16 Nisan 2017 referandumu ile Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun yapısı da değiştirilmişti. Yapılan değişiklikle üye sayısı 11 olan HSK’nın 4 üyesini doğrudan Cumhurbaşkanı atıyor. Kalan 7 üye ise Meclis tarafından seçiliyor.

Kurul üyelerinin seçimi 4 senede bir yapılıyor. Referandum sonrası belirlenen HSK'nın görev süresi 2021 yılının Mayıs ayı itibariyle sona ereceğinden yeni üyelerin belirlenmesi süreci başlamış bulunuyor.

Meclis tarafından seçilecek 7 üyenin, 3'ü Yargıtay'dan, 1'i Danıştay'dan, 3'ü ise avukat ya da öğretim görevlileri arasından belirlenecek. Bu üyelikler için adaylık süreci geçtiğimiz Perşembe günü sona erdi.

Yargı'nın en üst düzey yetkili kurulu olan HSK, hakim ve savcıların atama, özlük hakları, disiplin soruşturmaları gibi konulara bakıyor. Meslekten ihraç kararları hariç tüm kararları ise kesin niteliktedir; yani yargısal denetime kapalıdır.

Yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı için hayati öneme sahip HSK'nın seçimleri önümüzdeki 4 yılda Yargı'nın nasıl şekilleneceğini belirleyecektir. Bu nedenle HSK üye seçimleri yalnızca hukukçuları değil, tüm toplumu ilgilendirmektedir.

Ülkenin yoğun gündemi arasında gözden kaçmasını istemediğimiz bu seçimlerde iktidarın tek başına tasarrufta bulunması sayısal olarak mümkün gözükmüyor. Şöyle ki;

Mecliste Anayasa ve Adalet Komisyonlarının birleşiminden oluşan Karma Komisyon 7 üyelik için başvuran adayların içinden 21 aday belirleyerek Meclis Genel Kurulu’na gönderiyor. (Yargıtay’dan seçilecekler için 9 aday, Danıştay'dan seçilecekler için 3 aday, avukat/öğretim üyesi arasından seçilecekler için 9 aday)

Karma Komisyonda aday belirlemek için öncelikle 2/3 çoğunluk aranıyor. Bu çoğunluk sağlanamazsa 3/5 çoğunluk gerekiyor. Bu da olmazsa en çok oy alan iki aday arasında kura çekilmek suretiyle adaylar belirleniyor. İktidar bloğunun komisyonda nitelikli çoğunluğu yok. En çok oy alan adaylar arasında kura yoluyla belirlenmesini de tercih etmeyeceği düşünüldüğünde iktidarın muhalefetle uzlaşması daha uygun bir yol olarak görülüyor.

İktidarla muhalefetin seçimler konusunda uzlaşması yargı bağımsızlığı ve tarafsızlığı açısından da faydalı olacaktır. Bu konuda doğrudan olmasa da dolaylı görüşmeler olduğu söyleniyor.

HSK seçimlerinde İYİ Parti, doğru bir strateji izlerse doğrudan HSK üyesi/üyeleri belirleyebilir. Bu süreci açık, şeffaf ve kararlı şekilde yürütmeleri gerekiyor. Kişisel ilişkiler ya da referanslarla değil, geçmişi, fikirleri ve duruşu ile milliyetçi hukukçuları temsil edebilecek nitelikte olan adayların seçilmesini sağlamaları partinin kuruluş ilkelerinin gereğidir.

HSK seçim sürecini ve bu süreçte İYİ Parti'nin tavrını takip edeceğiz.

Selam doğru yolda gidenleredir.