Ortaçağda milletler ve devletler arasında belirleyici unsur dindi. Hatta Ortaçağda bile örneğin Malazgirt Savaşı'nda Abbasiler Alparslan'ın kazanmasını istemediler, destek vermediler. Çünkü Araplar, Türklerin büyük devlet olmasından korkuyorlardı.

1000 yıl sonra Türkler Ortaçağ anlayışına gerilediler. Neymiş?.. "Filistin bizim kırmızı çizgimiz"miş. Peki niye?.. "Orada Mescidi Aksa var" mış.

Gezegenimizde insan eliyle yapılan hiçbir yapı adalet kavramından daha kutsal olamaz. Müslümanın kırmızı çizgisi ADALETTİR, BİLİMDİR... Bu iki kavramla ilişkisi olmayan cahil yığınlar İslam ülkelerini geri bıraktılar.

Eğer Hristiyan Avrupa ülkeleri kapılarını açsalar Türkiye başta olmak üzere İslam ülkelerinde Müslüman kalmaz, Batı'ya göç ederler. İslâm ülkelerini yaşanmaz hale getiren siyasi putçu cahil Müslümanlardır.

★★★

TÜRK TÖRESİ ve BEDEVİ GELENEĞİ

Türk töresinde:

"Milleti han bağlar, hanı da töre bağlar, milletin başı töreyi çiğner ise kellesi alınır" idi.

Türklerin İslam dinine girmesi sonrasında Arap Bedevilerinin biat geleneği de İslami unsur sanılarak alındı. İslam ise akla, muhakemeye önem veren bir din olmasına rağmen cahillerin elinde aklın, sorgulamanın önü kapatıldı.

Arap Bedevi geleneğinde sorma, sorgulama yoktu, körü körüne biat, itaat vardı sadece.

Beyin aydınlanmasını tamamlayamamış zayıf bireyler biatsız yapamıyorlar; ya bir şeyhe ya bir parti genel başkanına veya bir örgüt liderine biat ederek "On dönüm bostan, yan gel yat Osman" kolaycılığına kaçıyorlar.

Cübbeli Ahmet'e hurma ısırttıran mürid ile "Lidere biat şereftir" diyen parti mankurtu arasında pek fark yoktur, hatta ikincisi daha tehlikelidir.

★★★

UYAN TÜRKOĞLU

Atatürk'ü "Milli kuvvetler hazırlayıp Kurtuluş Savaşı'nı başlatması için Samsun'a Vahdettin gönderdi" yalanını ilk dillendiren kişi Mevlanzade Rıfat'tır. Bu adamın 1929'da Halep'te basılan "Türkiye İnkılabının İç Yüzü" kitabında bu yalan yer almıştır.

Şimdi sıkı durun!..

Mevlanzade Rıfat, yakın tarihin ilk siyasi Kürtçülerinden biridir. Kürdistan kurulması yönünde istekleri Atatürk tarafından karşılanmayınca intikam almak, Kurtuluş Savaşı'nı kafa karışıklığı ile karalamak yolunu seçmiştir.

Fesli Kadir, Fetöcü M. Armağan ve diğer hilafetçi yazarlar Atatürk ve Cumhuriyet düşmanı işte bu bölücü Kürt gazetecinin izinden gitmişlerdir.

★★★

ABDÜLHAMİT, FİLİSTİN, YAHUDİLER ve BEYNİNİZE SAKSI TESTİ

Fransız Seyyah Albert Renouart 1891'de İstanbul'u gelişinde Osmanlı yetkililerden aldığı bilgiye göre Yahudilerin durumunu şöyle özetlemektedir:

"Avrupa kıtasında yaşayan Osmanlı vatandaşı Yahudiler: 50.000 ,Filistin'de yaşayanlar: 40.000, Anadolu'da 60.000 olmak üzere toplam 150.000."

Osmanlı vatandaşı olan Yahudiler, Müslümanlarla aynı haklara sahiptiler. Abdülhamit döneminde, 5 Mart 1883'de çıkarılan yeni kanun, başka ülke topraklarında yaşayan Yahudilerin Filistin'de taşınmaz mal satın almalarını yasakladığı doğrudur.

Amaaaaa... Eğer Allah'ın verdiği beyni saksı olarak kullanmıyorsanız şunu düşünmeniz gerekir:

"Abdülhamit zamanında, Osmanlı vatandaşı 150.000 Yahudi yaşıyorsa Filistin'den toprak almak için o kadar yol var demektir. Kaldı ki sadece Filistin'de 40.000 Yahudi vardır."

Saksıyı çalıştırmaya bu yetmedi ise çok önemli başka bir bilgi vereyim: "Abdülhamit tahta çıktığında Filistin'de sadece 3.000 Yahudi vardı, tahtan indirildiğinde ise Yahudi nüfusu 50.000 olmuştur."

Şimdi şu soruya cevap verin:

"Abdülhamit zamanında, Filistin'de, Yahudilere toprak satıldı mı, satılmadı mı?.. 'Satılmadı' diyorsanız nüfus artışına bir açıklama getirmeniz gerekir."

Beyninizi saksı olarak kullanmayı bırakın!..