CiddiGazete- Yeni normale dönüşe belediyelerin katkısının küçümsenmeyecek boyutta olduğu açık.

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile sohbet ederken bu noktaya dikkat çekti.

“Bunda, başkanların çabuk karar alıp uygulama yetkisinin katkısının büyük olduğunu” belirtti.

Sadece Ankara Büyükşehir olarak kendilerinin değil, bütün belediyelerin sürece katkısına dikkat çekti, “Salgının yayılmasının engellenmesinde ciddi katkıları oldu” dedi.

Devamında gelen cümlesi dikkat çekiciydi:

“Belediyelerin bu açıdan iyi performansı var. Halkta bir panik yoksa bunun nedeni belediyelerdir...”

Belediyelerin başta su olmak üzere birçok hizmetinde indirim yaptığını, ihtiyaç sahiplerine destek verdiğini anımsattı.

EN AZINDAN ELEKTRİKTE

Başkan Yavaş, ekonomik yüklerinde meydana gelen yükselmeye dikkat çekip devam etti:

“ASKİ’nin hemşerilerimizden alacağını belirli bir süre öteledik. Su parasını da belirli bir seviye aşağı çektik. Ama o suyu verebilmek için harcadığımız elektrik ücretinde indirim yapılmıyor; bize aynen yansıtılıyor. Bu da ekonomik yükümüzü arttırdı. Hükümetin bu konuda sadece Ankara olarak bize değil, tüm belediyelere yönelik bir uygulamada bulunması gerekir. En azından elektrik harcamalarına yönelik yeni bir düzenleme getirebilir...”

SEUL GİBİ İKİNCİ DALGA GELEBİLİR

Kent içi toplu taşıma araçlarında %50 sınırının kaldırılmasını, Sağlık Bakanı Koca “Dolmuş ve otobüste boş koltuk uygulamasına riayet edilmesini” isterken, valiliklerin ayakta yolcu alımına izin veren kararlarını da konuştuk.

Başkan Yavaş, “Toplu taşımada %50 uygulamasının kaldırılması kararına biz de mecburen uyacağız” dedi, hemen ardından da Güney Kore’nin Başkenti Seul Belediye Başkanı ile arasında geçen şu önemli diyaloğu aktardı:

“Tekrar salgın olur diye biz de korkuyoruz. Kardeş Seul Belediye Başkanı ile konuşuyorum; biliyorsunuz onlar da ikinci dalgayla karşılaştı. Seul Belediye Başkanı, ikinci dalganın en önemli nedeni olarak insan yoğunluğunun eskiye dönüş yapıp, tekrar artmasını gösterdi. Bunun önüne geçilmesi gerektiğini her durumda söylüyorum. Yoksa bizim için de ikinci dalga kaçınılmaz olur...”

“BENİ ÖVMEYİN” GENELGESİ

Bu aşamada Yavaş’a, iki gün önce personeli için yayınladığı sosyal medya genelgesini anımsattım.

Son dönem sosyal medya üzerinden yürütülen tartışmaları gereksiz bulduğunu belirtti.

“Gereksiz kişilerle atışmaya dönüştü” deyip devam etti:

“Bir de benimle ilgili övgüler de oradan yapılmaya başlanınca doğru olmadığına kanaat getirdim ve böyle bir uyarıda bulunmak istedim. Çalışanımın beni sosyal medyadan övmesini doğru bulmuyorum...”

Son cümlesi Yavaş’ı tanımlamaya da kişiliğini özetlemeye de yeter...

Seçimden 2 yıl geçtikten sonra ilk kez bu yasama döneminde 3 milletvekilinin dokunulmazlığı düşürüldü.

Geçen yasama döneminde de düşürülmüştü ancak bu dönemde rastlanmamış, hatta TBMM Başkanı Şentop’un dokunulmazlık dosyalarına ilişkin tutumu MHP’de eleştirilere neden olmuştu.

Sonunda TBMM Başkanı, kendisine gelen mahkeme kararlarını bekletmekten vazgeçti ve Genel Kurul’da okutarak biri CHP, ikisi HDP’li 3 vekilin üyeliğinin düşmesini sağladı.

Şunu belirteyim AK Parti yöneticilerinden bazıları bu kararın alınacağını Salı günü biliyordu.

SEÇİLDİKTEN SONRA YARGILANDI

Mahkeme kararının TBMM’de uygulaması açısından sürecin işlerliğinde sorun görünmüyor; istisnası ise CHP milletvekili Enis Berberoğlu...

Çünkü Berberoğlu’nun hem yargılama hem de dokunulmazlık süreci farklı zeminde sürdü.

Önce şunu anımsatarak başlayayım; Berberoğlu milletvekili seçildiğinde MİT TIR’ları davasından dolayı 5 yıl 10 ay hapis cezası aldığı için cezaevindeydi.

Milletvekili seçildikten sonra Yargıtay 16’ncı Ceza Dairesi’nde açılan temyiz davasının durdurulması için avukatları “Milletvekili seçildikten sonra Anayasa gereği dava açılamaz” gerekçesiyle davanın durdurulmasını istedi.

