İnsanın kendini değil, başkalarını düşünmesi; kendini onların yerine koymasına "nezaket" denir. Bu tanıma göre, başkalarını düşünmek bakış açısını genişleterek mümkün olur.

Nezaket, saygı duymanın değer vermenin adıdır. Sosyal olmanın ölçüsü, ilkel benliğini yıkmasıdır. Aksi takdirde, bencillik, saygısızlık, terbiyesizlik ve görgüsüzlük ortaya çıkar.

Nezaket bir kültür göstergesidir. Aklın ve zekanın kullanılmasıdır. Kişilerin karakter ve imaj kavramını oluşturur.

Toplumların kaynağını oluşturan gelenek-görenek, adalet, kanun ve kurallar, din ve inanç değerleri vardır. Gelişmiş toplumlar bu değerleri uygularken nezaket ve görgü kuralları çerçevesinde değerlendirirler. Bu da toplumun niteliğini belirler, iletişimi etkiler.

Voltaire'nin söylediği gibi "Nezaket, fikir ve ahlak kültürünün simgesidir."

Hoşgörü ve iyimserlik, anlayışlı ve olgun davranış sergilemek insanı üst kimliğe taşır.

-

CÜMLELERİ KURMAK KOLAYDIR, UYGULAMAK ZOR!

Siyasette öyküler, simgeler önemlidir. Esasında sanatın tüm dallarında da vardır. Anlatılmak ve vurgulamak istediğini şiirlerinin dizelerine serpiştirir şair. Hikayelerinde yaratır ve yaşatır yazar. Bir ressam fırçasının renklerini sembollere yansıtır. Tesirinde bırakmak isterken kimi zaman duyguyla kimi zaman mizahla kimi zaman da öfkeyle anlatır. Lakin kırmadan dökmeden nazikçe...

NEZAKET UYGARLIKTIR!

Bir anımı paylaşmak istiyorum yazıya müteakip.

Bir toplantıya katılmak için sabah erkenden yola çıktım. Evimin yolunda bir kadınla karşılaştım. Bana gülümsedi ve "Günaydın" dedi. Ben de aynı şekilde gülümsedim ve cevap verdim. Çok mutlu oldum ve kadının yüzünü dahi unutmadım. Bir daha da karşılaşmadık. Onu burada sizlerle paylaşma gereği bile duydum. Adını bilmediğim insanın yaptıklarının güzelliğini paylaştım. Ne yaşatırsan öyle anılırsın. Olumlu veya olumsuz bir şekilde anılırsın.

An anılar anda kalanlar huzur versin yeter ki. Ya da ders olsun gelecek adına...

Şu sıralar yaşadıklarımız huzur vermiyor maalesef. Ülkemizde çıkan yangınlar soluğumuzu kesti. Ciğerlerimizi yaktı kaybettiklerimiz. Umudumuz küllendi.

Daha önce de yaşadıklarımız farklı değildi.

Dün de yaşadıklarımızı bugün yaşamaktan ve yarın yaşayacağımız olmaktan üzgünüz.

Neden hep çaresiziz?

Neden hep öfkeliyiz?

Neden sözlerimiz ağzımızdan çıktığı gibi fırlıyor?

Neden yapılanlar bizleri değersizleştiyor?

Değersiz miyiz değersiz misiniz?

Neden acılarımızı paylaşamıyoruz?

Neden ortaklaşamıyoruz?

Oysa ortak paydamız insan olmak. Bir gün yok olmak. Yok olacağımızı bile bile geleceğimizi geçmişimizle karartmamak...

Yaşayan ve bizi yaşatan değerlere nezaket göstermek. Varlığımız için var etmek. Ülkemiz adına insanlık adına...

Öngörebilmek bu kadar mı zor!

Kararı keyif çayı içerken bari ver...