Türk Kızılayı Kuzey Marmara Bölge Kan Merkezi Müdürü Uzm. Dr. İlhan Birinci, bu yıl ortak olarak tespit edilen hedeflerinin 2,5 milyon ünite kan bağışı toplamak olduğunu belirterek, "Bu 2,5 milyon ünitenin tamamını gönüllü ve düzenli kan bağışçılarımızdan elde etmeyi hedefliyoruz ve bugüne kadar da bu şekilde yaptık. Bundan dolayı vatandaşlarımızın 'benim ihtiyacım yok, zaten lazım olmaz' diye düşünmeden, düzenli aralıklarla kan bağışında bulunması gerçekten çok önemli" dedi.

Birinci, kanın, kaynağı insan olan, endüstriyel olarak elde edilemeyen hayati bir materyal olduğunu hatırlattı.

Bundan dolayı ihtiyaç olduğunda kan bağışının öneminin de o denli arttığını dile getiren Birinci, Türk Kızılayı ve Sağlık Bakanlığı arasında imzalanan bir protokol gereği, ülkede kan ihtiyacının yüzde 95'inin Türk Kızılayı tarafından karşılandığını kaydetti.

İlhan Birinci, hedeflerinin bu oranı yüzde 100'e çıkarmak olduğuna işaret ederek, 18 bölge kan merkezi, 66 kan bağış merkeziyle Türkiye'de kan bankacılığı faaliyetini sürdürdüklerini ifade etti.

Bu kapsamda kan bağışı haftasının, yaptıkları işin önemini vurgulamaları açısından ayrı bir önem taşıdığını aktaran Birinci, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gerçekten de ülkemizde kan bağışına olan duyarlılığın artmasıyla hastalarımızın kan bulma oranları daha da yükselecek. Hiçbir sorun olmadan, hasta yakınlarına '3 kişi, 5 kişi getir' gibi söylemler olmadan, hastalarımızın bütün kan ihtiyaçlarını, hastanelerimizin ihtiyaçlarını biz karşılayabiliyoruz. Türkiye genelinde kan bağış merkezlerimiz var. Bütün ülkemizi kapsıyoruz, ülkemizdeki tüm hastanelerin kan ihtiyacından da Kızılay olarak biz sorumluyuz. Kan bağışlayan kişinin öncelikle kan bağışında bulunmak için 18-65 yaş arasında olması gerekiyor. Kendini sağlıklı hisseden ve yılda erkekse 4 kez, 3 ayda bir, bayansa yılda 3 kez 4 ayda bir kan bağışı yapması açısından herhangi bir engel yok. Bunun için öncelikle Türk Kızılayı'nın herhangi bir kan bağış merkezine veya gezici ekiplerine başvurması yeterli. Burada dolduracağı bir form, arkasından doktor muayenesi, ufak çaplı kan testleri yapılarak bu vatandaşımızın kan bağışlayıp bağışlayamayacağı konusunda hekimimiz bir karar veriyor. Eğer kan bağışlaması uygun görülüyorsa bağışta bulunabiliyor. Bu da toplamda 30-35 dakikalık bir süreyi kapsıyor."

"Ekiplerimiz ramazanda iftardan sonra da faaliyette"

İlhan Birinci, geçen yıl Kızılay'ın, Türkiye'nin kan ihtiyacını karşılamak açısından 2 milyon 200 bin ünite kan bağışı topladığını aktararak, "Bu yıl ortak olarak belirlenen hedefimiz 2,5 milyon ünite kan bağışı toplamak. Bu 2,5 milyon ünitenin tamamını gönüllü ve düzenli kan bağışçılarımızdan elde etmeyi hedefliyoruz ve bugüne kadar da bu şekilde yaptık. Bundan dolayı vatandaşlarımızın 'benim ihtiyacım yok, zaten lazım olmaz' diye düşünmeden, düzenli aralıklarla kan bağışında bulunması gerçekten çok önemli. Hastanede yatan, kan bekleyen hastalarımızın da iyileşmesi için bunun önemi katbekat artıyor" diye konuştu.

Bazı dönemlerde kan bağış oranlarında düşüş yaşandığına işaret eden Birinci, konuşmasına şöyle devam etti:

"Özellikle bahar aylarında ve yaz mevsiminde kan bağışı toplama konusunda gönüllü ve düzenli bağışlar açısından pek bir sıkıntımız olmuyor. Ancak özellikle soğuk kış aylarında ve ramazanda kan bağışı toplama konusunda biraz daha sorun yaşıyoruz, sayılarımız düşüyor. Bundan dolayı özellikle soğuk havalarda veya ramazanda vatandaşlarımızın biraz daha duyarlı olarak bu eksikliği tamamlayıcı yönde bağışa yönlenmeleri çok iyi olacak. Ramazanda özellikle ekiplerimiz iftardan sonra da faaliyette. Eksiksiz olarak ramazandaki bu düşüşü iftar sonrasında da çalışarak telafi etmeye çalışıyoruz. Önemli olan burada vatandaşlarımızın bize kan vermeyi istemesi ve düşünmesi. Çünkü biz her zaman hazırız."

"Kadın bağışçı oranlarımız biraz daha düşük"

Birinci, alınan tüm kanların Sağlık Bakanlığınca belirlenen birtakım testlerden geçirildiğini, bunların da Türk Kızılayı tarafından son teknolojinin kullanıldığı ekipmanlar aracılığıyla sağlandığını vurgulayarak, ayrıca ek testlerle de kanın uygun olup olmadığının araştırıldığını kaydetti.

Böylece kanın güvenliğini daha da arttırdıklarını, bunun muhtemel bulaşmaları da önlemek açısından epeyce yararlı olduğunun altını çizen Birinci, sözlerini şöyle tamamladı:

"Herhangi bir test pozitifliği yoksa kanı, bir bildirimde bulunmadan 3 ayrı ürüne ayırarak hastanelerimize gönderiyoruz. Herhangi bir nedenle test pozitifliği ya da başka bir problem varsa bu kanları imha ediyoruz. Kişiye de bir mektup göndererek onu en yakın bağış merkezimize davet edip, bulduğumuz test sonucu hakkında bilgilendiriyoruz ve medikal bir sağlık kuruluşuna yönlendirme yapıyoruz. Özellikle bütün vatandaşlarımızdan kan bağışına duyarlı olmalarını istiyorum. Bu duyarlılık Türkiye'de giderek artıyor. Özellikle toplumumuzda kadın bağışçı oranlarımız biraz daha düşük. Buna yönelik bayanların da kan bağışı konusunda daha duyarlı olmalarını arzu ediyorum. Herkesin en azından yılda 2 kez kan bağışı yapması ve kan bağışının düştüğü dönemlerde biraz daha duyarlılık göstermeleri konusunda ricada bulunuyorum."