Ancak talep Yargıtay’ın iki dairesi tarafından reddedildi ve davayı görmeyi sürdürdü, kararı da onadı.

DÖNEM SONUNA BIRAKTI

Berberoğlu’nu milletvekili gibi görmeden yargılamasını tamamlayan Yargıtay, karar aşamasında TBMM üyesi olduğunu anımsadı ve “Milletvekilliği sona erinceye kadar cezasının infazının durdurulmasına ve salıverilmesine” karar verdi.

Ancak burada durmadı karar fezlekesini de TBMM’ye yolladı…

Enis Berberoğlu, 20 Eylül 2018 tarihinde serbest kalırken, fezlekesi de 28 Eylül 2019’da TBMM’ye ulaştı.

Berberoğlu’nun tutukluluğu ile ilgili tartışmalar devam ederken, CHP’li vekiller oturumu yöneten TBMM Başkanı Mustafa Şentop’a, Anayasa Komisyonu Başkanı iken yaptığı açıklamasını anımsattı.

Şentop açıklamasında “Yeniden bir seçim olması halinde, seçilenler açısından; dokunulmazlığı kaldırılan dosyalar bakımından, dokunulmazlığın yeniden kazanılacağını” söylemişti.

Yani, geçmişte de teamül haline gelen, bir daha seçilen dokunulmazlığı tekrar kazanır, cezası dönem sonuna kadar devam ettirir bakışını ortaya koydu.

CHP milletvekilleri Genel Kurul salonunda sözlerini anımsatınca, Şentop duruşunda geri adım atmadı.

Bu konudaki görüşlerini koruduğunu bir şekilde ifade edince, CHP’li milletvekillerinin alkışını aldı.

Berberoğlu fezlekesini Genel Kurul’a gönderip göndermeyeceğine ilişkin sorulara da hep “Ona bir şey diyemiyorum” yanıtını vermekle yetindi.

YARGI İLE YASAMANIN BAKIŞI

Şentop, aradan geçen 15 ay içinde Berberoğlu’nun fezlekesini Genel Kurul’a yollamadı.

Ancak son dönem yeni partiler üzerinden yaşanan tartışmalar, milletvekili transferleri gündeme gelince hem MHP hem de AK Parti milletvekilleri dokunulmazlık ve milletvekilliğinin düşmesine ilişkin dosyaları yeniden gündeme getirdi.

TBMM Başkanlık seçimine bir ay kala yaşanan bu tartışmalar sonucunda fezlekeler dün Genel Kurul’a geldi.

Dikkat çeken ise yargı ve yasamanın Berberoğlu davasına bakışında.

Çünkü Yargıtay, Berberoğlu’nun yeniden milletvekili seçilmesi nedeniyle cezasının dönem sonuna ertelenmesine karar vererek tutukluluğunu sona erdirdi.

Ama burada durmadı, rutin uygulaması içinde fezlekesini de TBMM’ye gönderdi.

Yasama ise 15 ay beklettiği, hatta siyasi partiler arasında eski Başkan Binali Yıldırım’dan bu yana “zımni mutabakata tabii tuttuğu” fezlekeyi uygulamaya koydu.

CHP’nin beklemediği bir anda gelen Berberoğlu fezlekesi Genel Kurul’u karıştırmaya yetti.

TBMM eski Başkanı Cemil Çiçek’in de dün dikkat çektiği gibi şurası açık ki Anayasa’nın 83’üncü maddesine göre bir milletvekili hakkında seçildikten sonra dava açılamaz, dönem sonuna bırakılır.

Ancak seçilmesinden önce devam eden dava varsa sonuçlanması halinde bir yıldan fazla cezayı gerektiriyorsa, fezlekesi TBMM’ye yollanır ve Genel Kurul’da okunmasıyla vekilliği düşer.

YARI AÇIKTA KALACAK

Tartışmanın odağındaki konu ise meseleye bakışta ortaya çıkıyor.

CHP tarafı, Yargıtay’ın “Yeniden milletvekili seçilmesi nedeniyle cezasının dönem sonuna ertelenmesine atıf yaptığı” kararına işaret edip, Genel Kurul’a fezlekenin sunulmasının yanlışlığına işaret ediyor.

AK Parti ise mahkeme kararları üzerinde hiç kimsenin tahakkümünün olamayacağına vurgu yapıyor.

Benim üzerinde durduğum ise bu tartışmanın oldukça ötesindeki şu soruda duruyor:

“TBMM’de 15 aydır bekletilen Berberoğlu fezlekesi neden şimdi Genel Kurul’a getirildi?”

Ayrıca Berberoğlu daha önce 17 ay hapishanede kaldığı için İnfaz Yasası’ndaki indirimler düştüğünde sadece 18 ay hapis yatacak.

Bu da mahkumiyetini yarı açık cezaevinde çekeceği anlamına geliyor…

Anlaşılan o ki bu sürede üniversitede devam eden arkeoloji bölümündeki derslerini verip mezun olur…

Anayasa Mahkemesi'ne yaptığı başvuru kararını beklemesinin de zaten anlamı kalmadı...

Kaynak: HaberTürk