"Kadına şiddete hayır!" Düşünüyorum da bu cümle bile bir ayrımcılık, kadını bir adım geri görme ya da güçsüz görme gibi kavramları içeriyor... Aslında her türlü şiddete "Hayır" demek lazım ama son zamanlarda kadınlarla ilgili çoğalan negatif haberler bu tarz bir söyleme/eyleme itti ülkemizi/dünyayı...

Ve yine düşünüyorum da özellikle biz Türkler ne zaman böyle bir toplum olduk?

Bu kadar kadınları/çocukları istismar eden, öldüren... Hak yiyen, sevgisiz, hoşgörüsüz... Ve demek istiyorum ki; "Ey Türk milleti, titre ve kendine dön!"

Sen dağlarda göçebe yaşarken erkekleri savaşa/avlanmaya gidince hatunları tek başına kalıp ailesini/obasını yöneten, yoldan geçenleri (erkek/kadın) tek başına ağırlayan, kimsenin malında, namusunda gözü olmayan bir soydan geliyorsun... Hele de sonradan içinde bulunduğu 7. yüzyılda (kız çocuklarının canlı canlı gömüldüğü bir toplumda) ilk kadın reformlarını başlatan kitaba (Kuran-ı Kerim) iman etmiş, Müslüman olmuşsun...

Bu olanlar hiçbir insana, topluma yakışmazken, bize hiç ama hiç yakışmıyor.

Yüce Allah, kadın ve erkeği bir bütün olarak yaratmış...

Hiçbirine diğerinden biraz üstün, ne birinden biraz eksik. Öncelikle bizler kadın olarak, Allah’ın bize verdiği yüce özellikleri idrak edip (başta yaratıcılık olmak üzere) onlara sahip çıkıp, onları geliştirmemiz gerekir ki bu olduğu zaman da zaten denge sağlanıp erkek otomatik olarak bu dengede doğru yerini alacaktır. Günümüzde yaşanan bu problemlerin ana sebebi, kadının (dişil enerjinin) olması gerektiği yerde olmayışıdır.

Bunun sebebi de kadına, kadını ezen, küçük düşüren zihniyetin dikte ettirdiği roldür. Kadın fiziğini öne çıkarıp hayvani seviyeye indirip, sırf nefs kabartıcı olarak göstermek, tek bir kadın prototipi yaratmaya çalışmak (sıfır beden, şöyle saç, böyle makyaj vs gibi) ve kadını erkek ile bir tutmak ya da yarıştırmak kadına yapılmış en büyük zulümdür...

Ne zaman ki kadının içindeki yaratıcı/anne enerjiyi ortaya çıkarır, O’na Allah’ın verdiği rolü teslim edersek, toplum o zaman dengeye oturup huzura kavuşur ve böyle kötü haberleri duymaz oluruz...

Babam Başbuğ Türkeş de kadına çok değer veren, her anlamda destekleyen ve önünü açan bir insandı. Başta anneme ve tabi ki beş kızına gösterdiği saygı, sevgi ve değer yakın çevresi tarafından gayet iyi bilinmektedir.

Ne mutlu ki bana böyle Türk ve Müslümanlığı yaşayan bir ailede, her zaman değer verilerek büyüdüm...

Şükürler olsun ki kadın olarak yaratıldım ve içimdeki kadına ait (basta yaratıcı/anne) özelliklerim yok olmadı. Şimdi de iki kızım var. İnşallah onları da bu doğrultuda yetiştirebilirim.