Muhtemelen kötü gelen anket sonuçları, iktidar partisinin dilini vurmuş… Grup Başkan Vekili şu sözlerle güya CHP'yi eleştiriyor:

"İstanbul'a bakın. İstanbul'da CHP aday çıkardı. Çıkardığı adayın soyadı 'İmam' diye sözüm ona muhafazakârlardan oy almayı düşünecek kadar zayıf hale geldiler…"

"Bir de Ankara'ya bakın. Ankara'da ne yaptılar? 40 yıldan beri Ülkücü olduğunu iddia eden bir adamı, aday yaptılar. İstanbul'a imam, Ankara'ya Ülkücü, nerede CHP'liler?"

Grup Başkan Vekili Bülent Turan "Nerede CHP'liler?" sorusunu sorarken, aklınca CHP tabanını tahrik ediyor… Öyle ya bir kişinin soyadında 'imam' veya 'imamın oğlu' olması ya da gerçekten 'imam' olması, başka birinin 'ülkücü' olması neden suç?

Genel Başkanı Fazıl Say konserine giden adam, CHP'li laik seçmeni tahrik edecek güya soyadından geçen 'imam' ifadesiyle… Sen git imam bile olmayan, televizyonlarda pop-imamlık yapan birini Bilim Teknoloji Üniversitesi'ne rektör yap ama bir başka partinin adayının soyadında 'imam' geçiyor diye bundan siyasî gol çıkarmaya çalış!..

'İmam'a olan tavrı görünce insan düşünmeden edemiyor: Sanki 'Aynaroz Kadısı'nı veya 'Vurun Kahpeye' filmini izliyoruz!.. Yalnız bir farkla… Buradaki 'imam'dan rahatsız olanlar 'lâikler' değil, rakibini 2764 yıldır 'câmileri ahır yapmak'la suçlayanlar!..

***

Rahatsızlığın bir başka ayağı da Ankara… CHP'nin Ankara adayı da ülkücüymüş… O halde yine aynı soru: "Nerede CHP'liler?"

Burada da aynı taktik: Mansur Yavaş'ın ülkücülüğü üzerinden yine aklınca sol seçmeni tahrik!.. O soğuk savaş bakiyesi taktikle sonuç almayı uman bir acizlik…

Oysa o aday geçen seçimde de vardı ve 'ülkücü' kimliğini açıkça ifade etmiş, CHP seçmeni de yüzde 100'e yakın destek vermişti… Seçim elinden 'kap-kaç'la alınmıştı…

Burada esas sorulması gereken soru "Nerede CHP'liler?" değil, "Nerede sizin aday yaptığınız, sonra da apar topar 'metal yorgunu' ilân ederek görevden aldığınız şahıs?" olmalıydı…

Görev süresini tamamlamasına izin verilmeyen, 'metal yorgunu' çuvalına konup yaka-paça indirilen, savunma yapmasına bile fırsat bırakılmayan, yargı önüne çıkarılmasa da indirilme gerekçeleri halkla hâlâ paylaşılmayan birisinden söz ediyoruz…

'Parsel parselci'nin nerede olduğu, nereden nereye niçin indirildiği sorulması gerekirken, "Ankara'da ülkücü aday var, CHP'liler neredesiniz?" sorusuna sığınmak, doğrusu ironi gibi…

***

Siyasî rakibin 'imam' veya 'ülkücü' aday çıkarmasından rahatsız olmak, bunu da açık açık seslendirmek, mevcut iktidarın bilinen diline aykırı aslında… Bu şaşkınlığın, bu dağınıklığın, bu çelişkinin sebebi ne olabilir? Üstelik MHP'yle ittifakı kurulmuş ve ülkücülerden oy beklerken!..

Bu sözlerin doğuracağı reaksiyonu artık hesaplayamaz hâle gelmek, hangi paniğin sonucu olabilir? Millet İttifakı'nın Ankara adayı Mansur Yavaş'ı 'ülkücü' kimliği üzerinden eleştirmek, CHP tabanının umurunda olmaz ama Cumhur İttifakı'ndaki müttefik MHP yönetimini rahatsız eder, etmiştir de… 

"Sonra baktık ki yurt dışında tezgâhlanmış oyunun piyonuymuşuz" diyen birine 'eski ülkücü' gömleği uydurmak için bunca çaba harcanırken, mevcut Millet İttifakı adayı Mansur Yavaş'ı 'ülkücü' suçlamasıyla CHP tabanına şikayet etmeye kalkmak, siyasî aklın karaya vurduğunu gösteriyor!..

***

Sayılar, sayılar, sayılar… Sahadan gelen sayılar, anket sonuçları işte bunları söyletiyor, çam devirmelerine, ağır çelişkilere ve paniğe yol açıyor… Endişeyle savrulan siyasî akıl, belli ki çaresizlik içinde kendisine yol arıyor… Bunun başka izahı yok çünkü…

Bir büyükşehir adayının soyadından, diğerinin ise ülkücü kimliğinden 'olumsuzluk' çıkarıp, bundan siyasî fayda elde etmeyi ummak, ağır bunalım göstergesi olabilir ancak… Yoksa kimin aklına gelirdi, iktidar partisinin en yetkili ağızları, bir gün 'imam'dan rahatsızlık duyup, CHP tabanını tahrik etmeye kalkışacak, diğer yandan da MHP'yle ortaklık sürerken bir başka adayın ülkücülüğünü şikayet edecek!..

Dile vuran böylesine akıl tutulması, işlerin çok kötü olduğunu göstermez de ne yapar?