Euronews'in haberine göre Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Heather Nauert sadece Brunson’ı değil, gözaltında bulunan diğer Türkiye vatandaşı ABD konsolosluk çalışanlarının da serbest bırakılması için çalıştıklarını belirterek, “Çalışanlarımızı hapisten çıkarmak için her şeyi yapıyoruz” ifadesini kullandı.

ABD ve Türkiye arasında Rahip Brunson krizi artarak sürerken, 29 Temmuz'da The Washington Post'da yayınlanan bir yazı dikkatleri ABD'nin tutuklu bulunan Türkiye konsolosluk çalışanlarına çekmiş ve onlar için de benzer girişimlerin yapılması talep edilmişti.

Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Profesörü Henri J.Barkey ve ABD'nin eski Türkiye Büyükelçisi Eric Edelman imzalı yazıda, Başkan Donald Trump'a çağrı yapılıyor ve 15 Temmuz darbe girişiminde rol oynadıkları suçlamalarıyla tutulan Hamza Ulucay, Metin Topuz ve Nazım Mete Cantürk için de Türkiye'ye baskı yapılması gerektiği ileri sürülüyordu.

Bu üç kişinin de Andrew Brunson gibi "temelsiz ajanlık ve terörizm" suçlamaları ile tutulduğunu ileri süren yazarlardan Barkley, kendisinin de darbe girişimini organize eden grup içinde olduğu suçlamalarıyla muhatap olduğunu ve gıyabında tutuklama kararı çıkarıldığını aktardı.

Yazıda şu ifadelere yer verildi:

"Başkan Trump Brunson'ın özgürlüğü için ciddi bir siyasi sermaye kullanıyor ve bunu yapmakta da haklı. Öte yandan, dışişleri çalışanımız olan bu üç Türk vatandaşını Trump yönetimi ve medya görmezden gelinmekte. ABD için görev icra eden yerli çalışanlara karşı da sorumluluklarımız var. ABD'nin hiçbir büyükelçiliği o ülkenin vatandaşları ile çalışmadan faaliyet gösteremez."

"Baskı yapılmazsa elçiliklerimizde çalışacak kimseyi bulamayız"

Türkiye'de olağansütü halin ismen sona erdiği ancak kanunlarla bazı OHAL uygulamalarının uzatıldığı ve kalıcı hale getirildiği hatırlatılan yazıda Uluçay, Topuz ve Cantürk'ün Brunson gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın elinde "rehine" haline geldikleri iddia ediliyor.

Barkey ve Edelman önlem alınmaz ve gerekli baskı yerel çalışanlar için de yapılmazsa yakında tüm otoriter rejimlerin benzer adımları atabileceğini ve birçok ABD elçiliğinde çalışacak yerel kaynak bulmakta güçlük çekileceğini kaydediyorlar.

Bu üç kişi neden tutuklu ve son durumları ne?

Hamza Ulucay

Evinde 1 dolar banknotları bulunan ve 37 yıl Amerikan elçiliğinde görev yapmış Hamza Ulucay, hem Gülen yapılanması hem de PKK ile bağlantılı olmak suçlamalarından ötürü Şubat 2017'den bu yana hapiste bulunuyor. ABD'nin Adana Konsolosluğu'nda politik işler danışmanı ve tercüman olarak görev yapmış olan Ulucay, 'silahlı terör örgütüne üye olmak' suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle tutuklu yargılanıyor.

Metin Topuz

Tutuklanması sonrası ABD ile vize krizine sebep olan Metin Topuz İstanbul Başkonsolosluğu irtibat görevlisiydi.

20 yıl görev yapmış olan Topuz da aynı şekilde darbe girişimi ile bağlantılı olmak ve casusluk suçlamalarıyla tutuklu yargılanıyor.

Topuz'un eski polis müdürleri Yakup Saygılı, Nazmi Ardıç, Mahir Çakallı ve Mehmet Akif Üner’le firari eski savcı Zekeriya Öz’le irtibatta olduğu tespit edilmişti.

Nazmi Mete Cantürk

Ajanlık ve hükümeti devirmeye teşebbüs suçları ile yüzyüze olan bir başka elçilik görevlisi Nazmi Mete Cantürk ise Ocak 2018'den bu yana ev hapsinde bulunuyor.

FETÖ ile CIA arasındaki kara kutu olduğu iddia edilen Cantürk, ABD'nin İstanbul başkonsolosluğunda Güvenlik Amir Yardımcılığı yapıyordu. Cantürk'ün Gülen'a bağlı olduğu öne sürülen emniyet amirlerine ve müdürlerine konsoloslukta seminer verdiği ve bu seminerler sırasında yönlendirme yaptığı da iddialar arasında.