CiddiGazete- Ege Üniversitesi'nde, 2015 yılının şubat ayında ülkücü öğrenciler ile PKK'lı öğrenci grubu arasında kavga çıktı.

Kavgada bıçaklanan Ülkü Ocakları Ege Üniversitesi sorumlusu Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü 4'üncü sınıf öğrencisi Fırat Yılmaz Çakıroğlu yaşamını yitirdi. Olayla ilgili yürütülen yargılama sürecinde sanık Nurullah Semo, "kasten öldürme" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alırken, "terör örgütü üyeliği" suçundan da 15 yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Verilen karar, İzmir Bölge Adliye Mahkemesi tarafından bozularak "devletin birliğini ve ülkenin bütünlüğünü bozmak" suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çevrildi.

Çakıroğlu'nun öldürülmesiyle ilgili olarak olayda kusuru bulunduğu gerekçesiyle Ege Üniversitesi eski rektörü Candeğer Yılmaz, eski rektör yardımcısı Atilla Silkü, eski genel sekreter Mehmet Bülent Özkan, eski Edebiyat Fakültesi dekanı Ersin Doğer hakkında da İzmir 41'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı.

Geçen yıl aralık ayında görülen celsede açıklanan mütalaada savcı, sanıkların "görevi kötüye kullanma" suçundan 1 yıldan 3 yıla kadar ayrı ayrı cezalandırılmalarını istedi.

"İDARECİLER OĞLUMU KORUMADI"

Tutuksuz sanıkların yargılanmasına bugün İzmir 41'inci Asliye Ceza Mahkemesi'nde devam edildi. Duruşmaya Çakıroğlu'nun annesi Özlem Erden, babası Fuat Mahir Çakıroğlu ile tutuksuz sanıklardan Candeğer Yılmaz katıldı. Celsede ilk olarak Çakıroğlu'nun annesine söz verildi. Meydana gelen olayın 2011 yılından başladığını söyleyen Özlem Erden, okul yönetiminin önlem almadığını savunarak şunları söyledi:

"Fırat, 2011 yılında Ege Üniversitesi'ni kazandığında kampüste kurulan stantları anlattı. Bu stantlarda bebek katilinin fotoğraflarını ve paçavraları görüp bunları yumruklarıyla yıkmış. Öğretim üyesi Hakan K.'ye durumu anlatmış. Ancak, 'Alışırsın' cevabını almış. Fırat da böyle bir durumu kabul edemeyeceğini söylemiş. Fırat'ım 2011 yılından beri öğrenci kılıklı PKK'lılarca hedef gösterilmiş. Bana, şenlik adı altında kurulan çadırların içinde silahların olduğunu, PKK lehine sloganlar atıldığını ve aramalarda bu silahların hocalar tarafından saklandığını anlattı.

Fırat, bunlarla mücadele ederken başarılı da bir öğrenciydi. Fırat, kampüsün içindeki bu olayları emniyete de bildirmiş. Ancak, kampüs içi olması sebebiyle müdahale edilemeyeceği cevabını almış. Bunun üzerine konuyu rektör yardımcısıyla görüşmüş. Ancak 'Sen karışma' denmiş. Bunların hepsini Fırat'ım bana kendisi anlattı. Oğlumun fotoğraflarını kampüsün birçok yerine asıp üzerine çarpı atmışlar. Oğlumun düzenleyip birçok insanın katılımını sağladığı Atatürk ve Bayrak Yürüyüşü'nün ardından iyice hedef gösterilmiş.

İdareciler oğlumu korumadı. Hepsi kulaklarını tıkadı. Rektörün annelik duygusu ve hissiyatı farklı olmalıydı. Önce Türk adaletine sonra da ilahi adalete güveniyorum."

Celsede söz alan öldürülen Çakıroğlu'nun babası Fuat Mahir Çakıroğlu ise "Her şey ortada. Suçluların savunulacak bir yanı yok. En ağır cezayı almalarını, sicillerinin bozulmasını istiyorum" dedi.

SANIK KENDİNİ KÖTÜ HİSSETTİ, DAVA ERTELENDİ

Müştekilerin ardından bu kez tutuksuz sanık Candeğer Yılmaz'a söz verildi. Yılmaz, "Yaşanan bu olay kuşkusuz son derece üzücüdür. Kusurum ve ihmalimin olduğunun söylenmesi beni en az bu olay kadar üzmüştür. Sürecin en başından bu yana verdiğim tüm ifadeler ve savunmalar aynen geçerlidir.

Gerçekleşen olaylarla ilgili soruşturma açıldı veya açılmasıyla ilgili fakültelere gerekli yazıları gönderdik. Disiplin soruşturmasını kimin yapacağı net bellidir. Üst yönetici olarak disiplin soruşturmalarını takip etmek benim görevim değil" dedi.

Bu sırada Çakıroğlu'nun babası Candeğer Yılmaz'a tepki gösterince sanık Yılmaz kendisini iyi hissetmediğini belirtip savunma yapmayı bıraktı. Yılmaz'ın avukatı da müvekkilinin kendisini kötü hissettiği gerekçesiyle ek süre talep etti. Talep üzerine hakim, duruşmayı erteledi.