CiddiGazete- CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 20 Şubat günü 3 dakika arayla meydana gelen 6,4'lük ve 5,8'lik depremlerin ardından tekrar Hatay'a geldi. Kılıçdaroğlu'na Hatay'daki incelemelerinde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve partililer eşlik etti. Kılıçdaroğlu, Hatay'da deprem koordinasyon merkezlerini ziyaret ederken, bazı depremzedelerle de sohbet etti.

"KENTİN AYAĞA KALDIRILMASI GEREKİYOR"

Deprem sonrası üçüncü kez Hatay'a geldiğini belirten Kemal Kılıçdaroğlu, acıların hâlâ büyük olduğunu belirterek, şu ifadeleri kullandı:

"Hepimiz Hatay'ın acılarını derinden hissediyoruz. Bizim açımızdan tarihimiz açısından büyük bir önemi var. Hatay, Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün bize emanetidir. Çünkü 'Hatay benim şahsi meselemdir' diyerek hasta yatağından kalkıp Hatay'ı ana vatana katmıştır. Dolayısıyla Hatay'ın üzerine titrememiz gerekiyor. Büyük acılar yaşanan bir kentimiz. Dolayısıyla bu kentin ayağa kaldırılması gerekiyor. Belediye başkanlarımız, Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı'mızla birlikte koordineli çalışıyorlar. Ellerinden gelen bütün çabayı gösteriyorlar."

HATAYLILAR'A SESLENDİ

Hatay'ın demografisini değiştirme yönündeki bütün çabaları dikkate almak zorunda olduklarını vurgulayan Kemal Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:

"Hatay gerçekten demografik açıdan da dikkat edilmesi gereken bir kentimiz. Bu çerçevede de ben ülkeyi yönetenlere seslenmek ve onları uyarmak isterim. Bu konuda dikkatli olmaları gerektiğini de ifade etmek isterim. Bu bağlamda deprem dolayısıyla Hatay'dan ayrılıp komşu illere veya Türkiye'nin değişik illerine giden, bütün Hataylı kardeşlerime burası sizin yuvanız buraya umarım kısa süre içerisinde dönersiniz ve yine bir Hataylı olarak Hatay'ın kültürünü bütün dünyaya geçmişte tanıttığınız gibi bundan sonra da tanıtmış olursunuz."

"KADİM KÜLTÜRLERİN KORUNMASI ÖNEMLİ"

Hatay'ın kültürüyle ve tarihi eserleriyle korunması gerektiğini vurgulayan Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:

"Hatay kadim bir kenttir ve bu kadim kentin kültürüyle beraber dokusuyla beraber tarihi eserleriyle beraber korunması, yaşatılması, yıkılan eserlerin yeniden onarılması gerekiyor. Bu konuda da biz Cumhuriyet Halk Partisi olarak elimizden gelen her türlü çabayı göstermeye hazırız. Eğer bu konuda bir yasal düzenleme yapılmak isteniyorsa bu düzenlemeye parlamentoda her türlü katkıyı vermeye hazır olduğumuzu ifade etmek isterim. Kentlerin ruhu vardır dedim. Şunun için kentler, binalar değildir; kentler, yapılar değildir. Bu kentlerin kültürleri vardır. Kentlerin tarihleri vardır. Kentlerin tarihi eserleri vardır. Kültürlerin yaşatılması gerekir. Dolayısıyla bu kültürler bugünden yarına oluşan kültürler değildir. Yüzyılın süzgecinden geçip yüzyılların süzgecinden geçip günümüze kadar gelen kültürler, bu kadim kültürlerin korunması son derece önemli ve değerlidir."

"ÇADIR KONUSUNU NASIL ÇÖZEMİYORLAR?"

Kırsal bölgelerde kalanlar olduğunu, onların da sorunları olduğna dikkat çeken Kemal Kılıçdaroğlu, çadır sorununun 17 gün geçmesine rağmen çözülemediğini söyleyerek, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Gittiğim her yerde, arabadan indiğim her yerde, önüme çıkan herkes çadır sorunundan söz etti. Bir çadır bulamıyoruz, çadır alamıyoruz, diyorlar. Kişiler, çadır kentlerde değil; evlerine yakın mahallelerde, yerlerde, çadırlarda yaşamak istiyor. Çünkü binaları yıkılmamışsa binalarında eşyaları var. Dolayısıyla bir şekliyle bu sorunu aşmak istiyorlar. Çadır sorunu için ben tekrar Hatay'dan bu ülkeyi yönetenlere seslenmek istiyorum. Ya Allah aşkına siz koskoca Türkiye'de nasıl olur da bir çadır sorununu çözemezsiniz? Nasıl olur da bir çadır sorununu çözemiyorsunuz? Efendim çadır sorununu çözdük, diye ortalıkta geziyorsunuz. Gelin, vatandaşı bir dinleyin. Vatandaş size ne söylüyor? Bir bakın bakalım. Daha önce çağrı yapmıştık, aynı çağrıyı tekrar yapıyorum. Türkiye'de çadır üreten fiyatı ne olursa olsun, 'Evet, biz çadır üretiyoruz, istediğiniz çadırları size vereceğiz' diyorsa herhangi bir sanayici, herhangi bir üretici çadırların tamamını satın alıp deprem bölgelerine göndermeye hazırız. Çözemiyorlarsa bıraksınlar biz çözelim. 'Çadır' dediğiniz bir bina yapmak değildir ki. Dolayısıyla bu sorun hala temel bir sorun olarak önümüzde duruyor. Havalar ısınacak, bundan sonra daha farklı sorunlar çıkacak. Dolayısıyla iktidarın bu konuda çok daha hızlı davranması lazım. Hızlı hareket etmesi lazım ama kentin dokusuna, kentin kültürüne, kentin tarihine dikkat ederek, onları tahrip etmeden yol alması gerekiyor."