CiddiGazete- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin TBMM'deki grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Ülkü Ocakları genel başkanlarından Hacettepe Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Sinan Ateş cinayeti ile ilgili konuşan Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli'ye seslendi.

İsim vermeden Mersin Milletvekili Olcay Kılavuz'u işaret eden Kılıçdaroğlu, "Madem bu kadar bağırıyor, çağırıyor o zaman daha açık ve net konuşayım; yanında cinayeti azmettiricileri barındırıyorsun, teslim edeceksin. Mafyayla fotoğraf vere vere, yanındaki gençlere yanlış mesaj verdin. Onlar da mafyacılık oynadı. Bir şehit var ortada, bu kan yerde kalmayacak. Kapısına gelen polislere hakaret eden azmettiricileri teslim edeceksin" dedi. Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından satır başları şöyle:

DOKUNULMAZLIK KONUSU

- Biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak demokrasiye inanıyoruz. Geçmiş yüzyılın acıları var, demokrasiye yapılan darbeler var, askeri, sivil darbeler var. Türkiye'nin bundan kurtulması lazım. Önümüzdeki seçimler bu bağlamda önemli seçimler. Siyasal partilerin kapatılması askeri dönemlere aittir.

- Demokrasilerde siyasi partiler kapatılmaz. O nedenle partileri kapatıp Hazine yardımını kesmek gibi demokrasi dışı uygulamaları asla kabul etmiyoruz, doğru da bulmuyoruz. Öyle bir noktaya geldik ki, tehdit ediyorlar. Açık ve net söylüyorum; CHP'nin milletvekillerinin, ben dahil dokunulmazlıklarını kaldırmazsanız namertsiniz!

- Biz kul hakkı yemedik ki korkalım, düşüncelerimizden ötürü mü yargılamak istiyorsunuz, yargılayın. Bizi dokunulmazlıklarla tehdit edeceklerini sanıyorlar, parlamentonun geleneklerini ayaklar altına alıyorlar. Korkmuyoruz, korkmayacağız. İnandığımız yolda kararlılıkla yürüyeceğiz.

"BU ÜLKEYE DEMOKRASİ GELDİĞİNDE BİR DAHA TELEVİZYONA ÇIKAMAYACAKLAR"

- Bugün 10 Ocak Gazeteciler Günü... Kalemini satmayan, haberinin peşinde koşan, haberini doğrulayan bütün gazetecilere şükran borcumuz var. Olayların perde arkasını biz onlardan öğreniyoruz. Onurlu bir gazeteci asla kalemini satmaz. Baskıdan da çekinmez, haberini bir gazeteci ideali içinde yazar. 4. güç olarak algılanmasının sebebi de budur.

- Toplum adına haber yapmak. Ocak ayının gazeteciliğimiz için büyük acılar barındırdığını bilmenizi isterim. Metin Göktepe, Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Hrant Dink onlardan biriydi. Bu gazetecilerimiz farklı tarihlerde ama birer ocak ayında katledildiler. Basın özgürlüğünün olmadığını biliyoruz, doğru haberlere yasak getirildiğini biliyoruz.

- Televizyonlara çıkıp AK Parti adına konuşan, aklını Saray'a kiralayanları da biliyoruz. Bu ülkeye demokrasi geldiğinde onlar bir daha televizyona çıkamayacaklar, onlar bir daha kalemini satamayacaklar. Evrensel'e ilan vermiyorlar.

- TÜİK gibi RTÜK gibi kendilerinin infaz kurumları var, bunları da yeniden düzenleyeceğiz. Evrensel'e, Yeni Asya'ya ilan verilmiyor. Bunların tamamını değiştireceğiz, hiç kimse endişe etmesin bu ülkeye gerçek anlamda demokrasi getireceğiz. Kalemini satmayan onurlu gazetecilerin 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü'nü kutluyoruz.

- Devleti yönetmek can ve mal güvenliğini sağlamaktır. Devleti yönetmek aslında hukuku ve adaleti sağlamaktır. Halkın huzur ve güveni var mı? Bizi dinleyenlere sesleniyorum, elinizi vicdanınıza koyun bu memlekette huzur var mı?

- 10 dakika sonra ne olacağını biliyor muyuz. Bütün bunlardan Türkiye'nin kurtulması lazım. Eğer hakim, hukukun üstünlüğüne göre karar vermiyorsa orada adalet yoktur. Saray'ın talimatını bekliyorsa ondan adalet beklenmez. Sadece can ve mal güvenliği mi? Hayır. Halkın refahının yükselmesi lazım. Bunun yolu da, bizden toplanan vergilerin toplumun çıkarları için harcanmasıdır. Birilerinin çıkarları için harcanıyorsa ülkede refah olmaz.

