Yaşamımın periyodik cetvelinde derin izleri olan, bütün özel günlerimi özel kılan, ilk aşkım, vazgeçilmez sevdam, özgüven kaynağım, varlığımın sahibi, gölgesinde serinlediğim çınar, huzurum, gururum babamın günü bugün...
Ve tüm babaların...
Babam ile her konuştuğumda "İyi ki babamsın" derim. Sevdiğimi her fırsatta dile getiririm. Duygularımı ifade etmeyi ondan öğrendim. Gönül kapılarını sonuna kadar açık bıraktı. Bazen limanım oldu. Bazen zırhım oldu. O benim yıkılmaz devletim, sonsuz hürriyetim...
Ben grevi onun tıraşlı yüzünün bıyık ve sakala karışması ile öğrendim. Korkusuzca baş kaldıran, hak ve adalet savaşçısı, kendinden sonra gelecek emekçi kardeşlerinin hakkı için mücadele eden bir babanın kızı olmak elbette gurur verici. Bu yüzden inandığım değerleri ona borçluyum. Bu yüzden maddeye değil, manaya değer verdim.
"Önce insan" dedi hep. Bunu aşıladı. Kimseyi yargılamadı. Saygıyı, sevgiyi nakış nakış işledi. Öğrendiklerim onun felsefesi. İnanç ve ideolojisi dürüstlük oldu.
Tüm sırlarımı açıkça, özgürce ifade edebileceğim psikoloğum, ağlama duvarım. Şiirlerimin ilk dinleyicisi ve yorumcusu.
Evimizin kalesi ve yılmaz askeri.
Milyarlarca babadan biri... Tüm babaların adına dillendirdim babamı.Milyarlarca çocuktan biri olarak tüm çocukların adına kaleme döktüm duygularımı.
Sahip olduğum kan bağlarımı, ilkelerimi, değerlerimi, mutluluklarımı borçluyum...
Babalarımıza ne çok şey borçluyuz. Onların sardığı gibi sarabilir miyiz bilmiyorum ama, yorgun kahramanlarımızı kocaman kucaklamayı ve öpmeyi ihmal etmeyelim.
Günün anlamına binaen; kıymetli öğretmen, fedakar baba, sevgili dostum "Ergün Bilgi " şiirini sizlerle paylaşmak isterim.
Esen kalın...
SES
Bir ses geldi uzaklardan
Kızım!
Sızım,
Titredi göğüs kafesim
Yüreği buruk, can içinde bir can...
Durdu nefesim
Can!
Heyecan üstüne
Heyecan
Uçtu yaprakları bir gelinciğin
Sonra sekti yüreğimden bir ceylan
Doğdu güneşim ansızın
Yıllanmış özlem şafaklarından...
Mavi,
Mavi sisler arasında
Minicik bir el terledi şefkatli avuçlarda
Ve bir bebek
Sımsıkı bir çocuk kucağında...
Sen mi geldin baba!
Gördüm seni bahçe kapısında
Yine sessizce gülümsedin eskisi gibi
Nasılda uzaktasın,
Küçücük bir karaltı gibi
Yoksa,
Yoksa sen miydin saçlarımı okşayan
Yanımda mısın baba
İnan dağları hissettim ardımda
Bir an gölgeni yanımda…
Özledim,
Çok özledim
Ağustosta sahrada kalmış bir çiçek gibi...
Götür,
Götür beni yemyeşil vahalara
Hatta yıka beni sen kokulu yağmurlarda
Şimdi siyah beyaz bakıyorsun soyut bir tabloda
Olsun, bir güven koktu gökkuşağı tonunda.
Güneş el ayak çektiği zaman
Sen doğardın batan akşamlarıma
Beyaz mintanında haziran kokusu,
Şubat soğuğu siyah paltonda
Ayazı taşırdın bazen boynunda
Bazen de güneşi naif yüzünde
Nasıl da benziyor
Yağmurlar şimdi gözyaşlarıma
Önceleri dimdik dağlar arkamda
Şimdi sen uzak dağların arkasında
Saçı örgülü kızlar çiziyorum tepemde gezen bulutlara
Dağların ardından görürsün diye
Bir ceylan bırakıyorum içimden güneşin düştüğü ufuklara
Gözlerinde beni görürsün diye
Buruk sevdalar yüklüyorum siyah kuşların kanatlarına
Matem diyarından selam götürsün diye...
Çilekli şekerlerim bayram gülümseyişlerimde
Okşasam yine yanaklarını, kalsa tütün kolonyası ellerimde
Baba,
Yaşıyorum işte yaşamak denirse
Hem sessiz
Hem sensiz, güneşsiz ve gölgesiz