Kıymetli dostlarım;

Çok taktir ettiğim ve yazılarını yakınen takip ettiğim Ayşe Sucu hanımefendi bir makalesinde muhalif olmayı şöyle tarif ediyordu:

"Muhalif olmak, edeptir. ilim ehli de muhaliftir. Öyle olmasaydı ilmi gelişme olmazdı.

Edep ise; hakikati eğmeden bükmeden söylemek, doğruya "Doğru", yanlışa "Yanlış" demektir. Yanıltan dostun olacağına, doğruyu söyleyen düşmanın olsun."

Evet dostlar; Almanların bir atasözü var ki çok hoşuma gider:

"Ne kadar düşman, o kadar şeref" derler...

Allah bizi düşmansız bırakmasın. Düşmansız insanın hali perişandır.

Düşmanımız olmaz ise kendimize aşık oluruz. Egolarımızın esiri oluruz...

Ego; ah o ego yok mu bir tavan yaptı mı, kendimizi doğru değerlendirme yeteneğimizi tahrip eder, dış dünyaya doğru bakmamızı engeller. Görüşümüzü bozar, karar alma sürecinde bize tahakküm eder.

Abartılmış takdir ve alkışlanma isteği yaratır, empati yapamaz hale getirir, ahlaki olmayan davranışlara daha meyilli oluruz.

Bu durum, maddi ve manevi iflasımız demektir.

Siyasi hayatımızın son yıllarına baktığımızda manevi iflası açık bir şekilde görürüz.

Ne düşmanlıklar ne de dostluklar kalıcı.

Her an herkes birbiri ile düşman, her an birbiriyle dost.

Sanki ayrılmaz siyam ikizleri gibi...

Türk siyasi hayatında önemli bir yeri olan Osman Bölükbaşı merhum ne güzel söylemiş:

"Dün sövdüklerini bugün övenler, dün övdüklerine bugün sövenler göstermiştir ki, köpekler her avcı ile ava çıkarlar..."

Tenkitlere açık olmayan doğruları sadece doğruları söyleyen, yakın ve samimi dostlarına kulak tıkayıp onlara düşman olanların yanında, bu memleketin ekmeğini, aşını yiyip havasını teneffüs eden, sonra da bölücülük yapan siyasi partilere ipini elinde tutan sahiplerinin vasıtasıyla sızan köpekler de merhumun bu tanımlamasına dahil olduğunu bilesiniz.

Yakında yeniden 7 tekmili birden seyrederiz.

Edep ya Hu...

Malumdur ki; "Edebi olmayanın ilmi, sabrı olmayanın dini, iffet ve korkusu olmayanın Hakk'a inancı olmaz!.."

Edepli, şerefli, iffetli, Hakk'a inanmış insanlar, "Türk milletine, Türk kimliğine, Türk devletine düşman olan içteki ve dıştaki düşman unsurlara, tehdit edenlere, baskı kurmaya çalışanlara düşmandırlar!..

Böyle de olmak mecburiyetindedirler.

Ehli muhalif ve ehli fenâ, ehli hak sahibi insanlar bu memleketin dertleriyle dertlenir, bu dertlerle de demlenirler...

Dertlenmek ve demlenmek mecburiyetindedirler.

Muhalif ehli olanlar sadece siyaset alanında değil, hayatın her alanında doğruları; sadece doğruları ifade etmek mecburiyetindedirler.

Ehli muhalif olanlar önce kendine, kendi nefsine muhalif olmak mecburiyetindedirler .

Ehli iktidar da kendi nefsine muhalif olmak mecburiyetindedirler.

Edep sahibi; hakikati eğmeden bükmeden haykıran ehli derde, ehli Hakk'a, ehli fenâ'ya, ehli didara, ehli irfana, ehli muhaliflere selâm olsun.

Sağ olasınız, selamet bulasınız, devletle yaşayasınız.

Ne mutlu Türk'üm diyene!..