"SİYASET ASKERİN İŞİ DEĞİLDİR, HERKES HADDİNİ BİLECEK"

- Mahalle kabadayı gibi o makama oturulmaz. Erdoğan yine bildiğimiz Erdoğan'dı. Öyle bir noktaya geldi ki kendi trollü oldu. Devletin çürüdüğünü de gösterdi. Yalanı, dolanı, iftiralarını da alkışlayan kurmay askerler... Şimdi iki şeye dikkat çekmek isterim, biz CHP olarak bize düşeni yaptık. Değişmeyi bildik ve başardık.

- Her değişim önce dışardan başlar. Şimdi CHP gerçek anlamda halkın partisidir. Biz böyle yaptık. Statükoyu bıraktık, özgürlüğü savunduk, değişimi savunduk, varolan geçmişteki olayları aklı başında analiz ettik. Erdoğan ne yaptı? Dün eleştirdiği her şeye kendi dönüştü. Militarizmin savunucusu oldu. Dün beni siyasal olarak eleştirirken kendini askerlere alkışlatır oldu. Şahsen hiç umurumda değil, ama devletin çürüdüğünü gösterir.

- Siyaset koridorlarında kariyer devşiren askerler koyarsanız elinizde bol yıldızlı bol apoletli Ortadoğu apoletleri kalır. Onlar savaşlardan cephelerden kaçtılar. Komuta kademesi haddini bilsin. Siyaset askerin işi değildir, herkes haddini bilecek. Siyaset mi yapmak istiyorlar, çıkarsınlar o üniformayı.

"TESLİM EDECEKSİN AZMETTİRİCİLERİ"

- Sinan Ateş bizim de evladımızdır. CHP'de Ülkücü arkadaşlarımız var. Sinan Ateş onların da evladı, kardeşi, yol arkadaşı. CHP kardeşimizin, şehidimizin hakkını savunacaktır.

- Bu benim CHP Ülkücülerine karşı sorumluluğumdur. Ben bu sorumluluğumu yerine getirmek zorundayım. Madem bu kadar bağırıyor, çağırıyor o zaman daha açık ve net konuşayım:

- Yanında cinayeti azmettiricileri barındırıyorsun, teslim edeceksin. Mafyayla fotoğraf vere vere, yanındaki gençlere yanlış mesaj verdin. Onlar da mafyacılık oynadı. Bir şehit var ortada, bu kan yerde kalmayacak.

- Kapısına gelen polislere hakaret eden azmettiricileri teslim edeceksin.

- Şimdi çık, istediğin kadar bağır. CHP'de ciddi bir Ülkücü varlığı var ve bu ülkücülerle beraber hareket ediyor.

- Çünkü ülkücülük vatanseverliktir, biz de vatanseveriz.

- Onlar ülkelerini seviyorlar, biz de ülkemizi seviyoruz.

- Biz Sinan'ın kızlarına adaleti mutlaka getireceğiz.

- Bahçeli şunu çok açık ve net bilsin; Tank Palet'i Katarlılara teslim ettiniz bizler Tank Palet'i alacağız, şanlı ordumuza teslim edeceğiz Ülkücülerle beraber.

- Askeri hastaneleri ordunun elinden aldınız, ülkücülerle berabet onu da alıp ordumuza teslim edeceğiz.

- Süleyman Şah Türbesi'ni kaçırdılar. Türbenin bulunduğu toprak bizim toprağımız, orada dalgalanan bayrak bizim bayrağımız.

- Toprağımızdan kaçtılar bayrağımızı indirdiler, bütün ülkücülerle beraber, o Süleyman Şah Türbesi'ni toprağımıza götüreceğiz. Bayrağımızı dalgalandıracağız ve hep beraber selam duracağız.

- Yabancı askerler Türkiye'ye gelsin onlardan medet umuyorlar. Soruyorum Erdoğan'a, soruyorum Bahçeli'ye hangi yabancı askerleri terörle mücadele konusunda davet edeceksiniz? Alman mı, Fransız mı, Yunan mı...

- Hangi yabancı askerleri davet edeceksiniz. Şu ana kadar cevap alamadım. Ülkücü kardeşlerime söylüyorum, sizin yeriniz CHP'dir. Hep beraber gideceğiz, kanımızın son damlasına kadar mücadele edeceğiz. Erdoğan ile Bahçeli çatlayacak.