CiddiGazete

CHP İstanbul İl Başkanı Canan Kaftancıoğlu, yaşamına son veren İstanbul Üniversitesi öğrencisi Sibel Ünli’nin Güngören’deki evini ziyaret etti. Kaftancıoğlu, Ünli’nin babası Zeki Ünli ile kardeşleri Osman ve Aydın Ünli’ye sabır ve başsağlığı diledi.

Batman’dan İstanbul’a göç eden Ünli Ailesi’nin 7 çocuğundan biri olan Sibel Ünli’nin epilepsi hastası olduğu öğrenildi. Tıp doktoru olan ve göreve yeni başlayan ağabeyi Aydın Ünli, kardeşinin sosyal medyada hastalığından dolayı aşağılandığını ve intihara sürüklendiğini söyledi.

‘İNSANLIĞA SIĞMAYAN İFADELER...’

Ağabey Ünli şöyle konuştu:

“Sosyal medyadan gelen ağır eleştiriler kardeşimi çok derinden etkiledi. Bu konu ile ilgili onunla sürekli konuşuyordum. İnsanlar onun dış görünüşüyle dalga geçiyorlardı. Hatta insanlığa sığmayacak kelimeler kardeşim için kullanılıyordu. Kardeşim evde üzülmesin diye ‘özürlü’ kelimesini asla evde bile kullandırtmazdım. Eksiklik hissetmesin diye bir şey söylemezdik. Bu olay hepimizin başına gelebilir, hepimiz bir engelli adayıyız. Ama sosyal medyada kardeşimin üzerine insanlığa sığmayan ifadelerin kullanılması onu çok derinden etkiledi.”

‘YARDIM TALEP ETTİK AMA...’

Kardeşi için daha iyi imkanlar sunamadıkları için yaşadığı üzüntüyü de paylaşan ağabey Ünli, “Maalesef kardeşim bazı şeylerin üstesinden gelemedi. Ona daha iyi şartlarda destek olabilecek imkânlarımız yoktu. Devletten ve sosyal kurumlardan yardım talep ettik. Ama yeterli olmadı ne yazık ki. Kardeşimizi kaybettik. Ailesi olarak keşke elimizden daha çok şey gelebilseydi” dedi.

‘GENÇLERİMİZE İYİ BİR GELECEK BIRAKABİLMELİYİZ’

CHP’li Kaftancıoğlu da sosyal medyanın özellikle gençler üzerinde yarattığı psikolojik problemlerin her geçen gün arttığını söyledi. Kaftancıoğlu, şöyle konuştu:

“Ekonomik ve sosyal şartlar gençlerimizi önce yalnızlaştırıyor sonra da çaresizliğe ve depresyona sürüklüyor. Dayatılan suni gündemlere rağmen hepimiz için en acil gündem gençlerimize iyi bir gelecek bırakabilmektir. Üniversitelerde eğitimin içi boşaltılmış; iş hayatında yer bulabilmek ve kalabilmek de torpillere, tesadüflere terk edilmiş durumda. Gencecik insanlar aldıkları eğitimlerin yetersizliği kadar eğitim hayatlarında da bir sürü maddi, manevi sıkıntılarla boğuşuyor. Binlercesi, milyonlarcası daha üniversiteye giderken ek işlerde çalışmak zorunda hissediyor kendisini. Mezuniyet demek çoğu genç için belirsizlik ve güvencesizliğe açılan kapı demek. Kısaca maddi ve manevi güvencesizlik öldürüyor.

Gençlerimizi anlamak, dinlemek ve onların hayallerine sahip çıkmasını sağlamak siyasetin de en önemli gündemi olmak zorunda. Sibel kızımız hem hastalığı hem de sosyal ve ekonomik şartlarıyla çok zor günler yaşamış. Böyle acı bir olay sonrası onu tanımak ve anlamak kahredici bir durum. Aramızdan çekip gitmeyi tercih etmesinin sebepleri üstünden tartışmak yerine Sibellerin hayal kurmasını ve hayallerine sahip çıkmasını sağlamak hepimizin görevi. Çok üzgünüm.”