CiddiGazete- İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkında "Yüksek Seçim Kurulu üyelerine hakaret ettiği” iddiasıyla açılan davanın duruşması bugün İstanbul Anadolu Adliyesi 7. Asliye Ceza Mahkemesi'nde yapıldı.

Duruşma öncesi Kartal Anadolu Adliyesi çevresi TOMA ve polislerle çevrildi. Kapılara polis barikatı kuruldu ve çoğu kişi içeriye alınmadı. Öte yandan gazeteciler de içeri alınmak istemedi. Bunun üzerine kısa süreli gerginlik yaşandı. İmamoğlu'nun duruşmasını ise çok sayıda CHP'li milletvekili ve partili takip etti.

FOX TV Muhabiri Gülşah İnce, duruşmada tanık olarak dinlendi. İnce, şunları söyledi:

"Olay tarihinde Ekrem İmamoğlu'na İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kendisi hakkında sarfettiği sözleri tırnak içinde alıntılayarak sondum. O da bunun karşılığında söylemiş olduğu sözler kamera kayıtlarında vardır, benim dışında o sırada orada başka medyadan arkadaşlar da vardı. Her şey kameralar önünde oldu. Ekrem İmamoğlu'nu ilgilendiren ve cevap hakkı düşündüğümüz için kendisi hakkındaki söylenen sözü alıntılayarak kendisine sorduk. Daha sonra bunu Süleyman Soylu'ya cevap olarak haberleştirerek yayınladık."

Söz alan Avukat Gökhan Günaydın, "Ekrem İmamoğlu sözlerinin başında 'Lafa bakarım, laf mı diye söyleyene bakarım adam mı' diye sözlerine başlamıştır. Bu sözleri kime karşı söylediği anlaşılmış mıdır?” dedi. Hakim ise "Bu sözlerin söylediği tartışmasızdır. Bu sorduğunuz sorunun şu an söylediğiniz muhatabı belli tartışmasızdır" diye konuştu. Bunun üzerine Günaydın, "O zaman kayıt altına alalım" dedi. Hakim ise, "Ben böyle düşünüyorum ama hakimler kararlarıyla konuşur" diye cevap verdi.

Avukat Kemal Polat ise "Demeç almaya gelirken YSK üyelerine yönelik diğer muhabirler arasında neden bu sözü attı, kendi aralarında bir konuşma oldu mu ya da YSK üyelerine yönelik bir atıf oldu mu?" diye sordu. Tanık Gülşah İnce, "YSK’ya yönelik eleştiriyi hiç düşünmedim. İstanbul seçimleri 6 Mayıs tarihinde iptal edildi. İkinci seçimde haziranda soruyu sorduğumuz tarih kasım ayıydı. YSK’ya eleştiri yapılsaydı o tarihe kadar yapılırdı, ben ve gazeteci arkadaşlarım YSK üyelerine yönelik herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır" dedi.

Avukat Gökhan Günaydın, "'Lafa bakarım laf mı diye söyleyene bakarım adam mı' sözlerinin kime yönelik söylendiği sanığa sorulsun" dediği sırada mahkeme başkanı 'bu sözlerinin muhatabının Süleyman Soylu olduğu sözlerinin tutanağa geçirilmesini' istedi.

Hakim, "Bu cümlenin Süleyman Soylu'ya söylenmediğini düşünen varsa dünyada gelsin. Biraz da gülelim. Herhangi bir çözümleme yapmaya gerek yok. Bu sözü kime söylediği belli. Süleyman Soylu’ya söylemiştir. Ben de o şekilde düşünüyorum" ifadelerini kullandı.

Diğer tanıklar Necati Özkan ve Murat Ongun’un dinlenmesi istedi. Hakim, karara etkisi olmayacağını düşündüğünden reddetti. Avukat Kemal Polat, uzmanlardan alınan mütalaayı sundu ve değerlendirilmesini istedi. Polat, mütalaa imzacılarından Doç. Dr. Murat Önok'un uzman tanım olarak dinlenmesini talep etti.

Hakim, savcıya esas hakkındaki mütalaasını sorduğunda avukat Kemal Polat "Bana söz vermeden esas hakkında mütalaa almaya çalışıyorsunuz. Reddi hakim talebinde bulunuyoruz" dedi. Hakim, Polat'ın reddi hakim talebini reddetti. Avukat Polat sundukları mütalaanın değerlendirilmesine ve diğer taleplerinin reddedilmesine itiraz etti. Savcıya esas hakkındaki mütalaası soruldu.

