Oy kullanmak için semtimizdeki okula gittim. Oy vereceğim sandığı buldum. Önümde 4 bayan var, yaşları 40-45 arası. Arapça konuşmaya başladıklarında Suriyeli olduklarını anladım. Onlar sığınmacı değil artık, vatandaş olmuşlar ve benimle aynı haklara sahipler.

"Kargalar, sülükler, itler uyandı

Uyan öz yurdunda garibim uyan.

Gün kuşluk yerine vardı dayandı

Uyan uyutulmuş sahibim uyan."

Sakarya Savaşını kazandığımızda Anadolu Türklüğünü kurtardığımızı sanıyorduk, BOP'çuların başlattığı, Suriyeliler üstünden Araplaştırma savaşını kaybetmişiz. Suriyeliler birbirlerine sesle nefes arasında son uyarılarını yapıyorlardı. "Türk milletinin sigortası" görüp uğrunda yüzlerce yazı ve kitaplar yazdığım eski yol arkadaşlarımla Suriyeli kadınlar aynı kişiye oy vereceklerdi. Hakkını helal et gençliğim!..

"Davalar uykuda, düşte kalmasın

Öze in, emekler dışta kalmasın

Umutlar tufanda, kışta kalmasın

Uyan kurtarıcım, tabibim uyan."

Önümüzde 50 kişi vardı, bir saat sonra kapı ağzına gelmiştik. Suriyeli kadınların da önünde çikolata renkli bir kadın vardı, elinde seçmen bildirim kâğıtı yoktu. Cep telefonunu çıkartp orada bir resim dosyası gösterdi. Sandık görevlisi sordu:

"Türkçe biliyor musun?"

"No nu" dedi sadece.

Genç kadın sanırım ya Malezyalı idi ya da Afrikalı. Türkçe bilmiyordu ama hem vatandaş yapılmıştı hem de seçmen.

"Ne günlere kaldık ey gazi hünkâr!.."

Almanya'da vatandaş olmanın en önemli koşulu iyi derecede Almanca bilmektir. Ülkemiz yol geçen hanı olmuş.

"Dumanlı dumanlı oy bizim eller,

Oturup ağlasam delisin derler..."