CiddiGazete- Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Prof. Dr. Mustafa Şentop, "Cumhurbaşkanı'nın üçüncü kez değil, ikinci kez adaylığı söz konusu. Bu konu hukuki bir konu, hukuki bir tartışma yapmak lazım. Bunu gündeme getiren arkadaşlar, milletvekilleri, boylarını aşan sularda yüzüyorlar" dedi.

Şentop, Meclis'teki makamının girişinde basın mensuplarının sorularını cevapladı.

‘BOYLARINI AŞAN SULARDA YÜZÜYORLAR’

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın adaylığı tartışmalarına ilişkin sorusu üzerine Şentop, "Cumhurbaşkanı'nın üçüncü kez değil, ikinci kez adaylığı söz konusu. Bu konu hukuki bir konu, hukuki bir tartışma yapmak lazım. Bunu gündeme getiren arkadaşlar, milletvekilleri, boylarını aşan sularda yüzüyorlar. Bu, hukukçuların yapacağı bir tartışma" ifadesini kullandı.

ANAYASA KOMİSYONU’NUN RAPORU

Bu konunun 2016 yılının sonlarında verilen anayasa değişikliği teklifiyle TBMM'nin gündemine geldiğini, o dönemde TBMM Anayasa Komisyonu Başkanı olduğunu hatırlatan Şentop, sürecin bütün detaylarını bildiğini, teklifin Anayasa'nın 101. maddesiyle ilgili bir değişiklik olduğunu söyledi.
Anayasa Komisyonu raporundan bazı tespitler okuyan Şentop, "Komisyondan hiçbir arkadaşın, bunu gündeme getiren muhalefet partilerinden milletvekillerinin de aday olunamayacağına dair hiçbir şey söylemedikleri gibi tam aksine Sayın Cumhurbaşkanı'mızın iki defa aday olacağını, hatta daha sonraki seçimde bir kez daha aday olmak üzere üç defa aday olma imkanının tanındığına dair ifadeleri var. Komisyonda aksi yönde bir görüş ileri sürülmediği için konu açık bir şekilde ortaya konulmuştur. Raporda çok net bir şekilde bu konunun tartışmasız olduğu, yeni getirilen düzenlemeyle bütün Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına olduğu gibi daha önce de Cumhurbaşkanlığı yapmış olanlara da iki dönem seçilme hakkı getirildiği belirtilmiştir" diye konuştu.

‘5 YIL SONRA JETON YENİ DÜŞMÜŞ’

Anayasa Komisyonu raporunun muhalefet şerhlerinde de bu konuya ilişkin bir itirazın olmadığına dikkati çeken Şentop, "Bu rapor Genel Kurulda da görüşüldü. Farklı bir görüş ifade edilmiş mi? Edilmemiş. Aradan beş sene geçmiş, jeton yeni düşmüş. Arkadaşlarımız yeni bir şeyler bulduklarını zannediyorlar ama beş sene önce bu konu net bir şekilde ortaya konulmuş" dedi.

‘HUKUKEN BİR TARTIŞMA YOKTUR’

Mustafa Şentop, anayasa değişikliğiyle iki defa seçilme hakkının yeni sistem içerisinde getirildiğinin anlaşıldığını belirtti. Bunun hukukçularla yapılacak bir tartışma olduğunu söyleyen Şentop, "Her konuda genel kültürüyle konuşan kişilerin bu konuda tartışması mümkün değil. Komisyon ve sonraki aşamada bu teklifi getiren ve destekleyen milletvekillerin, siyasetçilerin o gün de bugün de hiçbir tereddüdü yoktu. Hukuken bir tartışma yoktur derken kastettiğim bu" şeklinde konuştu.

ANAYASA'NIN 101. MADDESİ

Cumhurbaşkanı seçimine ilişkin Anayasa'nın 101. maddesinin 2018 yılının nisan ayında yürürlüğe giren yeni bir madde olduğunu dile getiren Şentop, şöyle devam etti:

