CİDDİGAZETE

MHP'liler tarafından "Genel Merkez Sanatçısı" diye tanımlanan grup, ülkücü camianın "Dede Korkut"u Ozan Arif'in vefatına sessiz kaldı. "Genel Merkez Sanatçıları", taziye mesajı yayınlamadıkları gibi konserlerine de tüm hızıyla devam ettiler.

Geçimini ülkücü camiaya söylediği türkülerle kazanan sanatçılardan Mustafa Yıldızdoğan, Barış Manço'ya bile taziye dilerken, "piri" Ozan Arif'in vefatında ölü taklidi yaptı.

BU AKŞAM GÜMÜŞHANE, YARIN OSMANİYE

Devlet Bahçeli'den çekindiği için başsağlığı mesajı yayınlamayan Mustafa Yıldızdoğan, Ozan Arif'in naaşı henüz defnedilmemişken, bu akşam Gümüşhane'de, yarın da Bahçeli'nin memleketi Osmaniye'de sahneye çıkacak.

12 Eylül döneminde cezaevinde yatan isimlerin kurduğu Yusufiye Derneği'nin sosyal medya hesabında, Mehmet Hanifi Çelebioğlu imzasıyla yayınlanan yazıda, Mustafa Yıldızdoğan'a çağrıda bulunuldu.

İŞTE O YAZI:

MUSTAFA YILDIZDOĞAN’A ÇAĞRIMDIR

Bu çağrım Yıldızdoğan şahsında tüm ülkücü sanatçılaradır.

16 Şubat’ta Osmaniye’de bir konser varmış.

Sen bu konsere çıkma kardeşim.

Ülkücü hareketin bir büyük şahsiyetinin toprağa verileceği gün senin çalgılı çengili bir organizasyonda olman yakışık almaz.

Biliyorum senin de yüreğin yanıyor. Biliyorum sen de Ozan Arif’i uçmağa uğurladığımız gün tabutuna omuz vermek, ebedi yolculuğunda yalnız bırakmamak istersin.

Sözü uzatmak istemiyorum.

O konsere çıkmamak belki sana maddi anlamda çok şey kaybettirecek.

Belki uzun süre seni de yasaklayacaklar.

Amma hareket içindeki sevgin, saygın milyon kez artacak.

Ve gün gelecek büyük ozanımızın toprağa verildiği gün “töreye uymuş olman” senin belki de en büyük şeref nişanen olacak.

Aksi halde…

Eğer sen o konsere çıkarsan…

Yoksun kardeşim, senin bu şerefli hareket içinde zerre değerin kalmaz.

Ben bu çağrıyı MHP yönetime yapmak isterdim. Amma onlar AKP ile ittifak yaptıklarından beri töre tanımaz oldular.

Muhsin başkanın şehadetinde yine mahalli seçimler vardı. Devlet Bey tüm seçim programlarını iptal edip ülkücü ahlakın, yüksek Türk töresinin emsalsiz bir örneğini sergilemişti.

Muhsin Başkan’ın şehadeti ile ilgili Devlet Bey bizzat kendisinin kaleme aldığı ve “Dava arkadaşım” diye başladığı bir taziye yayınlamıştı.

Ozan Arif de tıpkı Muhsin Başkan gibi bu hareketin çilekeşlerinden, büyük simalarındandır ve sazıyla, sözüyle, dik duruşuyla, dosdoğru çizgisiyle yüce Türk milletinin gönlünde taht kurmuştur.

Eğer Ozan Arif’de bir kusur aranacaksa “Devlet Bey’in seçilmesindeki rolü” içerisinde aranmalıdır ki, artık bunları tartışmanın, konuşmanın bir faydası yok.

Dediğim gibi ben bu çağrıyı MHP yönetimine yapmak isterdim ama onlarda bu çağrımı anlayacak feraset yok, kalmadı.

Ülkücülere “nesebi gayri sahih” yani piç diyenler, “Türkeş’in yanında bir saniye daha kalsam dinimden olacaktım” diyenler, Fetö’nün TV’sinin kapanmaması için koşa koşa Fetö'nün TV binasına gidenler, Başbuğ’a mektup yazıp “Ya bizi de kurtar ya da seni de yakarız” diyenler... Şu an MHP’nin en yetkili makamındalar ve ülkücülere hakaret etmeye devam ediyorlar.

"Çinli farelerin Ozan Abdurrehim Heyit'e yaptıkları zulümle, çoluk çocuğun sosyal medyada Ozan Arif hakkında edepsizce yazmalarına göz yummak arasında hiç bir fark yok" desem, MHP yönetiminde bunu anlayacak tek bir kişi bile yok.

Çünkü onların çoğu ANAP, DYP şerbetliler, ülkücülükleri koltuklarıyla sınırlı...

O yüzden benim çağrım MHP yönetime değil sanadır Mustafa Yıldızdoğan...

Eğer Ülkücülükten zerre nasiplendiysen, ülkücü hareketin sesi, soluğu, merhemi büyük Ozan’ın toprağa verileceği gün sen o konsere çıkma kardeşim.

Kıymet bil ki kıymetin bilinsin...