CiddiGazete- Suriye'de rejim askerlerinin ilerleyişini engellemek için sabah saatlerinde TSK cephelere tanklarla intikale başladı.

TSK, İdlib’de rejimin sivillere yönelik saldırıları ve ilerleyişini engellemek için ÇNR ve fırtına obüsleriyle peş peşe atışlar yapıyor.

Rejim uçakları ve İnsansız Hava Araçları (İHA) ise bölgede uçuş yapıyor.

ERDOĞAN 'HAREKAT AN MESELESİ' DEMİŞTİ

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan AKP grup toplantısında yaptığı açıklamada, İdlib'e harekat sinyali vermiş ve "Rejimin çekilmesi için son günler, artık son ikazlarımızı yapıyoruz. İdlib harekatı artık an meselesidir. Rejime ve onu cesaretlendirenlere İdlib’i bırakmayacağız. Türkiye kendi planını hazırladı, her operasyonda olduğu gibi 'bir gece ansızın gelebiliriz' diyoruz" ifadelerini kullanmıştı.

NEYRAB KÖYÜ'NDE ÇATIŞMALAR YOĞUNLAŞTI

Öte yandan ılımlı askeri muhalifler, rejim güçlerinin İdlib'in güneyinde ele geçirdiği yerleşim yerlerini geri almak için başlattıkları operasyonda, Serakib ilçesinin kuzeybatısında yer alan Neyrab köyüne girdi.

Köydeki rejim hedeflerine yönelik topçu atışlarının ardından karadan ilerlemeye başlayan ılımlı askeri muhalifler, rejime ait bir tank ve bir de zırhlı personal taşıyıcıyı imha ederken, bir tankı da ele geçirdi.

Köyde, ılımlı askeri muhalifler ile rejim güçleri arasında şiddetli çatışmalar sürüyor.

Neyrab, 3 Şubat'ta rejim güçlerinin eline geçmişti.

Serakib ilçesi, Şam ile Halep'i birbirine bağlayan M5 karayolu ile İdlib-Lazkiye-Halep bağlantısını sağlayan M4 karayolunun birleştiği stratejik bir noktada yer alıyor.

'MUTABAKATA UYMADILAR'

Suriye'nin kuzeybatısındaki İdlib, neredeyse iç savaşın başından bu yana muhaliflerin ve rejim karşıtı silahlı grupların kalesi niteliğinde bulunuyor. İç göçle nüfusu 4 milyona ulaşan İdlib'in merkezi 2015'te muhaliflerin kontrolüne geçti. İdlib rejimin en yoğun hedef aldığı bölgelerin başında geliyor.

Türkiye, Rusya ve İran'ın katıldığı, 4-5 Mayıs 2017'deki Astana toplantısında, İdlib ve komşu illerin (Lazkiye, Hama ve Halep vilayetleri) bazı bölgeleri, Humus ilinin kuzeyi, başkent Şam'daki Doğu Guta ile ülkenin güney bölgeleri (Dera ve Kuneytra vilayetleri) olmak üzere 4 "gerginliği azaltma bölgesi" oluşturuldu. Ancak rejim ve İran destekli teröristler, ateşkes ilanıyla durumun muhafaza edilmesinin kararlaştırıldığı 4 bölgeden 3'ünü Rusya'nın hava desteği sayesinde ele geçirdi ve İdlib'e yoğunlaştı. Rejim güçlerinin Eylül 2018'de askeri yığınağına hız vermesi üzerine, Türkiye ve Rusya, 17 Eylül 2018'de ateşkesi güçlendirmek için Soçi'de ek mutabakata vardı. Saldırılarına kısa bir süre ara verdikten sonra yeniden başlayan rejim güçleri, Mayıs 2019'da bölgeyi tümüyle ele geçirmek için kara operasyonu düzenledi.

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, 10 Mayıs 2019'da yaptığı açıklamada, rejim unsurlarının İdlib’in güneyine yönelik artan saldırı ve tacizlerinin 6 Mayıs’tan itibaren kara harekatına dönüştüğüne dikkati çekmişti.

Rejim ve destekçileri bu tarihten itibaren, Kefrenbude, Han Şeyhun, Maraatinüman, Serakib gibi büyük ilçelerin yanı sıra İdlib'in güneyi ve güneydoğusu, Hama'nın kuzey ve doğu kırsalı ile Halep'in güney ve batı kırsalında çok sayıda yerleşimi yoğun topçu ve hava saldırıları neticesinde ele geçirdi.

17 Eylül 2018'deki Soçi mutabakatından bu yana rejim ve destekçilerinin İdlib'e saldırılarında 1800'den fazla sivil can verdi. Ocak 2019'dan bu yana göç edenlerin sayısı 1 milyon 942 bini buldu.