CiddiGazete- Dünya çapındaki 1,8 milyar Müslüman bu yıl Ramazan ayını coronavirüs önlemlerinin gölgesinde geçirecek.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), Müslümanların yaşadığı ülkelerde Ramazan ayındaki sosyal ve dini pratikler sırasında alınabilecek önlemlere ilişkin bir rehber yayımladı.

Rehberde, ibadethalerin temizliğinden oruç tutmanın hastalığa yakalanma riskini artırıp artırmadığına kadar pek çok konuya değinildi.

ORUÇ HASTALIK RİSKİNİ ARTIRIR MI?

BBC Türkçe’nin haberine göre, Dünya Sağlık Örgütü, Covid-19 ile oruç tutma arasındaki ilişkiye dair bir bilimsel çalışma yapılmadığını söylüyor.

Sağlıklı insanların önceki yıllardaki gibi oruç tutmalarında bir sakınca olmaması gerektiğini kaydeden örgüt, Covid-19 hastalarının ise herhangi başka bir hastalıkta olduğu gibi doktorlarına danışmalarını tavsiye ediyor.

Ramazan boyunca taze ve işlenmemiş gıda tüketilmesi ve bolca su içilmesi öneriliyor.

RAMAZAN ETKİNLİKLERİ DÜZENLENMELİ Mİ?

DSÖ, siyasetçilerin riskleri değerlendirdikten sonra sosyal ve dini toplanmaları iptal etmeyi "ciddi bir şekilde" gözden geçirmelerini tavsiye ediyor, eğer bu mümkün değilse etkinlikler sırasında "COVID-19 yayılma riskini azaltacak önlemler alınmalı" deniyor.

Sosyal mesafelenme konusunda şu önerilerde bulunuyor:

Daima insanlar arasında en az 1 metre mesafeyi koruyun

El sallama, kafa sallama, eli kalbin üzerine koyma gibi fiziksel teması engelleyecek selamlama biçimleri benimseyin

Ramazan etkinlikleri çerçevesinde eğlence yerleri, pazarlar, dükkanlar gibi yerlerde çok sayıda insanın bir araya gelmesini engelleyin

YÜKSEK RİSK GRUBUNA TAVSİYELER

İyi hissetmeyen ya da Covid-19 belirtileri gösteren kişileri etkinliklere katılmamaları ve ulusal çapta belirlenen adımları atmaları konusunda teşvik edin

Yaşlı kişileri ve kronik hastalığı olanları (örneğin kalp rahatsızlığı, diyabet, kronik solunum yolları hastalıkları ve kanser) toplanmalara katılmamaları konusunda uyarın

RAMAZAN ETKİNLİKLERİ ÖNLEMLERİ

DSÖ söz konusu rehberde Ramazan etkinliklerinin düzenleneceği yerlere dair de önerilerini sıralıyor.

Bu öneriler arasında etkinliğin mümkünse dışarıda düzenlenmesi bulunuyor, bu mümkün olmadığında iç mekanların yeterli havalandırma ve hava akımının olduğundan emin olunması isteniyor.

Virüse maruz kalma ihtimalinin azalması için etkinlik süresinin kısaltılması, büyük toplanmalar yerine daha az sayıda kişinin katıldığı toplanmalar düzenlenmesi, katılımcılar ayaktayken, otururken ya da dua ederken aralarında sosyal mesafe kurallarının gözetilmesi de rehberde yer alan tavsiyeler arasında.

Bir etkinliğe katılan kişinin hasta olduğunun saptanması halinde filyasyon çalışmalarının yapılabilmesi için önlemlerin de alınması isteniyor.

İBADET YERLERİNDE HANGİ ÖNLEMLER ALINMALI?

DSÖ, ibadet yerlerinde her toplanmadan önce ve sonra düzenli olarak mekanların "deterjan ve dezenfektan" ile temizlenmesi gerektiğini kaydediyor.

