Yeniçağ yazarı Batuhan Çolak, bugün kaleme aldığı "Cumhur ittifakı yerel seçimler sonrasında bozulabilir!" başlıklı yazısında gündemi sarsacak bir iddiada bulundu.

İşte Batuhan Çolak'ın cumhur ittifakıyla ilgili dikkat çeken iddiasına yer verdiği o yazı:

"MHP'lilerin ittifaktan beklentileri büyük... Erdoğan'ın Ülkücüler aleyhinde geçmişte söylediği sözler MHP'de siyaset yapanlar için çok fazla bir anlam ifade etmiyor. "Dönemin şartlarında biz de ağır konuştuk" diyerek konuyu kabulleniyorlar.

İYİ Parti Olağanüstü Kurultayı'nın yapıldığı gün Alparslan Türkeş'in kabri ziyarete kapatılmıştı. İYİ Partililerin geleceği beklentisi üzerine yapılan bu hamle Cumhurbaşkanı Erdoğan için bambaşka bir karşılamaya dönüştü.

AKP'li Tuğrul Türkeş ile birlikte kabri ziyaret eden Erdoğan, MHP'lilere "Benim sizle sorunum yok, destek verin" mesajını bir kez daha göndermiş oldu.

Tüm bu girişimlere rağmen MHP teşkilatlarındaki Erdoğan karşıtlığı tam olarak kırılabilmiş değil. Bir güvensizlik problemi hâkim.

Erdoğan da aynı kanaatte olduğu için milliyetçi söylemi diri tutmaya çalışıyor.

Tüm bu girişimler, yaklaşımlar ve seçim yatırımları başkanlık seçimlerinden önce yapılacak yerel seçimlerde bozulabilir.

Çünkü yereldeki ittifak problemi her geçen gün artarak devam ediyor.

MHP'nin elindeki büyükşehir belediye başkanları bile ne olacağını kestiremiyor. Özellikle belediye üst yönetimlerindeki bu rahatsızlık, İYİ Parti'den adaylık arayışına dönüşüyor. İYİ Parti'den aday olamayacak isimler ise "Gerekirse bağımsız gireriz" söylemlerini dile getirmeye başladı.

Gelelim, konunun en hassas olduğu noktaya... Yerel seçimler sonrasında ittifak nasıl devam edecek?

Bahçeli, bu konuda herhangi bir kuşku taşımıyor, şartlar ve durum ne olursa olsun Erdoğan'ı destekleme kararından vazgeçmesi mümkün değil.

Aynı durum ittifaktan büyük beklentisi olan, yıllardır iktidara aç MHP'li alt kadrolarda geçerli değil. Mutlak makam, güç ve imkân beklentisi var. "Eğer bunu sağlayamayacaksak, yine eskisi gibi her alanda engelleneceksek ittifak yapmanın ne anlamı var" yorumunda bulunuluyor.

Mevcut şartlar, elindeki belediyeleri de kaybetme ihtimali olan Bahçeli için zorlu bir dönemin başlayacağına işaret ediyor.

AK Parti yerelde ittifaka kesinlikle sıcak bakmıyor.

Eğer AK Parti yerelden güçlü bir zaferle çıkar ve MHP'li belediyeleri alırsa işte o gün ittifak bozulabilir. Ama bu bozulma sadece tabanda olur, Bahçeli ve çevresindekilerden herhangi bir olumsuz açıklama kesinlikle gelmez.


Eğer AK Parti yerelden güçlü bir şekilde çıkamaz ve MHP elindeki belediyeleri muhafaza ederse "MHP bizim oyumuzu düşürdü" yorumları gelebilir ve AK Parti cephesinden ittifak eleştirileri başlayabilir.

Nereden bakarsanız bakın ikircikli bir durum söz konusu.

AK Parti'nin tek gündem maddesi de bu aslında. Günde 4 farklı yerde konuşan Erdoğan belli ki seçim havasına çok girdi.

Referandum sonuçları esas alındığında yerel seçimlerden alınabilecek olumsuz sonuçların hem ittifakı hem Başkanlık seçimlerini etkileyeceği açık.

Bu yüzden yerel seçimlerle, milletvekili ve başkanlık seçiminin aynı güne denk getirilmesi de gündemde. Böylece olası yerel seçim hezimeti hissedilmeyecek, doğrudan "Tek Lider Erdoğan" imajı üzerinden seçimlere girilecek.

Her geçen gün seçim atmosferine giren Türk siyasetinde muhalefet de sesini duyurma telaşında. Doğan Medya'nın satılmasıyla birlikte kırsal kesime ulaşma konusundaki sorunlar daha da katlanıyor. Sınırlı iletişim imkanları birçok alanda eli kolu bağlıyor.

Bahçeli'nin "koltuğumda kalayım", Erdoğan'ın "Başkan olayım", muhalefetin "Erdoğan'ı devirelim, soruşturmaları başlatalım" hesapları her geçen gün yeni bir boyut kazanıyor.

Ama gerçek olan şu ki; yerel seçimler planlandığı gibi önden yapılır ve AK Parti güçlü bir şekilde çıkarsa, MHP'yi o gün silebilir. Tam tersi olduğunda ise MHP'nin aldığı oy oranına bakılarak hareket edilir.

Hatta HDP'nin oy oranına bakılıp, tekrardan çözüm süreci bile başlatılıp Başkanlık kampanyası bunun üzerine inşa edilebilir.

2002'den bu yana siyasetle ilgili öğrendiğimiz en önemli gerçek; ne denli kıvrak olur, söylemlerinizi ve yol arkadaşlarınızı ne denli sık değiştirirseniz sandıktan zaferle ayrılma imkânınız o kadar güçlüdür.

Belirli değerler, sistematik ve hedeflerle ilerlediğinizde işiniz çok zor.

Hele ki "yasama-yürütme-yargı birbirinden ayrı ve bağımsız olsun, medya gazetecilik yapsın" diyorsanız işiniz daha da zor!"