SİYASETTE yine bir Bahçeli klasiği yaşandı. Seçimlere 1 yıl 7 ay gibi bir süre varken MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli erken seçim çağrısında bulundu.

Bahçeli, 26 Ağustos 2018 tarihinde sandık başına gidilmesini önerdi. MHP Lideri sadece erken seçim çağrısı yapmadı. Üstüne üstlük, ”Türkiye’nin seçim için 3 Kasım 2019’u beklemesi mümkün değildir” dedi.

Türkiye 3 Kasım 2002 seçimlerine de Bahçeli’nin Bursa Kocayayla’da yaptığı açıklama üzerine gitmişti. O zaman koalisyon ortakları olan Başbakan Ecevit ve Mesut Yılmaz’ın bundan haberi yoktu. Ağır ekonomik ve siyasi bunalım altında gidilen 3 Kasım seçimleri koalisyon ortaklarının Meclis dışında kalmasına yol açmıştı. Usta bir siyaset satranççısı olduğu için Bahçeli’nin açıklaması gündeme bomba gibi düştü. Bahçeli, MHP grubunda konuşmasını sürdürürken AK Parti kulisindeydim. Bir kriz havası yoktu ama ilk anda bir şaşkınlık vardı. İlk olarak Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ konuştu, ”Yetkili kurullarda değerlendirilir” dedi.


Adalet Bakanı Abdulhamit Gül ise, ”İlgili kurullarda değerlendirilir” diye konuştu. Ama asıl önemli olan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tavrıydı. Erdoğan’a, Meclis’e adım attığı anda, “Bir açıklama yapacak mısınız?” diye sorduk, ”Şu anda düşünmüyorum” karşılığını verdi, “Yarın görüşmemiz var” demekle yetindi. Fazla bir renk vermedi ama erken seçime sıcak bakan bir ifade tarzı değildi. Erdoğan grup toplantısına girdi, biz de basın bölümünden izlemeye başladık. AK Parti milletvekilleri ‘sükûnetle’ dinliyorlardı. Cumhurbaşkanı konuşmasının iki yerinde 3 Kasım 2019 seçimlerini kayda geçirdi. AK Parti grubu devam ederken Adalet Bakanı Abdulhamit Gül, Bahçeli ile görüştü. Anayasa değişikliği sürecinde de iki lider arasındaki, ‘emin’ isimdi. Adalet Bakanı kısa bir süre sonra yine hızlı adımlarla geri döndü, doğruca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanına geçti. Adalet Bakanı Gül’e Bahçeli ile görüşmesini sorduk, “Önceden planlanmıştı” dedi ama son gelişme üzerine gerçekleştiği belliydi. Erdoğan, Meclis’ten ayrılırken de yine bugün Bahçeli ile yapacağı görüşmeyi işaret etmekle yetindi. Bahçeli’nin açıklaması ile erken seçim konusunda yeni bir durum oluştu.

ÜÇ SENARYO

Bahçeli’nin açıklamasına ilişkin olarak üç senaryo üzerinde duruluyor.

1- Bahçeli, AK Parti ile danışıklı dövüş içinde bu açıklamayı yaptı.

2- AK Parti’de erken seçim isteyenler, Erdoğan’ı ikna edemeyince tezlerini Bahçeli üzerinden devreye soktular.

3- Bahçeli, kimseyle konuşmadan kendi değerlendirmeleri doğrultusunda bu kararı aldı.

Tabii MHP Lideri’nin 3 Nisan’da MHP grup toplantısında, ”Zamanında yapılan, yapılması gereken seçimlerle Türkiye nefes alacak, önünü görecektir” demesi üzerine erken seçim lobisinin bir umudunun daha sona erdiğini yazmıştım. Ayrıca Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçime karşı çıkan açıklamalarını yansıtıp, “Erken seçim yok. Seçimler zamanında yapılacak” yazıları yazmış birisi olarak yarın ki görüşmenin önemli olduğu kanaatindeyim.

Erken seçimde AK Parti-MHP ittifakının daha avantajlı olduğu, henüz Cumhurbaşkanı adayı bile belirleyemeyen, ittifak yapıp yapmayacağı belli olmayan muhalefetin hazırlıksız yakalandığı, İYİ Parti’nin seçimlere girememe ihtimalinin MHP’yi cezbettiği gibi değerlendirmelerini önemli ama eksik buluyorum. Erdoğan’ın siyaset tarzına uymuyor.

Peki Bahçeli’nin açıklaması ile artık erken seçim kaçınılmaz diyebilir miyiz? Erdoğan-Bahçeli görüşmesi gerçekleşmeden yapılacak yorumlar erken olur.

ERKEN SEÇİM FORMÜLLERİ

Bu görüşmeden ne bekleniyor?

1- Bahçeli’nin ilan ettiği 26 Ağustos tarihinde erken seçimlere gidilir.

2- Erdoğan, Bahçeli’yi zamanında yapılacak seçime ikna edebilir.

3- Yeni bir seçim tarihi belirlenir.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçim açıklamasından memnun olmadığı belliydi. Erken seçimde ilk sözü Bahçeli söyledi ama son sözü Erdoğan söyleyecek.