Camilerde genel hijyen ve sağlık kurallarına uyulması gerektiği kaydediliyor. İnsanların kişisel seccadelerini kullanmaları için de teşvik edilmesi isteniyor.

Kapı kolları, elektrik düğmeleri ve merdiven trabzanları gibi sık dokunulan yerlerin deterjan ve dezenfektan ile sık sık temizlenmesi gerektiği de belirtiliyor.

DSÖ'NÜN DİĞER ÖNERİLERİ NELER?

DSÖ, zekat dağıtımı sırasında da sosyal mesafenin korunmasını istiyor.

İftar büfelerinde kalabalığın toplanmasını engellemek için önceden hazırlanmış tabldot şeklinde yemeklerin servis edilmesi de öneriler arasında. Bu yemekler hazırlanırken, servis edilirken ve toparlanırken de aynı kurallara dikkat edilmesi isteniyor.

DSÖ'nün önerileri bunlarla da sınırlı değil. Sigara içmenin her koşulda önerilmediği belirtilen rehberde özellikle Covid-19 salgını sırasında tüketilmemesi isteniyor:

"Sigara içilirken, parmaklar (ve muhtemel virüsün bulaştığı sigaralar) dudaklara değiyor, bu da virüsün solunum sistemine girme ihtimalini artırıyor. Nargileler kullanıldığında, ağızlıkların ve hortumların pek çok kişi tarafından kullanılması muhtemel olduğu için, virüsün yayılmasına olanak sağlıyor."

Rehberin 'akıl ve psikososyal sağlık' bölümünde, inançlı kişilere sağlıklı bir mesafe korunarak dua edebilecekleri konusunda güven verilmesinin önemi vurgulanıyor.

"Umut ve teselli mesajlarının yanı sıra hasta kişilere özel dualar etmek, kamu sağlığını korurken Ramazan'ın gerekliliklerini uygulamanın yöntemleri" deniyor.

DSÖ, sokağa çıkma sınırlandırmalarının olduğu yerlerde özellikle kadın, çocuk ve ayrımcılığa uğrayan kişilere yönelik aile içi şiddetin artabileceği uyarısını da yaparak, "Dini liderler şiddete karşı açıkça seslerini yükseltebilirler ve mağdurlara destek sağlayabilir ya da onları yardım istemeleri konusunda yüreklendirebilirler" diyor.

TÜRKİYE'DE RAMAZAN AYINA ÖZEL NE GİBİ ÖNLEMLER ALINDI?

İçişleri Bakanlığı hafta içerisinde 81 ilin valiliğine gönderdiği genelge kapsamında, Covid-19 salgını nedeniyle bu yıl Ramazan ayında toplu iftar ve sahur gibi etkinlikler ile iftar çadırları kurulmasını yasakladı.

Ramazan ayı boyunca türbe ziyaretlerinin de kısıtlanacağı açıklandı.

Ramazan süresince pide kuyruklarının engellenmesi için, fırınlardaki pide ve ekmek üretimi ile özel siparişelerin iftardan 2 saat önce sonlandırılacağı bildirildi.

Ramazan ayında market ve pazar yerleri başta olmak üzere yoğunluğun artabileceği tüm alanlarda sosyal mesafe ve maske kullanımına ilişkin denetimler artırılacak.

Genelgeye göre, iftar saatleri öncesinde oluşabilecek trafik yoğunluğunun önüne geçmek için iftar saatinin en az 3 saat öncesinden itibaren toplu taşımada kullanılan araç ve sefer sayısı arttırılacak.

İftar ve sahur vakitleri arasında vatandaşların yoğun olarak kullandığı ya da kullanabileceği caddelerin kapatılmasının da değerlendirileceği kaydedildi.

İftar saati öncesinde toplu taşıma araçlarında ve duraklarında sosyal mesafe ve maske kullanımına ilişkin denetlemeler yapılacağı da genelgede yapılan uyarılar arasında.

