İstihbarat dünyasının en çok bilinen isimlerinden, MİT Kontrterör Dairesi eski başkanı Mehmet Eymür'e 1995 yılında gizli bir operasyon için farklı bir isimle pasaport, nüfus cüzdanı ve ehliyet düzenlendi. Eymür emekliye ayrılınca bu kimlikleri evindeki kütüphaneye koydu. 2011'de başka bir soruşturma nedeniyle evi aranınca kimlikler bulundu ve hakkında "sahtecilik" suçlamasıyla dava açıldı.

6 yıl süren duruşmalar sonunda Eymür, 2 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı. Üst mahkeme de geçen hafta ceza kararını onadı. Eymür'den, cezaevine girmek için 10 gün içinde teslim olması istendi.

HUKUK YOLLARI KAPANDI

Operasyon sonunda kimliklerin kendisinden geri istenmediğini belirten Mehmet Eymür, "Dünyadaki bütün istihbarat servisleri, elemanlarına gizli görevler için farklı isimlerle kimlik verir. Gizli faaliyetlerde değişik kimlik ve mesleklere bürünmek, istihbaratın doğası gereğidir. Ben terörle mücadele yasasına göre, yeni bir kimlikle yaşama, hatta estetik ameliyat olup fiziki görünümümü bile değiştirme hakkına sahibim. Hayati tehlike nedeniyle devlet tarafından da korunuyorum. Ceza çıkınca temyize başvurdum ama İstinaf Mahkemesi kararı onadı. Üst hukuk yolu da yok. 75 yaşındayım ve sağlık sorunlarım var. Ceza İnfaz Kanunu gereği bu cezayı konutumda çekmek için başvuruda bulunacağım” dedi.

MEHMET EYMÜR KİMDİR?

MİT Kontrterör Dairesi eski Başkanı olan Mehmet Eymür, 1943’te İstanbul’da doğdu. MİT’te Hiram Abas‘la birlikte Ziverbey’de Faik Türün’ün emrinde çalıştı. Kızıldere ve Ulaş Bardakçı’nın öldürüldüğü operasyonlara katıldı.

1975’te Ankara MİT Bölge Dairesi Başkanlığı Takip Şube Müdürlüğü de yapan Eymür, 1980’de Bulgaristan’a gittikten sonra, 1982’de Kenan Evren’in damadı Erkan Gürvit tarafından Köşk’e çağırıldı, ASALA’ya karşı eylemlerde görevlendirildi.

Türkiye’ye döndükten sonra Mardin MİT Bölge Müdürlüğü’ne getirildi. Daha sonra Ankara’da Kontrespiyonaj Dairesi içinde kurulan Kaçakçılık ve İstihbarat Şube Müdürlüğü’ne tayin edildi.

Başkan yardımcılığı görevine getirildikten sonra 1984’te Genelkurmay Başkanlığı’ndan alınan izinle Babalar Operasyonu’nu başlattı.

Abdullah Çatlı’nın istihbarat amaçlı kullanıldığını ancak daha sonra kontrolden çıkıp kendisini bile görevden aldırmak istediğini ileri sürdü. Tarık Ümit‘in kaçırılmasının ardından Mehmet Ağar’ı aradığını ve serbest bırakılmasını söylediğini açıkladı. 70’li yılların başında girdiği MİT’te Alaattin Çakıcı’nın yakalanmasının ardından Washington’dan merkeze çağırıldı. Emeklilik kararına direnince MİT Yasası’nın 19. Maddesi işletildi ve Mesut Yılmaz’ın onayıyla Şeker Fabrikaları’na müşavir olarak atandı.

Daha sonra emekliye ayrılarak Washington’a yerleşen Eymür, en son internette açtığı sitede yaptığı açıklamalarıyla gündeme geldi.

Eymür, 12 Mayıs 2000’de bir gazeteye verdiği demeçte, Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım konusunun MİT’le değil kendisiyle özdeşleştirilmesinden rahatsız olduğunu belirterek, “Teşkilatın elemanları arasında yüzlerce Yeşil var. Yeşil önce de vardı, yetkililer ne derse desinler, bundan sonra da olacaktır” dedi.

Eymür hakkında gerek basına e-mail yoluyla gerek açtığı web sitesindeki açıklamaları nedeniyle “devletin gizli sırlarını ifşa etmek” suçundan soruşturma başlatıldı. Sitede yer alan bilgiler üzerine MİT, Eymür hakkında Ankara Devlet Güvenlik Mahkemesi’ne suç duyurusunda bulundu. DGM Savcılığı yetkisizlik kararı vererek dosyayı Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’na gönderdi. Cumhuriyet Savcısı Kasım Hakcıkamiloğlu tarafından yürütülen soruşturma çerçevesinde, Eymür’ün adres tespiti ve kimlik bilgileri için Başbakanlığa yazı gönderildi.

Ancak soruşturmalardan kurtulan Eymür, 2003 yılında Türkiye’ye döndü.