CiddiGazete- Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin (TBMM) ev sahipliğinde Parlamentolar Arası Birlik (PAB) ile ortaklaşa düzenlenen Küresel Parlamenter Göç Konferansı’na bir video mesaj gönderdi.

Parlamenterleri, medeniyetlerin ve kıtaların kavşak noktası İstanbul'da ağırlamaktan büyük bir bahtiyarlık duyduklarını dile getiren Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu konferansın önemli bir ihtiyacı gidereceğine inandığını belirtti.

SALGIN VE GÖÇ

Son 2 buçuk yıla damga vuran coronavirüs salgınıyla beraber nefret söylemlerinin küresel ölçekte ürkütücü boyutlara ulaştığını, ekonomik sıkıntıların tüm dünyada yabancı karşıtlığını ve mülteci düşmanlığını körüklediğini gözlemlediklerini vurgulayan Erdoğan, “Bununla eş zamanlı olarak salgının tetiklediği ekonomik krizle birlikte daha fazla insan yurtlarını ve evlerini terk etmek zorunda kalıyor. Şu an dünya genelinde göçmenlerin sayısı 275 milyona, yerlerinden edilen kişilerin sayısı 85 milyona, mültecilerin sayısı ise 30 milyona yaklaştı. Rusya-Ukrayna arasında devam eden çatışmalarla beraber mevcut mülteci sayısına 5 milyon kişi daha eklendi. Bu insan hareketliliğinde maalesef içimizi acıtan pek çok manzarayla da karşılaşıyoruz. Zulümden, baskıdan, açlıktan kaçarak güvenli bir gelecek kurma ümidiyle çıkılan yolculuklar, kimi zaman felaketle neticeleniyor” diye konuştu.

GÖÇMENLERİN DURUMU

Geride bırakılan dönemde çoğu kadın ve çocuk olmak üzere 30 bine yakın göçmenin Akdeniz'de hayatını kaybettiğini hatırlatan Erdoğan, Avrupa'ya sığınan on binlerce Suriyeli çocuğun nerede olduğu, kimler tarafından kaçırıldığı ve akıbetlerinin ne olduğunun bilinmediğini söyledi.

Erdoğan, “Hemen her gün Yunan güvenlik güçleri tarafından zulmedilen, soyulan, darbedilen hatta katledilen mültecilerin dramlarına şahit oluyoruz. Esasen göç ve mülteciler meselesinde asıl yükü sesi çok çıkan gelişmiş toplumlar değil, kriz bölgelerine komşu bizim gibi ülkeler çekmektedir” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE'NİN TUTUMU

Cumhurbaşkanı Erdoğan, mesajında şu ifadelere yer verdi:

“Birleşmiş Milletler rakamlarına göre yüksek gelirli ülkeler 1000 kişi başına ortalama 2,7 mülteci barındırırken orta ve düşük gelirli ülkeler ise 5,8 mülteciye ev sahipliği yapıyor. Kabul ettikleri birkaç yüz mülteciyi reklam malzemesi olarak kullananlar, derinleşen insani krizler karşısında hiçbir sorumluluk üstlenmiyor. Kıtaların ve kültürlerin kavşağında yer alan bir ülke olarak, göç olgusu tarih boyunca beşeri ve sosyal hayatımızın bir parçası olmuştur. Engizisyondan kaçan Museviler başta olmak üzere son 500 yılda zulme uğrayan milyonlarca insana kapılarımızı açtık. Kafkasya'daki kardeşlerimiz de Balkanlar'daki soydaşlarımız da başları dara düşünce güvenli liman olarak hep Türkiye'ye sığındı. Birinci Körfez Savaşı'nda Irak'tan kaçan yüz binlerce Kürt kardeşimize sahip çıktığımız gibi Suriye'deki çatışmalardan kaçan 3,6 milyon Suriyeli sığınmacıyı da topraklarımızda kabul ettik. Kapımıza gelen hiç kimseyi etnik kimliği, dini, kültürü, meşrep ve mezhebi sebebiyle geri çevirmedik. Son 7 yıldır dünyada en fazla mülteciye ev sahipliği yapan ülkeyiz. Tarihimizin, kültürümüzün ve inancımızın bize yüklediği bu görevi inşallah bundan sonra da yerine getirmeye devam edeceğiz. İkinci Dünya Savaşı'ndan sonraki en büyük insan hareketliliğinin yaşandığı günümüzde hiç kimse sorumluluklarından kaçamaz.”

Uluslararası toplumun göç olgusunun temelinde yatan sorunlarla yüzleşme cesareti göstermedikçe bu meselenin önüne geçilemeyeceğini vurgulayan Erdoğan, konferans çerçevesinde yapılacak tartışmaların, ortaya konulacak fikirlerin sorunun çözümüne katkı sağlamasını temenni etti.