CiddiGazete- Babasının CHP'li olduğunu söyleyen MHP Ordu Milletvekili Cemal Enginyurt, 14 yaşında hapse girdiğini, bunun çok kısa aralıklarla üç kez tekrarlandığını, en son 1980 yılının Temmuz ayında hapse girip 3.5 yıl yattığını söyledi.

Armağan Çağlayan'ın Youtube kanalına konuk olan Cemal Enginyurt, mahallede dayak yiyen ülkücüleri savunmak için aralarına katıldığını belirtti!

Ülkücülerle tanıştıktan 15 gün sonra, yaşadıkları mahallede meydana gelen kavganın ardından 14 yaşında hapse girdiğini belirten Enginyurt, en son 1980 yılının Temmuz ayında cezaevine girdiğini belirtti.

587 sanıklı MHP ve Ülkücü Kuruluşlar Davası'nda ismi olmamasına rağmen, cezaevinde "Ülkücü Kuruluşlar Davası"ndan yattığını iddia eden Enginyurt, "14 yaşında bir çocuktum ve 18 gün işkence gördüm" dedi.

"BABAM ÇOK ALKOL ALIRDI"

Babasının 74 affıyla cezaevinden çıktığı için Ecevit hayranı olduğunu belirten Cemal Enginyurt, "Çok alkol alırdı. Ben cezaevinden çıktıktan sonra içkiyi bıraktı ve namaza başladı" diye konuştu.

AHMET ŞIK'LA İYİ ARKADAŞ

HDP'den milletvekili seçilen ve 4 Mayıs'ta istifa eden Ahmet Şık'la iyi görüştüğünü belirten Cemal Enginyurt, Meclis'te kavga ettiği isimlerle aynı ortamda bulunmamaya özen gösterdiğini ifade etti.

"KOMÜNİSTLERİ SEVİYORUM DESEM ABES OLUR"

Deniz Gezmiş’ten örnek veren Enginyurt, “Komünistleri seviyorum desem çok abes olur. Ancak paylaşamadığımız ne var? Bakın benim Deniz Gezmiş ile ilgili savunduğum bir şey var. Deniz Gezmiş idam sehpasına gittiğinde ‘Kahrolsun Amerika. Yaşasın bağımsız Türkiye’ diye sandalyesine tekme attı. 7 Ekim 1980 tarihinde ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu idam sehpasına gittiğinde ‘Kahrolsun Amerika. Yaşasın milliyetçi Türkiye’ diyerek sandalyesine tekme attı.

O zaman yaşayacak olan bağımsız ve milliyetçi Türkiye ise kahrolması gereken Amerika ve kapitalizm ise biz niye birbirimizle kavga edelim, niye birbirimizle mücadele edelim?” diye konuştu.

NAZIM'IN MEZARINDA FATİHA OKUDUM

Nazım Hikmet konusundaki soruyu da cevaplandıran Enginyurt, onun şiirlerini beğendiğini belirtti.

Enginyurt, "Nazım’ın mezarını ziyaret ederek Fatiha okuduğunu" söyledi. Enginyurt, şöyle konuştu:

“Moskova’ya gittim. Selçuk diye bir ağabeyim var, o da komünisttir, beni misafir ediyor. Artvinli sevdiğim bir ağabeyim. ‘Ya Nazım’ın mezarına gidelim mi?‘ dedi, ‘Gidelim abi’ dedim. Kalktık Nazım’ın mezarına gittik. Nazım kabul etti etmedi bilemem ama bir de Fatiha okudum. Neden yaptım bunu, çünkü ben Nazım’ın birçok şiirini çok severim. Aslında ben Nazım’ı Türkçü kabul edenlerdenim, belki çok tuhaf gelecek ama. Nazım 1950 yılında Sultan Galiyev ile birlikte Türkçülük yaptığı için Polonya’ya sürgüne gönderildi. Ve Vera ile orada tanıştı. Nazım’ın hayatına baktığınız zaman 1950 yılından sonra müthiş bir Türkçülük görüyorsunuz. Ben de Türk milliyetçisiyim ve Nazım benden uzak değil ki? O zaman birbirimizden uzak değilsek, sevdamız Türkiye ise sevdamız gençlerse, sevdamız doğa ise, insanların mutluluğu ve huzuru ise o zaman niye bu kadar nefret ve kin dili kullanıyoruz?”

Cemal Enginyurt, iki çocuğu olduğunu ve onların siyasetle uğraşmasını istemediğini, onların da siyasete ilgileri olmadığını belirtti. Enginyurt, çocuklarının okulda ve sosyal çevrelerinde "Cemal Enginyurt'un çocuğuyuz" demediklerini de belirtti.