CiddiGazete- 60'lı yılların başlarında Türkiye'de esen darbe rüzgarının en mimli isimlerinden biri Talat Aydemir'dir.

Dönemin yarbayı, sonrasının generali Ali Elverdi, "Bu vatana kastedenler" isimli kitabında, Talat Aydemir'in ikinci darbe girişimini 14'lerin lideri Alpaslan Türkeş'e Kartal Tibet'in haber verdiğini yazdı.

Elverdi Paşa'nın ifadesine göre Kartal Tibet'ten aldığı bilgiyle dönemin Başbakanı İsmet İnönü'yü uyaran Türkeş, darbenin önlenmesinde önemli rol oynadı.

20 MAYIS 1963 AYAKLANMASI

20 Mayıs 1963 ayaklanması, Harp Okulu Komutanı Kurmay Albay Talat Aydemir ve arkadaşlarının 27 Mayıs 1960 darbesinde yer alan subayların tasfiyesine karşı başlatılan ve Talat Aydemir'in geri adım atmasıyla sonra eren 22 Şubat 1962 ayaklanmasının devamıdır.

22 Şubat Hadisesi sırasında dönemin başbakanı İsmet İnönü'nün kararlı duruşu karşısında çok kan döküleceğini gören Aydemir, darbe girişimini sona erdirmiş, karşılığında da hükûmet tarafından çıkartılan özel bir yasa sayesinde herhangi bir cezaya çarptırılmamış ancak darbeye katılan diğer subaylarla beraber emekliliğe sevk edilmiştir.

Emekliliğe sevkinin ardından Aydemir, muhalif gruplarla temaslara devam etmiş ve ikinci kez bir darbe girişimi için hazırlıklara başlamıştır.

Bu temaslar sırasında darbe girişiminden haberdar olan Alparslan Türkeş, Aydemir'in organizasyonunu Başbakan İsmet İnönü'ye bildirmiştir.

Parolası "Harbiyeli", işareti "Aldanmaz" olan ihtilal girişiminde Emekli Albay Talat Aydemir 22 Şubat'ta ulaştığı noktaya yaklaşamamıştır.

Radyoda ihtilal bildirisinin okunmasından hemen sonra kontrol kısa sürede hükûmete bağlı kuvvetlerin eline geçmiş, Ankara 28. Tümen Kurmay Başkanı Yarbay Ali Elverdi, marşlar eşliğinde ihtilalin olmadığını, bir yanlış anlaşılma olduğunu, birtakım maceracıların böyle bir işe kalkıştığını, ancak durumun kontrol altında bulunduğunu belirten bir karşı konuşma yapmıştır. Hükûmet yanlısı askerlerin kontrolü sağlaması sonucunda Aydemir ve arkadaşları teslim olmuştur.

İsmet İnönü bu girişimi değerlendirdiği konuşmasında kalkışmaya katılanları "Talat'ın üç buçuk adamı" diye tarif etmiştir.

Tutuklanan Talat Aydemir'e en fazla dokunan İnönü'nün bu sözüdür ve yargı sürecinde kendisinin birlikte hareket ettiği kim varsa açıklamasının tek sebebi bu olmuştur. Talat Aydemir, "üç buçuk adamı" olmadığını göstermek için birlikte hareket ettiği isimlerin hepsini açığa vermiştir.

Mahkeme sürecinde basında Talat Aydemir'le ve eşiyle ilgili aleyhte haberler de yayımlanmıştır.

Örneğin, Akis Dergisi'nde Metin Toker'in imzasıyla yayımlanan Talat Aydemir'in karısının kuaförüne "Haftaya Çankaya'da görüşürüz" dediği iddiasıdır.

Cuntacılara zaten 27 Mayıs darbesinden dolayı öfkeli olan AP milletvekillerinin yanı sıra CHP'liler de idamın lehinde oy vermişlerdir.

Fethi Gürcan'ın cezası 27 Haziran, Talat Aydemir'in cezası ise 5 Temmuz 1964'te infaz edildi.

Fevzi Bingöl ve Osman Deniz de mahkemede yargılandı.

İlk başta onların da idamı istenmiş, ancak cezaları daha sonra müebbete çevrilmiş ve aftan yararlanarak çıkmışlardır.

Yalnız bin 459 Harbiyeli okullarından atılmış olup, bu öğrenciler için sonradan ek üniversite kontenjanı açılmıştır.