Hakim "Mütalaalar davayı uzatmaya yönelik" deyince Avukat Polat savunma hakkının kısıtlandığını söyledi. Bunun üzerine hakim, "Savunma kısıtlanırsa ne güzel işte sizin için bozma nedeni olur. Bu mütalaa, şu mütalaa..." dedi. Avukat Polat hakimin söylediklerinin tutanağa geçirilmesini istedi.

Duruşma savcısı dosyaya sunulan bilimsel mütalaadan bir bölüm okudu. Mütalaada özetle iki siyasetçi arasında yaşanan geçen tartışmada YSK'ya gönderme bulunmadığı belirtiliyor.

Savcı, Doçent Doktor Murat Önok'un uzman tanım olarak dinlenmesini yönelik talebi olmadı. Hakim de Önok'un uzman tanık olarak dinlenmesi talebini reddetti.

Avukat Kemal Polat "İddia makamının esas hakkındaki mütalaasına alamazsınız, usulü işlem yapamazsınız. Reddi hakim süreci devam etmektedir. Bu nedenle duruşmanın bu süreç sonlanana kadar devam ettirilmesi mümkün olmadığında duruşmanın ertelenmesini talep ediyoruz" dedi.

SAVCI HAPİS CEZASI VE SİYASİ YASAK İSTEDİ

Savcı mütalaasında, Ekrem İmanoğlu için 4 yıl 1 ay hapis cezası ve siyasi yasak istedi. Dava, 14 Aralık tarihine erteledi.

NE OLMUŞTU?

İstanbul Büyükşehir Belediyesi Başkanlığı 31 Mart 2019 seçimi Yüksek Seçim Kurulu tarafından 6 Mayıs 2019’da iptal edildi. İkinci kez 23 Haziran 2019'da yapılan seçimi yeniden Ekrem İmamoğlu kazandı. İmamoğlu aynı yılın Ekim ayında Avrupa Konseyi Yerel ve Bölgesel Yönetimler Kongresi'ne katılmak için Fransa'ya gitti. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu 4 Kasım 2019’da yaptığı konuşmada Avrupa Konseyi’nde konuşan İmamoğlu'na seslenerek, "Avrupa Parlamentosu'na gidip, Türkiye'yi şikâyet eden ahmağa söylüyorum. Bunun bedelini bu millet sana ödetecek" dedi.

İmamoğlu, gazetecilerin Soylu'nun yorumunu sormaları üzerine "Ben lafa bakarım laf mı diye, bir de söyleyen bakarım, adama bakarım adam mı diye derim. Seviyesine inmedim, inmeyeceğim. Bu seviye noktasında da söyledikleri yaptıkları da zaten belli, o tarafına çok girmek istemiyorum ama oraya bir cümle yapmak isterim. 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ve dünyada, Avrupa'da, onların gözünde nereye düştüğümüz noktasında, o olan şeylere, biten şeylere baktığımızda, tam da işte 31 Mart’ta seçimi iptal edenler ahmaktır. Önce ona bir odaklansın" karşılığını verdi. Bunun üzerine dönemin YSK başkanı Sadi Güven, kendisi ve görevdeki kurul üyeleri adına, "Seçimi iptal edenler ahmaktır" ifadesi nedeniyle bir ihbar yazısı yolladı. Anadolu Cumhuriyet Başsavcılığı da İmamoğlu’nun hakkında geçen yıl iddianame hazırladı.

İddianamede, İmamoğlu'nun 4 Kasım 2019'daki açıklamasının görevdeki kurul üyelerine hakaret içerdiği belirtilerek "Söylemin kamu görevlisi olan ve kurul halinde çalışan mağdurlara yönelik olduğu hususunda tereddüt bulunmamaktadır. Her ne kadar şüphelinin suç tarihi itibarıyla İBB Başkanı olarak görevini yapmakta olduğu görülse de soruşturma konusu eylemin şüphelinin kişisel suçu olarak değerlendirilmesinde zaruret bulunmaktadır" denildi. Bu kapsamda İmamoğlu'nun Sadi Güven ile 10 YSK üyesine yönelik zincirleme şekilde "kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı görevlerinden dolayı alenen hakaret" suçunu işlediği belirtilerek, 1 yıl 3 ay 15 günden 4 yıl 1 aya kadar hapisle cezalandırılması istendi.