Ramazan davulcularının tek tek vatandaşları, haneleri dolaşarak bahşiş toplaması salgın riskini artıracağından yasaklandı, geleneksel hizmetlerinin karşılığının yerel yönetimlerce karşılanabileceği belirtildi.

Mezarlık ziyaretleri de genelgeye göre kontrollü olarak yapılacak, Arife günü ile Bayram günlerinde mezarlık ziyaretlerinde ateş ölçümü yapılacak, sosyal mesafe kuralı ve maske kullanımına ilişkin kontrollere ağırlık verilecek.

Alınan kararlara uymayan işyerleri ve vatandaşlara idari para cezası verilmesi başta olmak üzere aykırılığın durumuna göre adli işlemlerin başlatılacağı da belirtiliyor.

DİYANET'İN RAMAZAN AYI ÖNERİLERİ NELER?

Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksel Kurulu, Covid-19 salgını nedeniyle Ramazan ayında kimlerin oruç tutabileceğine ilişkin bir açıklama yaptı.

Açıklamada, "Alan uzmanlarından alınan bilgilere göre sağlıklı bireylerin oruç tutmaları, hastalığın yayılması bakımından özel bir risk oluşturmamaktadır" denildi.

Ayrıca 'oruç tutmanın bağışıklık sistemini olumsuz etkilediğine dair kanıta dayalı tıbbi bir tespit bulunmadığı, aksine oruç tutmanın bağışıklık sistemi üzerinde olumlu etkiler meydana getirdiğine ilişkin bilimsel yayınların olduğu' kaydedildi.

Açıklamada aşağıdaki kişilerin "daha sonra kaza etmek üzere" oruç tutmayabilecekleri kaydedildi:

Covid-19 teşhisi konulmuş olup doktoru tarafından oruç tutması sakıncalı görülenler

Oruç tuttuğu takdirde hastalığı daha ağır geçireceği doktorlarca belirtilenler

Oruç tutamayacak derecede yaşlı olanlar

Oruç tutmaya engel kronik hastalığı bulunanlar

Oruç tutmaları hâlinde hem sağlıklarının bozulmasından hem de sağlık hizmetlerinin aksamasından endişe eden sağlık çalışanları

Hamile veya emziren kadınlar

Ağır ve meşakkatli işlerde çalışıp sağlıklarının bozulacağından endişe edenler

Din İşleri Yüksel Kurulu'nun açıklamasında, salgın devam ettiği sürece başkalarıyla temastan kaçınılması gerektiği kaydedildi, "Bu doğrultuda akraba, komşu ve dostlarla beraber iftar yemekleri düzenlemekten kesinlikle uzak durulmalıdır" denildi

Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş da, Ramazan ayı boyunca camilerde teravih namazının kılınmayacağını duyurdu.

Ali Erbaş, Ramazan ayı dolayısıyla yayınladığı mesajda, "Maalesef coronavirüs salgını sebebiyle bu kutlu misafiri bu yıl sadece evlerimizde ağırlayacağız. Sahurun bereketini, iftarın sevincini, teravihin coşkusunu, mukabelenin huzurunu ve Ramazan'ı anlamlı ve unutulmaz kılan birçok eşsiz güzelliği bu yıl evlerimizi ibadet ve dua mekanı olarak hissedip yaşayacağız" dedi.

Öte yandan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yüksek Kurulu Üyesi Tahir Tural da Ramazan ayında, apartman altında veya sitelerde toplanılıp cemaatle teravih namazı kılınmasını uygun bulmadıklarını, bu durumun salgınla mücadele açısından çok tehlikeli olduğunu vurguladı.

Camilerde cemaatle teravih namazının kılınamaması nedeniyle orucun kabul olmayacağına dair iddialarda hakkında da konuşan Tahir Tural, "Bu iddia kesinlikle doğru değil, kabul edilmesi de mümkün değildir. Çünkü oruç ile teravih ibadetleri birbirinden farklıdır. Oruç gündüz, teravih ise gece ibadetidir" dedi.