"Cümlelerin veya kelimelerin aynı olması, eski hükmün geçerli olduğu anlamına gelmiyor çünkü madde bir bütün olarak yeniden yazılmış ve bütün olarak yürürlüğe konulmuş bir madde. Dolayısıyla yürürlüğe girdiği tarihten itibaren hüküm ifade ediyor. Sonrasında yapılacak seçimler için hüküm ifade ediyor. 1961 Anayasası'nda da 1982 Anayasası'nda aynı cümleler var. Şimdi 'Bunlar aynı, fark etmez 1961 Anayasası'na da dayanabiliriz.' diyebilir miyiz? Diyemeyiz. Biri yürürlükten kalkmış. Şimdi de eski 101 yürürlükten kalkmış ama aynı ifadelere sahip olmakla beraber yeni bir madde getirilmiş. Hukukta yapılan yorumda önemli olan sözlük anlamı değil, terim anlamıdır. Cumhurbaşkanlığı kelimesinin içeriği değişmiştir. Yeni sistemde cumhurbaşkanının tanımı değişmiştir. İşte bu yeni sistemde, yeni tanımı olan, yeni içerik kazanan cumhurbaşkanlığı için iki defa seçim hakkı tanınıyor. Yapılan değişiklikle eski 101. madde kaldırılmış, yeni 101. madde yürürlüğe girmiştir. Madde 2018'deki seçim takvimi başlayınca yürürlüğe girmiştir. Bu çok açık bir husustur. Bu konuda bilgi eksikliği var."

‘TBMM BAŞKANLIĞI ZATEN İYİ BİR ROL’

Şentop, şahsına yönelik bazı eleştirilerin olduğuna yönelik bir soruya ise Türkiye'de herkesin istediğini yazabildiğini, buna bir itirazlarının olmadığını belirtti. TBMM Başkanlığının konum ve rolünün belli olduğunu, TBMM Başkanının ayrıca bir "rol kapmasına" ihtiyaç olmadığını, TBMM makamının onurlu, şerefli bir makam olduğunu ifade eden Şentop, bu makamda olan kişinin rolünün zaten iyi bir rol olduğunu dile getirdi.

TÜRK MUKAVEMET TEŞKİLATI

Gazeteci Ayşenur Arslan'ın Türk Mukavemet Teşkilatı'na (TMT) yönelik açıklamalarına ilişkin bir soruya ise Şentop, şu cevabı verdi:
"TMT, Türkleri soykırıma uğratmak için gayret gösteren Rumların oluşturduğu bazı çetelere karşı oradaki kardeşlerimizle birlikte kurulmuş bir teşkilattır. Bir nevi Kıbrıs'ın Kuvayımilliye'sidir. TMT ve onun mücadelesi olmasaydı bugün Kıbrıs'ta bir tane Türk görebilmek mümkün olmazdı. Bu nedenle Türk Mukavemet Teşkilatı (TMT) hakkındaki bu değerlendirmeleri çok yanlış, haddini aşan değerlendirmeler olarak görüyorum."

KILIÇDAROĞLU'NUN ‘ÖDEMEYİN’ ÇAĞRISI

TBMM Başkanı Şentop, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun elektrik faturalarını ödemeyeceğine yönelik açıklamasına ilişkin bir soruya ise günlük siyasi tartışmaların içerisine girmediğini, her konuda bütün siyasetçilerin, vatandaşların eleştiri yapabileceğini, eleştirilerin ve eylemlerin demokrasi ve hukuk düzeni içerisinde yapılmasının önemli olduğunu vurguladı.

MECLİSTEKİ DOKUNULMAZLIK DOSYALARI

Meclise gönderilen dokunulmazlık dosyalarına ilişkin bir başka soruyu cevaplayan Şentop, şunları kaydetti:
"Sayın Cumhurbaşkanı'yla dokunulmazlık dosyalarının sayısı ve mahiyeti ile ilgili zaman zaman görüşüyoruz. Sadece bu konu değil, yasama faaliyetleriyle ilgili de konuşuyoruz. Dokunulmazlık anayasal bir kurumdur. Dokunulmazlığın varoluş sebebi parlamentonun yasama faaliyetlerini güvenli bir şekilde yürütebilmesidir. Bir milletvekilini korumak veya suç işleme özgürlüğü vermek için çıkmış bir kurum değil. Dokunulmazlık parlamento faaliyetlerini korumak için ortaya çıkmıştır. Bu dengeyi iyi korumak lazım. Ben anayasal düzene ve TBMM'nin de içinde bulunduğu temel hukuk düzenine karşı hareketler içerisinde bulunan, bununla itham edilen milletvekillerin -ki bunların cezaları da ağırdır- dokunulmazlığının kaldırılması kurumunun işletilmesi taraftarıyım. Bu konuda Meclis Başkanlığının bir doğrudan yetkisi yok. Meclis Başkanlığı gelen dosyaları karma komisyona havale eder, karma komisyon kararı verir."