Binali Yıldırım, Meclis Başkanlığı görevinden istifa etmiyor.

Muhalefet ne yapıyor?

Ne yapacak?

“Etmeli! Etmeli!” diye bağırıyor, başka da bir şey yapmıyor.
 

Oysa oysa... Binali Yıldırım’ın istifa etmemesi, muhalefet açısından muazzam gollük pas!

Mesela muhalefet çıksa...

“Hayrola Binali Bey! Kazanamayacağınız için mi Meclis Başkanlığı koltuğunu yedeğinizde tutuyorsunuz?” dese...

Kesin gol olacak!
 

Mesela muhalefet çıksa...

“Aman istifa etmeyin Binali Bey... Meclis Başkanlığı koltuğu seçimden sona size çok lazım olacak” dese...

Yine kesin gol olacak!

Ama yok.

Gol atamıyor muhalefet.

Ve dolayısıyla her zaman olan şey, yine oluyor:

Atamayana atıyorlar!

Muazzam pası gole çeviremedi muhalefet

İDRİS NAİM ŞAHİN TAKLA ATILMASINI İSTEYECEK Mİ?

İDRİS Naim Şahin denilince benim aklıma şu olay gelir:

Kendisi İçişleri Bakanlığı görevinde... Memleketin bir köşesine gitmiş... Vatandaşın biri “Seni seviyoruz Sayın Bakanım” falan diye lüzumsuz bir sevgi gösterisinde bulunuyor... Ve İdris Naim Şahin, bu vatandaşa “Nereden bilelim sevdiğini? Hadi bir takla at da göster sevgini” falan diyor.
 

Ve bugün...

İşittiğimize göre...

İdris Naim Şahin, Ordu adayı olacakmış İYİ Parti’den... CHP de buna sıcak bakıyormuş... Hatta CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, İdris Naim Şahin’i öven demeç vermiş... Falan...
 

Bakalım İdris Naim Şahin, kendisi hakkında bu tür güzel girişimlerde bulunan partilere de...

“Hadi bir takla adın da beni ne kadar sevdiğinizi gösterin”falan diyecek mi?
 

PALU AİLESİ

PALU Ailesi’nin öyküsünün detaylarına daldıkça...

Şuna karar verdim:
 

Bundan sonra hiçbir sinema filmiyle ilgili olarak...

“Bu ne ya? Gerçek hayatta böyle şey olur mu? Amma da abartmışlar ha! Yok artık!” falan demeyeceğim.


İNÖNÜ/SARIGÜL KULİSİ

HAYRİ İNÖNÜ: Kemal Kılıçdaroğlu’nun “İnönü soyadını görmezden gelemem” diyerek Hayri İnönü’yü yeniden Şişli’ye aday yapacağı iddia edilmişti. Tamamen palavraymış! Dememiş böyle bir şey. Hatta ve hatta... Hayri İnönü’nün Şişli’ye yeniden aday yapılma ihtimali söz konusu bile değilmiş.

MUSTAFA SARIGÜL: Sarıgül konusu ise hâlâ netliğe kavuşmamış... Parti içinde bir odak, Şişli için Mustafa Sarıgül dışında bir seçeneği zorluyormuş. Ancak buna rağmen Mustafa Sarıgül’ün Şişli’den aday olma ihtimali, tamamen gündem dışı değilmiş. Konu hâlâ masada tutuluyormuş.

Muazzam pası gole çeviremedi muhalefet

SEN NASIL BİR KRALSIN!

Avanak Avni heykelini çalan vatandaşımızın mahkemede verdiği ifadeyi aynen aktarıyorum:


“Kadıköy’de yürürken bu heykeli gördüm. Bana gülümsüyordu. Koşarak gidip sarıldım. Heykel sarsıldı. İçimden bir ses ‘Al bunu eve götür’ dedi. Ben de alıp hiçbir şeye sarmadan metrobüsle evime götürdüm. Benim hiç arkadaşım yoktu. Onun için aldım.”
 

Hey arkadaş!

Sen nasıl bir kralsın ya!

Ve bu “kral”ın tutukluluğunun devamına karar veren sevgili mahkememiz!

Sorarım sana:

Hiç mi şiir okumadın sen?

Hiç mi film izlerken ağlamadın?

Hiç mi bir yetimin başını okşamadın?

Hiç mi bir türküyü dinlerken uzaklara dalmadın?

Seni hiç mi efkâr basmadı?

Kendini hiç mi yalnızlığın kopkoyu gölgesi altında boğulurken yakalamadın?

Muazzam pası gole çeviremedi muhalefet

KAŞIKÇI CİNAYETİNİN KİTABINI YAZDILAR

KAŞIKÇI cinayetiyle ilgili olarak gözümün önünden tonlarca haber, fotoğraf, belge, görüntü, demeç geldi geçti.

Hep “Keşke bütün bu devasa malzemeden usta işi bir kitap çıkarılsa” diyordum.

Bingo!

O kitap, Turkuvaz Kitap’tan çıktı!

Kitabı kaleme alan isim, Kaşıkçı cinayetinin izini ta en başından en sonuna kadar büyük bir titizlikle süren meslektaşımız Ferhat Ünlü...

İki meslektaşımız Abdurrahman Şimşek ve Nazif Karaman da araştırmalarıyla kitaba katkı sunmuş.

Soru işaretlerini gideren, yeni belgeler ve bilgiler sunan “Cemal Kaşıkçı Cinayetinin Karanlık Sırları-Diplomatik Vahşet” isimli bu kitabı okumaya başladım.

Şu kadarını söyleyeyim:

Bir cinayet romanı gibi okuyorum.

Tabii okuduklarımın baştan sona çok korkunç bir hakikati yansıttığını bir saniye bile aklımdan çıkarmadan...
 

AMAN DUYMASIN! 

Aman Vedat Milor duymasın: Ben hâlâ Latte’yi matah bir şey, Americano içmeyi de havalı bir şey sanıyorum.

Aman Canan Karatay duymasın: Beyaz Nutella çıkmış ve ben derhal bir kavanoz edinmek için yanıp tutuşuyorum.

Aman Bahçeli duymasın: AK Parti Bingöl İl Başkanı, cumhur ittifakının ruhuna aykırı aykırı konuşmuş.

DENİZ ÇAKIR KONUSU

GİTTİĞİ bir mekânda başörtülü kadınlara hakaret ettiği haberlere yansıyan Deniz Çakır...

Birinci gün: Sustu. İkinci gün: Sustu. Üçüncü gün: Sustu. Dördüncü gün: Sustu.

Ve beşinci günün şafağında nihayet bir açıklama yaptı.

“Öyle olmadı. Asıl onlar benden rahatsız oldu. Tartışma yaşandı” falan diyen bir yalanlama.

İki şey söyleyeceğim:

BİR: Bu yalanlamanın ardından artık “olgu”dan değil, “iddia”dan söz edebiliriz.
İKİ: Şimdi durum “bir-bir” olmuştur ve olayın aslı faslı belirsizleşmiştir.

Konu yargıda ve belirsizliği yargı çözecek. Ben de oradan çıkacak kararı bekleyeceğim.