Kıymetli dostlar; bundan kısa bir müddet önce okuduğum ve etkilendiğim bir yazıyı (Maveradan/Maceraya ) dar çerçevede kendi yorumum ile sizlerle paylaşmak istedim.

Kıymetli dostlar; yaşadığımız dünya Habil’in Değirmeni gibi maşallah!.. Habire insan öğütüyor.

Gerçi Habil'in Değirmeni'ne ne giren belli, ne çıkan belli. Belli olmasa da giren de, çıkan da öğünüyor.

Habil'in sebep olduğu koronavirüs, değirmenimizi ters döndürdü bu sene...

Endişemiz, korona denen virüsün dünya denen "yıkık değirmende 40 yıl eğleşmesidir."

"Kâinatın gündemini mutlak manada tayin ve takdir eden Allah üstündür, güçlüdür. Ne cüz’i irade, ne üst akıl, toplumun istek ve tercihleri O’nun izni ve bilgisi dışında gerçekleşemez. Zaten cüz'i irade verdiği Habil (insan-Ademoğlu) kıskanç, haris, aç gözlü ve doyumsuzun ta kendisidir. Onun bu doyumsuzluğunu anlatmaya kelimeler de kifayetsiz kalır.

İnsan denen bu Habil varya; bunun iradesi, aklı ve gücünün derecesi bellidir. İnsanın kendi iradesi dışında gerçekleşen kadere müdahale imkânı yoktur. Bu yüzden insan; aya talimat veremez, güneşe hükmedemez, zamana "Dur" diyemez, kadere isyan edemez. Ne var ki insanoğlu, hırs ve tamah yüzünden Rabbine asi olur, kadere rıza göstermez, davulun derisi varken kasnağına vurur, feleğe çatar. Zalim felek der nara atar, bağrına vurur durur.

Hamd bilmez, şükür bilmez, haddini hiç bilmez.

Bir dilim ekmek önümüze gelinceye kadar nice merhalelerden geçiyor. Tevazu ile gözü toprakta olan buğday; harmanda dövülür, değirmende soyulur, fırına girer ekmek olur, nimet olarak öpülür ve el üstünde tutulur. Ademoğlu içinde bir değirmendir bu dünya, öğütür bizi.

İnsan bu dünya denen değirmende öğünür öğünmesine de... Ya kavruk olur, ya da zavar!

Çünkü öğündüğü değirmenin alt taşında çatlak var.

“Değirmen iki taştan, muhabbet iki baştandır." Değirmenin alt taşında kırık varsa; un kavruk ya da zavar olur. Değirmencinin bir kulağı taştadır. Değirmene habire düzen verir. Lakin arada bir su kesilirse değirmen taşı dönmez, dönmeyince de un çıkmaz.

Bütün herkesin bir derdi vardır. Değirmencinin derdi ise sudur. Bu insanoğlu mürüvvetsiz bir ademdir. Suyu çekilmiş değirmene benzer. Hoş dünya hava, su, toprak üzerine kuruludur derler. Habil bu; kimisini kurutmuş, kimisini kirletmiştir. Zaten kendisi de kirlidir. Eli kirlidir, vicdanı kirlidir...

Nevşehir/Avanos yöresine ait “Zalim felek değirmenin döndü mü?” türküsünü yıllardır dinler dururuz. Zaten Adem 'in çocukları, yaptıkları her olumsuzluğu ya feleğin, ya da şeytanın üstüne yıkmakta çok mahirdir.

Adem değil, adama düşen görev bir araya gelip yavaş, sakin bir hayat yaşayarak el ele verip dünya denen değirmenin alt taşındaki çatlağı onarmaktır.

Bunun için; gönül dostu, hal ehli olmak gerekir...

"Güftesi Âşık Yunus’a, bestesi Dede Efendi’ye ait bir kasidede gönül dostları şöyle tarif edilir:

“Yürük değirmenler gibi dönerler / El ele yermişler Hakka giderler.

Gönül Ka’besi’ni tavaf ederler / El ele vermişler Hakka giderler.”

"Değirmen taşlarının tavaf eder gibi dönüşüne, sema ve semahına hayran olan bir dervişin eteği taşa kısılınca “Arkadaş! Senin sırrına vakıf olmak istedim; lakin senden uzak durmak gerekirmiş” şeklindeki itirafı, sanırım bu dünyaya fazla meyil eden kirli dolapların döndürüldüğü politik ,ticari işler içinde geçerlidir.

Yıkık değirmende 40 yıl eğleşenler koltuğa yapışıp kalkmayan siyasiler gibi değirmendeki şakşakı gibi siyasiler etrafında dönüp duran şakşak yapan yalakalar için de geçerlidir.

"Değirmenin çarkını devlet baba döndürür. Değirmenci devlet baba. Ey Yorgun değirmenci devlet baba. Değirmenin dönüyor. Yalnız alt taşında çatlak var. Unlar savrulmuş, her yer bembeyaz olmuş, artık uyuma değirmenci devlet baba."

Saç ve sakalın değirmende ağardığına göre; artık una basabilir, çuvalın tozunu alabilirsin."

Al çuvalın tozunu devlet baba al!..

Çocukluk evresinde yaz aylarında gittiğimiz köyümüzde iki tane su değirmeni vardı. Bu değirmenlerde gençliğimizde az buçuk eğlenmişliğimiz de vardır. Ancak günümüzde beyazlamış saçlarımız değirmen unundan değil, yaşadığımız hayatın kendisindendir.

Bu günler de geçer. Ancak; değirmen taşının altındaki çatlağı gidermezsek, Habil'in de işi zor, Kabil'in de...

Selâm ve duâ ile...

Allah'a emanetsiniz dostlar.