PEKİN

AK Parti ile MHP arasında devam eden ittifak görüşmelerinde son noktaya gelinmiş.

Baştan varılan mutabakat gereği zaten MHP’nin elinde bulunan büyükşehirlerden AK Parti’nin aday çıkarmaması kararı alınmıştı…

Nitekim MHP lideri Devlet Bahçeli de dün grup toplantısı sonrası görüşmelerin 30 büyükşehir üzerinden yürütüldüğünü açıkladı.

“Partizanca değil, akıllıca bir yol izlenmektedir…”

TBMM Başkanı Binali Yıldırım’ın, Çin Başbakanı ile yaptığı görüşmenin tamamlanmasını beklerken WhatsApp üzerinden Türkiye ile yazışmaya başlayıp, “akıllıca yolun ne olduğunu” sorgulamaya başladım.

Sonunda beklediğin yanıt geldi…

AK Parti’nin devrettiği büyükşehirler belli; MHP’nin elinde olan Adana, Manisa ve Mersin…

Bu illerin ilçelerinde uygulanacak model de bir süre önce karara bağlanmıştı…

KİM ÖNDE İSE ONUNLA

Bu mutabakatın devamında uzlaşmışlar…

Buna göre ilçe geçen seçim ittifaktan biri tarafından alınan yerde yine aynı parti aday çıkaracak.

İlçe eğer öteki partilerden birinin elindeyse, geçen seçim o seçim bölgesinde ittifak partilerinden kim önde çıktıysa onunla seçime girilecek, diğeri aday göstermeyecek.

Örneğin Adana Büyükşehir mevcut da elinde olduğu için MHP’ye bırakılacak, AK Parti aday çıkarmayacak.

Şu an CHP’de olan Seyhan ilçesinde geçen seçim ikinci AK Parti çıktığı için MHP bu ilçede aday göstermeyecek.

Benzer şekilde CHP’nin elinde olan Çukurova’da da MHP ikinci parti olduğu için bu bölgede de AK Parti aday çıkarmayacak…

Mersin’de büyükşehirle birlikte 7 ilçe ile Manisa’da da yine büyükşehir ile birlikte MHP’nin elinde olan 6 ilçede AK Parti aday göstermeyecek.

İSTANBUL’DAN ÜÇ İLÇE

Aradan geçen bir haftada yapılan görüşmelerde AK Parti ile MHP’nin karşılıklı jestleri devam etmiş.

MHP’ye bununla birlikte diğer büyükşehirlerin bölgelerinden birer ilçenin bırakılması yönünde eğilim belirmiş.

İttifak görüşmelerindeki sürece vakıf siyasinin aktardığına göre, örneğin İstanbul’un üç bölgesinden birer ilçe MHP’ye bırakılacak.

AK Parti bölgelerin her birinden birer ilçede belediye başkan adayı göstermeyecek.

İstanbul’da birinci bölgede 15, ikinci bölgede 13, üçüncü bölgede ise 14 ilçe bulunuyor.

Bu üç bölgedeki ilçelerden birinde AK Parti aday çıkarmayacak.

Benzer şekilde yine üç bölgeden oluşan Ankara’da da her bir bölgeden birer olmak üzere üç ilçede MHP çıkaracak AK Parti göstermeyecek.

ANKARA’DA BİR TANE DAHA

Ancak Ankara’da zaten Polatlı ve Etimesgut’ta geçen seçim MHP kazanmıştı, MHP lideri Bahçeli de bir süre önce buralardaki adaylarını ilan etmişti.

Polatlı birinci, Etimesgut ise üçüncü bölgede bulunuyor.

Eğer plan bu şekilde işleyecek ise MHP’ye ikinci bölgede yer alan; Akyurt, Altındağ, Çamlıdere, Çubuk, Güdül, Kahramankazan, Kalecik, Keçiören, Kızılcahamam, Pursaklar ilçelerinden birinden aday göstermesi istenecek.

AK Parti 2’nci bölgedeki o ilçede aday çıkarmayacak.

İZMİR VE BURSA’DA İKİŞER

Benzer şekilde iki bölgeli İzmir ve Bursa’da da 2 ilçede MHP aday gösterecek.

Antalya, Aydın, Balıkesir, Hatay, Kayseri, Samsun, Tekirdağ, Trabzon, Gaziantep, Şanlıurfa gibi tek seçim bölgeli büyükşehirlerde de MHP’ye ağırlığı yüksek bir ilçenin bırakılmasının söz konusu olabileceği belirtti...

Örnek vermesini istediğimde de konuya vakıf siyasi önce, “Karara bağlandı mı bilmiyorum” diyerek altını özenle çizdi.

Sadece örnekleme yapmak için söylediğini belirtti ve “Mesela Antalya bir bölgeden oluşuyor; Alanya ile merkezden bir ilçe MHP’ye bırakılabilir” dedi.

Benzer şekilde, “Aydın Büyükşehir’de MHP çıkarmaz AK Parti’ye bırakabilir; Nazilli’de de başkanlık zaten MHP’de; orası yine bırakılır” açıklamasında bulundu.

Hatta buna bir ilçenin daha eklenebileceğini söyledi.

Müzakerelerin iyi yürüdüğünü, herhangi bir aksaklığı olmadığının da altını çizdi, “Karar liderlerin açıklamasına kaldı” diyerek de noktayı koydu…

Bize de aktarması kaldı…


***

Uygur hassasiyeti

Bugünü de sayarsanız TBMM Başkanı Binali Yıldırım ile Çin’de üç gündür birlikteyim…

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı için ne dedi derseniz; vereceğim yanıt “Tek kelime etmedi” olur…

Çin Seddi'ni dolaşırken, “Çin Seddi'ni mi, İstanbul surlarını mı aşmak zor?” dedim, duymazdan geldi.

