CiddiGazete- Türk basınının unutulmaz isimlerinden Burhan Ayeri bugün hayatını kaybetti.

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu, Burhan Ayeri’nin ölümünün ardından bir açıklama yaptı.

Açıklama şöyle: "Gazetecilik ve köşe yazarlığı alanında uzun yıllardır başarıyla görev yapan Burhan Ayeri'yi kaybetmenin üzüntüsünü yaşıyoruz. Ailesinin ve sevenlerinin acısını paylaşıyor ve baş sağlığı diliyoruz."

Sabah saatlerinde yatağında vefat etmiş halde bulunan Burhan Ayeri'nin naaşı, bugün Büyükçekmece'de toprağa verildi.

BURHAN AYERİ KİMDİR?

1946 yılında İzmir Damlacık’ta dünyaya gelen Burhan Ayeri, eğitim hayatına Vefa Lisesi'nin ardından Marmara Üniversitesi Basın Yayın Yüksek Okulu'nda devam etti.

Gazeteciliğe 1966'da başlayan Ayeri, Tercüman Gazetesi'nde uzun süre haber müdürü olarak görev aldı.

Ayeri, Akşam ve Güneş gazetelerinde de 20 yıla yakın köşe yazdı. Akşam'ın AKP'ye yakın işadamlarının eline geçmesinin ardından Ayeri'nin gazeteyle yolları ayrıldı.

Burhan Ayeri, son döneminde Yeniçağ Gazetesi'nde yazdı.

Türkiye'de televizyon eleştirmenliğini gazetelerde ilk başlatan isim olan Ayeri, 100'ün üzerinde mesleki başarı ödülü aldı.

HALİS GÜLER: TÜRK BASINININ HALLAC-I MANSUR'U

Gazetemizin yazarı ve Burhan Ayeri ile Tercüman ve Akşam gazetelerinde birlikte çalışan Halis Güler, Ayeri'yle ilgili duygularını şöyle paylaştı:

Bugün benim için zor bir gün...

Değerli gazeteci abim, ustam, dostum Yeniçağ Gazetesi yazarı Burhan Ayeri’yi kaybettik...

Taaa 1982’den itibaren bana hem öğretmenlik, hem de abilik yapan bir dosttu Burhan Ayeri...

Türkiye sevdalısı, sağlam bir milliyetçi...

Özü bir, sözü bir, kalemi kuvvetli...

Çalıştığım gazetelerde doğruları yazdığım için bana hep "Sen günümüz dünyasının Hallac-ı Mansur'u musun?.. Bir gün başını belaya sokacaksın" derdi...

Nitekim dediği de oldu...

Doğru söyleyeni dokuz köyden kovarlar misali o zaman çalıştığım gazetede "Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı değil" başlığı ile yazdığım bir yazı nedeniyle o dönemin hırsızları kovdular beni...

Geldi yanıma;

"Bana bak Hallac-ı Mansur...

Bu basın dünyası öyle bir yalakadır ki, dün yanında olanları bugün karşında bulursun... Ama ben hep seni takdir ettim, doğruyu yazmaktan geri durmadın, Allah yolunu açık etsin..." dedi...

Aslında kendisi de doğruyu yazmaktan, söylemekten çekinmeyen Hallac-ı Mansur idi...

"Sivas'ın yiğit evladı yine ne yazıyorsun" diyerek yanıma gelir, uzun uzun sohbet ederdik...

Sivas'ı ve Sivasspor'u çok severdi...

Yiğidolar'ın her başarısında beni ilk tebrik eden Burhan abiydi...

Yaklaşık 20 gün önceydi, düşüp kalçasını kırmıştı...

Ameliyata alınmış, operasyon başarılı geçmiş yoğun bakıma alınmıştı...

Oğlu gazeteci kardeşim Tamer Ayeri'den durumunu öğrendim, iyiydi...

Lanet olası virüs belasından dolayı yanına gidemedim, ziyaret edemedim...

Ama bu sabah acı haberle uyandım...

Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’nin mesajı; Burhan Ayeri’yi kaybettik...

Allahım rahmet eylesin değerli abim...

Makamın cennet olsun Türk basınının Hallac-ı Mansur’u...

Ruhun şad olsun...

OĞLUNA ÜLKÜCÜ ŞEHİT TAMER ÖZDEMİR'İN İSMİNİ VERDİ

Basın camiasında Türk milliyetçisi kimliğiyle tanınan Burhan Ayeri, kendisi gibi gazeteci olan oğlu Tamer Ayeri'ye Tercüman Gazetesi'nde birlikte görev yaptığı dönemde sol görüşlü kardeşi tarafından şehit edilen muhabir Tamer Özdemir'in ismini verdi.

Özdemir, Kozyatağı Şemsettin Günaltay Caddesi'deki evinde, 29 Ekim 1979 gecesi, sol görüşlü kardeşiyle aralarında çıkan siyasi tartışma sonucu kardeşi tarafından bıçaklanarak ağır yaralandı; kaldırıldığı Haydarpaşa Gögüs Cerrahisi Kliniği’nde şehit düştü. Naaşı, Anadoluhisarı Mezarlığı'na defnedildi.

Haber müdürü olarak görev yaptığı Tercüman Gazetesi'nde yanında çalışan ülkücü muhabir Tamer Özdemir'i çok seven Burhan Ayeri, oğluna Tamer ismini verdi.