaların olduğuna dikkati çekerek, Çin ile 3,6 milyar dolarlık bir kredi paketinin onaylandığını hatırlattı. Albayrak, dün özel sektörden bir grubun 1 milyar 666 milyon dolarlık yeni bir finansman anlaşması yaptığını belirterek, bu gelişmenin önemli olduğunu vurguladı. Albayrak, "Sadece batı, doğu üzerinde değil, batıdan doğuya enstrüman, kaynak çeşitliliğine yönelik, sadece bankacılık sektörü üzerinde değil, sermaye piyasalarının genişletilmesi anlamında çok güçlü adımlar atacağız. Bununla ilgili her geçen gün ortaya konulan icraat ve politikalar bunun ne kadar sağlam düzeyde olduğunu ortaya koyacak" ifadesini kullandı.

İHRACAT ODAKLI BÜYÜME

Türkiye'nin çok güçlü bir ülke olduğunu vurgulayan Albayrak, temmuz ayı ihracat rakamlarına bakıldığında da bunun görüldüğünü, 170 milyar dolarlık yıl sonu hedefinin yakalanabilecek düzeyde olduğunu söyledi.

Albayrak, önümüzdeki dönemde uygulayacakları ihracat odaklı büyüme programı çerçevesinde, stratejik sektörler ve bunların katma değerli üretime dönüşü noktasında da çok güçlü adımlarla ihracatın daha olumlu gelişeceğini dile getirdi.

Enflasyona neden olan kırılımlar ve kalemlerle ilgili detaylı çalışmalar yürütüldüğünü anlatan Albayrak, "Önümüzdeki dönemde bunlar daha somut görünmeye başlayacak. Piyasadaki dalgalanma ve oluşabilecek kırılganlığı azaltma noktasında enflasyonun dizginlenmesiyle birlikte faizi de ortaya koyduğumuzda ciddi somut sıkı bir hedefimiz var, bunu yakalamamız lazım" dedi.

Albayrak, dün Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu (BDDK) tarafından, finansal istikrarın güçlendirilmesi ve makroekonomik dengelenme sürecinin desteklenmesi kapsamında atılan adımlara dikkati çekerek, şunları kaydetti:

"Türkiye hem mali disiplinden hem fiyat istikrarından hem de büyümeden taviz vermeyecek ama bu cari anlamda değil reel anlamda çok güçlü ve sürdürülebilir bir temele oturacak. BDDK, dün bu çerçevede kimileri için 'soğutma' gibi algılanan önemli bir adım attı, Merkez Bankasının adımları da öyle. Ekonomi, tek başına bir konuda ahkam keserek yürütülebilecek bir şey değil, ekonominin yüzlerce farklı parametrenin birleşip bir neticeyi ortaya koyan bir hikayesi var. Borsada, 'sabah böyle, öğlen şöyle' değil. Bütün bunların alt kırılımlarındaki parametreleri doğru bir şekilde okuyarak güçlü bir vizyonla ve en önemlisi uygulayıcı ve inandırıcı bir üslupla bunu ortaya koyacaksınız."

Türkiye ekonomisinin son 1,5 yıldır, iç ve dış faktörlerle ilgili hiç layık olmadığı farklı muamelelere maruz kaldığına işaret eden Albayrak, "Örneğin risk primi. Hepimiz mutabıkız, risk primi Türkiye'ye yakışmıyor, doğru da gerçekçi de değil. Bunun aşağı yönde kırılacağı ile ilgili hiçbir endişem yok. Önümüzdeki süreçte bunları çok güçlü göreceksiniz. Faizle birlikte, enflasyondaki kararlı adımlarla birlikte bu trendin aşağı doğru inmesini önümüzdeki dönem göreceğiz. Zaten 2018 sonuna kadar güçlü adımlarla konsolide ettiğimiz önümüzdeki 5 yılı sağlam bir şekilde ortaya koyacağız. Tabii bunun magazinini, spekülasyonunu yapanı da göreceğiz" diye konuştu.