Cumhurbaşkanı’nın Ankara dönüşü yaptığı “Meclis Başkanımız 22 Aralık’a kadar bütçe görüşmelerini yönetecek” sözünü anımsattım, gülümsemekle yetindi.

Ama tek kelime etmedi…

Bize de Çin’deki resmi görüşmelerde ele alınan konuları aktarmak kaldı…

Yıldırım Xi'an kentini ziyaret etti, Terra Cotta Müzesi'ni gezdi.

Yıldırım Xi'an kentini ziyaret etti, Terra Cotta Müzesi'ni gezdi.

İPEKYOLU PROJESİ

Türkiye ile Çin ilişkileri bugüne kadar hiç olmadığı oranda yoğun bir diplomatik sürece tanıklık ediyor.

Son bir yıl içinde başbakan yardımcısı da dahil 10 bakan gelmiş, buna şimdi de TBMM Başkan eklendi.

Bu yıl da Çin’de Türkiye yılı kutlandı…

Büyükelçiliğin de yoğun çabası sonucu Çin hükümeti nezdindeki kabul seviyesi de artmış; büyükelçilerle bakan yardımcısı düzeyinde görüşme olurken, Türk Büyükelçi bakan seviyesinde görüşmelere çağrılır olmuş.

Buna karşın Çin ile ilişkilerde ticaret Türkiye’nin açısından negatif…

Ancak TBMM Başkanı Yıldırım’ın temaslarında da dile getirilen bir proje var ki her iki taraf da bunun bir an önce tamamlanmasını istiyor.

O da Çin’in “Kuşak Yol” diye açıkladığı, biri kuzeyden, diğeri ortadan, sonuncusu da denizden Avrupa’ya uzanan üç transit yol projesi…

Kuzey’den giden büyük oranda tamamlandı, bir konteyner Çin’den çıktından 17 gün sonra İngiltere’ye varabiliyor.

İkinci güzergah ise Türkiye’nin İpekyolu dediği ortadaki güzergah…

Türkiye, Bakü- Tiflis- Kars demiryolu hattının önemli bölümünü tamamlayarak bağı kurdu, sadece Erzurum- Sivas hattı kaldı, o da yapılıyor.

Ancak Çin’in de 30 milyar dolarlık yatırımı yapması gerekiyor ki Hazar aşılıp Azerbaycan, Gürcistan üzerinden Türkiye’ye gelebilsin.

Eğer bu hat tamamlanırsa Çin’den yüklenen bir konteyner 12 günde Avrupa’da olacak ki bu kuzeye göre 5 günlük avantaj demek.

“BİZİM İÇİN DE TERÖRİST”

Görüşmelerin bir diğer konusu var ki Çin ile Türkiye ilişkilerini ciddi oranda etkiliyor; o da Uygur Türklerinin durumu…

Belki de bundan olsa gerek Uygur konusu Çin ile müzakerelerde aynı bir dosyaya aktarılmış…

Şurası kesin ki hem Çin Ulusal Halk Kongresi Daimi Komitesi Başkanı Li Zhanshu ile görüşmede, hem de Başbakan Li Keqiang ile buluşmada Uygur meselesini doğrudan TBMM Başkanı Yıldırım açmış.

Uygur’da bulunan ve DAEŞ ile irtibatlı olan grupları Türkiye’nin de terör örgütü olarak kabul ettiğini, mücadalede kararlı olduğunu bildirmiş.

Bununla birlikte Tükiye ile hem soy hem de akrabalık bağı olan Uygur halkının da terör örgütlerinden ayrı tutulması, onlara karşı insani olmayan tutum ve davranışlardan kaçınılmasına vurgu yapılmış.

ORTAK ÇÖZÜM ARAYIŞI

Şu kadarını söylemeliyim ki Çin tarafı bu tutumdan rahatsız değil…

Her ne kadar “Biz oradaki halkı teröristlerden korumak ve eğitim vermek amacıyla bunları yapıyoruz” gerekçesini ileri sürüyor olsa da bu cümle de bazı insani konularda sıkıntı olduğunu göstermeye yeter.

Dolayısıyla bu yöndeki temaslar tarafların birbirini daha iyi anlamasına vesile olur…

Ne abartılan iddialara bir taraf inanır ne de hiç bir şey olmadığı gerekçesine diğeri sığınır…

İki tarafın da varmak istediği çözümün makule ulaşması sağlanır…

RUSYA’NIN BÖLGESEL PLANI

Ayrıca Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov’un kendi girişimleri sonucu G-20 toplantısında başlamasına karar verdiklerini açımladığı yeni bir proje var ki bu Türkiye’yi de ilgilendiriyor.

Lavrov, bölgesel ittifakın tarafları olarak Rusya, Hindistan, Çin ve Irak’ı gösterdi.

Ardından da Suriye sorununu bölgede üç aktörün bir araya gelmesinin çözebileceğini belirtip, bunları “Rusya, Türkiye, Irak” diye sıraladı.

Dikkat çeken Lavrov’un Suriye sahasında neredeyse 5 yıldır birlikte olduğu İran’ın adını çözüm bulabilecek ülkeler arasında saymaması…

Suriye sahasında üçüncü evreye girilmesiyle birlikte Doğu Akdeniz ve Orta Asya’da mevcuttan farklı yeni ittifakların oluşumu kaçınılmaz olacak demiştim.

Son açıklamalar da bu sürecin başladığını göstermesi açısından yeterli.