Nihayet doğdu gece !

Teker teker söndü pencerelerin ışıkları. Günlerdir park halinde dizili araçlar aynı yerlerinde. Yıldızsız gökyüzü öyle sessiz ki. Belli ki martıların da neşesi yok. Sokağın lambaları bir kediyi aydınlatıyor; gölgesi düşüyor ardına. İkisi yürüyor ürkek ve yalnız...

Portakal suyunu yudumluyorum Edip Cansever'in "Çağrılmayan Yakup" şiirinin koyu bir yalnızlık tasviri hissiyatıyla.

Bağırdım, bağırdım / Tanrı'nın ayak izleri / Tanrı'nın ayak izleri... dizeleri yüreğime akıyor kıvamlı derinliğiyle. Düşündükçe içine çekiyor şiirli gece portakal tadında...

Tanrı'nın izleri yaşadığım anda diyerek fısıldıyorum son yudumunda turuncu suyun. Bu kez de portakal bahçeleri seriliyor gözlerime. Ellerinde sepetler portakal toplayan çiçekli şalvarları, oyalı yazmalarıyla türkü söyleyerek gülüşen kadınları düşünüyorum. İşleri bittiğinde evlerine varma telaşlarını, şefkatle sarıldığı yavrularını, eşlerine kadınca gülümsemelerini ve yorgunluğunu atamadan mutfaklarına geçişini görür gibi oluyorum.

Kadın ne güçlü bir varlık. Her şeye yetişebiliyor. Her şeyi yapabiliyor. Her şeye yakışıyor. Dokunduğu her şey güzelleşiyor. Sevmeyi biliyor. Sevgiyle bakıyor. Sevilmeyi hak ediyor...

Dünya nüfusunun yarısını oluşturan kadınlar yeterince sevgi görüyor mu? Hak ettiği değeri hissediyor mu diye düşündüğümde ülkemizde ve dünyamızda gittikçe derinleşen ve önlemini alamadığımız kadın cinayetleri ve kadını itibarsızlaştırma hareketlerini görüyorum. Adaletsiz bir düzende kadın her geçen gün öznelliğini yitiriyor. Birey olması engelleniyor.

Pollyanna oyunu oynamayı seven kadınların mutluluğu gülücükleri soldurulmasın solukları kesilmesin diye! 30 Aralık günü ülkenin vitrininde kadınların isyanı vardı. Katledilen kadınların sesini duyurmak için ülkenin her yerinde protestolar gerçekleştirildi...

Adaletin kişisel çıkarlara göre biçimlenemez olduğunu, temel hak ve özgürlüklere uygun olmalı inancıyla demokrasi adına eylemler gerçekleştirildi.

Kadın, yaratılış itibariyle erkeğe göre ikinci bir değere sahip değildir. Kur'an-ı Kerim'de farklı fizyolojik ve psikolojik yapıya sahip olan kadın ve erkekten biri diğerinden daha üstün veya eşit tutulmak yerine birbirinin tamamlayıcısı kabul edilmiştir. Tevbe 71. Ayet'te belirtildiği üzere; mümin kadınların ve erkeklerin birbirlerinin velileri / dostları olduğu ifade edilirken, bu ayette kadın ve erkeğin birbirlerinin tamamlayıcı olduğu vurgusu yapılmıştır. Kadın ve erkek özne ve dost kabul edilmiş itibarları eşitlenmiştir.

Peygamber devrinde Müslüman kadın bütün toplumsal faaliyetlere etkin bir biçimde katılmıştır. İslamiyet kadını toplumdan ayırıp dört duvar arasına kapatmamıştır.

Doğası itibariyle sevgi ve şefkatle anne ve eş görevini yapan, iş hayatında daha örgütlü sabırlı ve sezgisel davrandıkları için başarılı olan kadınlar beden gücünden çok beyin ve zeka kullanımının ağırlıklı olduğu etkiye sahip. Bir ülkedeki kadın istihdamının o ülkenin kalkınmasında büyük ve önemli rol oynar. Siyasal ekonomik sosyal ve kültürel yaşam alanlarında var olmaya çalışan kadın maalesef manevi olarak da şiddet görüyor. Cinsiyet ayrımcılığı ve türlü yakıştırmalarla derinden yaralanıyor.

Kadın ve erkek olmak irade dışıdır. Kadın, erkek insanlığın adıdır. İnsanlıktan sonra yaradılış devreye girer. Cinsiyetler birbirini tamamlar. Cinsiyetçi yaklaşmak çağ dışıdır. Bunu anlamak şuur işidir. DÜŞÜNCE AKIL İLE ORANTILIDIR.

Demokrasi bir kültür işidir. Zihinleri ideolojik kalıplara sıkıştırmak kültürsüzlüktür. İnanç ve siyaset özgür irade hakkıdır. İnanç ile ülke yönetilemez. İNANCIN KAZANDIRDIĞI DENGE HİKMET İLE HUZURLU VE ADİL DÜZEN SAĞLANIR.

Millet olarak bu memlekette, siyasetin, başörtüsünü "irtica" olarak gören arkaik zihniyetle başörtülüleri "vitrin mankeni" olarak gören zihniyete çok üzülüyoruz.

Millet olarak bu memlekette, farklı toplum kesimlerinin birbirlerine tahammülsüzlüklerinden bunaldık sıkıldık.

Kadın kenar süsü değildir muktedir beyler...

KADINLARIMIZIN YÜZLERİ

Kadınlarımızın yüzü acılarımızın kitabıdır

Acılarımız, ayıplarımız ve döktüğümüz kan

Karasabanlar gibi çizer kadınların yüzünü

Ve sevinçlerimiz vurur gözlerine kadınların

Göllerde ışıyan seher vakıtları gibi

Hayallerimiz yüzlerindedir sevdiğimiz kadınların

Görelim görmeyelim karşımızda dururlar

Gerçeğimize en yakın ve en uzak

Nazım Hikmet