CUMHURİYET Halk Partisi, “çatı aday” konusunda Saadet Partisi’yle anlaşmış.

Ben demiyorum, Saadet Partisi’nden geliyor bu haber.

İddia o ki, CHP ile Saadet’in ortak adayı eski Cumhurbaşkanı Abdullah Gül olacakmış.

Gerçek mi değil mi bilemem.

İddia.

O zaman aklıma şu sualler geliyor:

2007 yılında 367 saçmalığına sığınarak Gül’ün adaylığını engellemeye çalışan CHP, bugün çok daha yetkili ve etkili bir cumhurbaşkanlığı için Gül’ü tercih ediyorsa, o gün niye karşı çıktınız?

Üstelik de o günkü karşı çıkış yüzünden bugünkü başkanlık sisteminin yolu açıldı.

Diyebilirsiniz ki, “Erdoğan’dansa Gül’ü tercih ederiz”.

Siyasetten sizin kadar anlamam ama size bir şey söyleyeyim.

Eğer CHP ile Saadet ortaklaşa Abdullah Gül’ü aday gösterirse bunun tek bir sonucu olur.

CHP’lilerin yüzde 90’ı, abartmıyorum yüzde 90’ı adaylıktan kimse için çekilmeyeceğini açıklayan Meral Akşener’e oy verir.

Değil Kemal Kılıçdaroğlu, Atatürk Anıtkabir’den çıkıp Gül’ü aday gösterse, CHP’lileri Gül’e oy vermeye ikna edemez.

Eğer Gül aday olursa, 2. tur Akşener ile Erdoğan arasında olur.

***********

CHP’DE SIRALI TAM LİSTE 

CHP’nin kimi aday göstereceği tartışılırken size bir tüyo vereyim.

Geçen hafta CHP’nin elinde şöyle bir aday listesi vardı:

1. Yılmaz Büyükerşen.

2. İlhan Kesici.

3. Muharrem İnce.

4. Abdüllatif Şener.

5. Kemal Kılıçdaroğlu.

Liste “olasılık” sıralamasına göre yapılmıştı.

Arada İlker Başbuğ ismi de geçti ama ciddiyetle ele alınmadı.

Şimdi anladığım kadarıyla bu listeye Abdullah Gül de eklenmiş olmalı.

Gül’ün adı geçen cuma akşamından beri çok ciddi biçimde telaffuz edilir olmuştu.

Çok güvenilir isimlerden “Abdullah Bey olabilir” cümlesi işitildi.

Yanında Ali Babacan, Davutoğlu ve hatta birkaç küskün AK Partilinin de olabileceği iddiasıyla.

Ama ben hâlâ Abdullah Gül’ün çıkacağını zannetmiyorum.

*********** 

CHP, BILL CLINTON’I ADAY GÖSTERSİN

CHP’nin iki seçimdir sergilediği tutum, bana yıllar önce yazdığım bir yazıyı hatırlatıyor aslında.

Deprem sonrası Türkiye’ye gelip çok da sempati toplayan Bill Clinton’ın, ABD Başkanlığı’nı bıraktıktan sonra Türkiye’de siyaset yapmasını önermiştim.

CHP acaba Abdullah Gül yerine Bill Clinton’ı aday yapsa nasıl olur?

Emin olun CHP seçmeni için Gül’den daha kabul edilebilir bir aday olacaktır.

CHP seçmeni Gül’dense Clinton’a daha bir gönül rahatlığıyla oy verebilir.

Üstelik de Bill Clinton, dünya liderlerini tanır, ABD’yi bilir, ekonomi konusunda başarılıdır.

Tek sıkıntısı, kampanya sırasında Türkçe nutuk atamaz ama önemli değil.

Zaten CHP’nin adayının konuşmaları fazlaca yer bulamayacak medyada. Konuşmasa da olur yani.

Sakın yanlış da anlamayın.

Abdullah Gül’e karşı falan değilim.

Saygı duyduğum, açık fikirli, diyaloğa önem veren, çok iyi bir siyasetçidir.

Ama CHP’yle hiçbir fikri ve zikri yakınlığı olmayan birinin CHP adayı olması garibime gider sadece.

*********** 

ALINGANLIK

GEÇEN hafta bir yazı yazdım ve magazinci arkadaşlardan ricada bulundum.

“Lütfen bunları haber yapmayın” dedim. Kimleri.

“Seks işçisi olduğunu herkesin bildiği tipleri manşetlerden evimize sokmayın.”

Hacı adlı birine gönderdiği çıplak videoyla gündemde olan birileri kendilerine hakaret ettiğim iddiasıyla bana dava açıyormuş.

Oysa benim yazımda ne bir isim vardı, ne de bir benzetme. Hatta o sırada o görüntüler bile ortalığa saçılmamıştı henüz.

Niye üstlerine alındılar merak ettim.

*********** 

HAYAT BU KADAR CİDDİ DEĞİL

MANİSA Turgutlu’da bir çift nikâh masasına oturmuş.

Belediyenin görevlendirdiği memur, “Eş olarak kabul ediyor musunuz?”diye sorunca gelin, “Hayır demek ne mümkün” diye bir yanıt vermiş.

Nikâh memuru da bu yanıtı “ciddiyetsiz” bulmuş, kabul etmemiş ve salonu terk edip nikâhı kıymamış.

Halt etmiş.

Birisi şu nikâh memurunu görürse söylesin, hayat bu kadar da ciddi bir iş değil.

Arada espri de olacak, gırgır da.

Bu kadar ciddi görünmeye çalışmak ciddi bir rahatsızlık belirtisidir.

Hem kendi tadını kaçırır, hem başkalarının.

*********** 

DÜŞÜN YARGININ YAKASINDAN

ŞU ünlülerin, özellikle de kadın sanatçıların birbirleri hakkında ağızlarına geleni söyleyip sonra da birbirlerine kimi 1 liralık, kimi milyon liralık davalar açmalarından şikâyetçiyim.

Türkiye’de yargının zaten gereğinden fazla yükü var.

Bir de sizin gündeme gelmek veya gündemde kalmak çabalarınıza alet olacak hali yok.

Düşün şu yargının yakasından.

Ne derdiniz varsa aranızda halledin.

Zaten gördüğüm kadarıyla b.k altında kalıyor laf altında kalmıyor, öyle veya böyle ödeşiyorsunuz.

*********** 

BU NASIL GEÇMİŞ OLSUN

KARI kocalar.

Aynı evde yaşıyorlar.

Her gün birbirlerini görüyorlar.

Akşam aynı yatağa giriyorlar.

Ama adam sakatlanınca kadın geçmiş olsun mesajını sosyal medya üzerinden veriyor.

Vallahi anlamakta zorlanıyorum.

Akşam, antrenman çıkışı eve geldiği zaman sarılıp “Sevgilim merak etme, sen bu sakatlığı da atlatırsın” demek daha hoş değil mi!

*********** 

NE ZAMAN ADAM OLURUZ?

Bulutlu bir günde ufku görememenin ufkun orada olmadığı anlamına gelmediğini anladığımız zaman.