Oruç "Ey İnsan" çağrısını tefekkür etmektir. (Üzeyir İlbak)

Ve Ramazan ayına girdik. İslam aleminin aynı mescitte olduğunu hissettiği mukaddes ay hoş geldi. Ramazan hoştur. Hoşluklarla gelir. Hoşluklar bırakır. Esasında Ramazan gelmez; biz ona gideriz. Peki ne kadar hoş gidiyoruz kapısına.

Güler yüzle karşılar da bizi, uğurlarken onu anlamış olarak mı döneceğiz?

On bir aya yansıması gereken Ramazan'ı sabır, sebat ve tahammül duygularımızı eğiterek geçirebilecek miyiz?

Oruçla dokuz yaşımda tanıştım. Sadece bir gün tutmama müsade etti ailem. Ramazan Bayramı'nın manevi ruhunu aşılamak için tekne orucu dediğimiz oruç. Yaz mevsimine denk gelmişti ve çok susamama rağmen iftar saatine kadar bekledim.

Bir gün tuttuğum oruç bana çok şey kazandırdı. Sabır ve tahammül duygumun farkına vardım. Başarabilmenin sevincini yaşadım. Kendime güvendim. Kontrol mekanizmamın zihnimde olduğunu öğrendim.

Oruç tutma yaşına geldiğimde orucun faziletlerini ve önemini öğrenmiştim. İsteyerek oruç ibadetimi ifa ettim.

İbadetler de sabır gizlidir. Bir nevi otokontrol yöntemidir. Sizi disipline eder. Bireylerin ruhsal yapısını, duygularını, dürtülerini yönetmesini sağlar.

İbadetler fiziksel ve ruhsaldır. Allah'ı tanıma, kendini tanıma, kendini yönetme , başkalarını tanıma özetle varoluşunu kavrayabilme olgusudur.

Kur'an-ı Kerim Ramazan ayında indirilmiştir. Marifetullah ayıdır. Kur'an insanlara daima marifet dersleri verir. Allah'ın adıyla başlar ve Allah'ın Rahman ve Rahim olduğunu bildirir. Bu bir marifettir. Marifetullah Allah'ın sıfatlarını, sonsuz kemal ve kudrette olduğunu bilmektir.

Yaratıcı ve yaratılmış arasındaki bağı kurabilmektir. Bu bağ gerek yüce kitabında gerekse tabiatta apaçık gösterilmiştir.

Ramazan sadece yeme içme gibi fiziksel dürtülerimizi kontrol edebilmek değil, öfke, kin, kıskançlık, düşmanlık gibi duyguları da kontrol edeceğimiz bir süreç olmalı. Bedenen ve zihnen oruç tutmalıyız. Kendimizi eğitebilme, terbiye edebilme dönemidir.

Sosyal ibadettir ve paylaşım ayıdır.

İnsanın kendini inşa etmesi, iyi insan olma duygusu kalbi güçlendirir.

İnsanı ahlaki olarak olgunlaştırır.

İnancın kökleşmiş bir ağaca dönüşmesini sağlar.

Sezai Karakoç'un "Samanyolunda Ziyafet" adlı eserinde orucu şiirsel bir dille ifade eder...

"O Ramazan'ın birinci günü orucu içine ekmiştir.

Üçüncü gün oruç yeryüzüne çıkar.

Onuncu gün kök ve gövdelidir.

Onbeşinci gün dallar sürer.

Yirminci gün yapraklar açar.

Yirmibeşinci gün çiçek, çiçek ve çiçek!

Son gün dalları bastı kiraz...

Ulu ve yüce bir ağaçtır artık inanç insan da. Kök en derinde, yemiş nur olarak yüzdedir."

Oruç, ruhun kurumayacak bahçesidir. Bedenin öz ile buluşması, zamanın ve mekanın bütünleştiği manevi iklimi yaşamaktır.

Vicdanımızı tazeleyen, nefse kalkandır...

Sevgisiyle, idrakiyle...