Ülkemiz nüfusunun %20 sini barındıran Marmara bölgemiz 17.08.1999 tarihinde 7.4 şiddetinde büyük bir depremle sarsıldı. Bu büyük felaket sonrasında çok yıkıcı zar çok yıkıcı zararlara neden olan deprem afetinin önceden tahmin edilmesi gündeme geldi.

Maalesef günümüzde hiçbir teknoloji ürünü cihaz depremin olacağını önceden tahmin edemiyor.Buna karşın hayvanların böyle bir yeteneklerinin bulunduğu konusunda çeşitli görüşler basın yayın organlarında yer aldı. İnsanlar, hayvanların böyle bir yeteneklerinin olup olmadığını merak ediyorlar.

Hayvanlar kendilerine yönelen tehdit ve tehlikelere karşı çeşitli savunma mekanizmaları geliştirmişlerdir. Düşmanlarına karşı kamuflaj, (bukalemunun renk değiştirerek rengini çevreye uydurması gibi) kaçmak, (ceylan vb. otobur hayvanlar genelde bu yolu kullanırlar) koku salmak, (kokarcalar düşmanlarından bu şekilde korunur) sokmak, (arı, yılan akrep, gibi hayvanlar düşmanlarına zehir enjekte ederler) dikkati dağıtmak (kertenkelerin kuyruklarını bırakması gibi) vb. savunma yöntemleri kullanırlar. Hatta böcek ve farelerin kendilerine karşı kullanılan zehir türlerine karşı direnç oluşturdukları bilinmektedir. Hayvanların bu yetenekleri sergileyebilmeleri genlerinin kontrolü altında iç güdüsel olarak oluşmaktadır.

İnsanlar karşılaştıkları sorunları düşünerek, üst beyinin (beyin kabuğu) kontrolü altında aşmaktadırlar. İçgüdüsel önsezileri hayvanları insanlar üstün kılmaktadır.

Hayvanlar sadece içgüdüsel önsezileri ile değil, diğer duyu yetenekleri ile de insanlara göre avantajlara sahiptirler. Köpek ve kediler karanlıkta insanlardan 20 kat daha fazla görme yeteneğindedirler. Köpekler insanlardan 4 kat uzak mesafeden sesleri işitebildikleri gibi bizim işitemediğimiz ses frekanslarını da algılayabilirler. Yine köpeklerin insandan 40 kat daha fazla koku alma yeteneği olduğu bilinmektedir. Ayrıca kedi ve köpekler duyu kılları olan bıyıkları sayesinde hava akımındaki en küçük değişimi bile fark edebilirler.

Hayvanların depreme karşı önceden tepki verdikleri pek çok insan tarafından gözlemlenmiştir. Ancak bu algılama yeteneğinin hangi mekanizmanın ürünü olduğu kesin olarak açıklana bilmiş değildir.

Doğal afetleri önceden haber verse de, vermese de hayatımızı paylaştığımız bu minik dostlarımızı sevmeye ve korumaya devam etmeliyiz.