CiddiGazete- Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Grup Toplantısı’nda yaptığı konuşmada gündemi değerlendirdi.

'DEPREM FIRTINASI'

Türkiye’nin 6 Şubat’ta meydana gelen, Kahramanmaraş merkezli 7,7 ve 7,6 büyüklüğündeki depremler ile sonrasında yaşanan, büyüklüğü 6,6’ya kadar çıkan 11 bin 400’ün üzerinde artçı deprem ile sarsıldığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bölgedeki illerimizin 62 ilçesinde ve 10 bin 190 köyünde çok ciddi yıkıma sebep olan depremleri hâlâ da yaşamaya devam ediyoruz. Deprem bölgesinde ve çevresinde, büyüklükleri 4’ün, 5’in, 6’nın üzerine kadar çıkabilen artçı sarsıntıların yol açtığı tedirginlik sürüyor. İçinden geçtiğimiz sürecin normal bir durum olmadığını, ülkemizdeki ve dünyadaki tüm bilim insanları söylüyor. Gerçekten de Türkiye, bir çeşit deprem fırtınasına tutulmuş durumdadır” değerlendirmesinde bulundu.

'GÜVENLİ BİNA VE ACİL YARDIM'

“Yaşadığımız coğrafyanın bir gerçeği olan depremleri engelleyebilmemiz mümkün değildir” diyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

“Bize düşen görev şudur: Evvela, deprem öncesi altyapısıyla, yollarıyla, hastaneleriyle, okullarıyla, konutlarıyla, iş yerleriyle güvenli yerleşim yerleri inşa etmek, hazırlık yapmaktır. Depremin ardından ise olabilecek en hızlı ve etkin acil yardım çalışmalarını yürütmek, yaraları sarmak, yıkımları telafi etmektir. Her iki konuda da ülkemiz son 20 yılda, geçmişle mukayese edilemeyecek kadar büyük ilerleme kaydetmiştir.”

'468 BİN 31 HANE İNŞA EDİLECEK'

Depremde yıkılan ve ağır hasar alan şehirlerde, arama kurtarma çalışmalarının bittiği her yerde enkaz kaldırma faaliyetlerine başladıklarını açıklayan Erdoğan, “Son ziyaretlerimizde binlerce iş makinasının, kamyonun harıl harıl şehirlerimizi enkazdan temizlediğini müşahede ettik. Geçici barınma alanlarını önce çadır, ardından konteynerlerle ağırlıklı olarak dayadık, döşedik ve vatandaşlarımızı oralara taşımaya başladık. Şehir merkezlerimizdeki ticaretin devamı için geçici ticari alanlar da yapıyoruz. Güncel tespitlere göre deprem bölgesinde 392 bin 350 konut ve 75 bin 681 köy evinden oluşan toplam 468 bin 31 hane inşa etmeyi planlıyoruz” dedi.

İNŞA VE İHYA FAALİYETLERİ

Erdoğan sözlerini şöyle sürdürdü:

“Deprem bölgesini oradaki vatandaşlarımızla birlikte dayanışma içinde ayağa kaldıracağız. İnşa ve ihya faaliyetlerinin yürütülmesinde önceliği bölgedeki firmalar ile vatandaşlarımıza ve bilhassa gençlerimize vereceğiz. Tabii bunun için önce yeni yerleşimler için belirlediğimiz alanlarda mikro bölgeleme, jeolojik etüt, zemin etüdü gibi çalışmalar yapıyoruz. Yeni yerleşimleri, zemin artı 3 veya 4 katı geçmeyen binalarda 3 oda 1 salon evlerle kuruyoruz. Artık hiçbir şekilde yatay ve bölgenin kültürüne uygun özgün mimariden taviz vermeyeceğiz. Yıkılan yerlerin zeminleri sıkıntılıysa, hele hele fay hattındaysa, oralarda asla yapılaşma olmayacak.”

'BÖLGEYE İKİ KEZ GİTTİK'

Konuşmasında muhalefete yönelik eleştirilerini de sürdüren Cumhurbaşkanı Erdoğan özetle şunları söyledi:

“Birilerinin devletin ve hükümetin de yıkıntılar altında kalmasını, ellerini ovuşturarak beklediğini biliyoruz. İlk andaki eksikler hızla tamamlanıp arama kurtarmadan enkaz kaldırmaya, yardımlardan geçici barınma alanlarına, altyapıdan kalıcı konutlara tüm acil işler yoluna girince bunlar da eski kimliklerine büründüler. Bütün bu sirk cambazları, felaket tellalları bölgeye bugüne kadar acaba kaç kere gittiler. Şahsım ve Cumhur İttifakı olarak bölgeye iki kez gittik.

'14 MAYIS'TA GEREĞİNİ YAPACAK'

Sorulması gereken hesapları da adli, idari, siyasi olarak sormak boynumuzun borcu. Yavru muhalefet yargıya bizim yön verdiğimizi söylüyor… Ya ayıptır. Türkiye’de Erdoğan’ın bu konuda nasıl davrandığını Rabbim bilir, sen anlamazsın. Sen önce kendini düzelt. Şunu iyi bilin ki bu millet inşallah 14 Mayıs’ta gereğini yapacak. Asla bu tür kuru sıkı atanlara prim vermeyecektir. Oluşturulan her algıyı, rahatsız oluyorlar ama söylüyorum, not ediyoruz. Şimdi tek gündemimiz depremdir.

'HELALLİK İSTEMEK...'

Yaraları saracağız, sarıyoruz. Yıkılanların yerine daha iyisiyle yenisini yapacağız, gönülleri alacağız, insanımızın önüne yeni bir gelecek, yeni bir hayat inşallah sereceğiz. Eksiklerimizi söylemek, helallik istemek bizim zafiyetimiz değil, milletimizle aramızdaki samimi muhabbetin ifadesidir.

'DEPREM TURİSTİ'

Milletimizle böyle bir gönül bağı olmayanlar adeta deprem turisti edasıyla bölgeden gelip geçenler bu hasbi muhabbetin manasını kavrayamaz. Onun için dikkat ederseniz deprem anından beri bu kifayetsiz muhterislerin hiçbirini muhatap almadık, cevap vermeye tenezzül etmedik. Şu anda biz can derdindeyiz, onlar da mal derdinde. Aramızda böyle bir fark var.”